"Yaratılış amacımıza uygun bir hayat sürmemiz gerekir"
Yaratılış amacına uygun hareket edilmesi takdirde tüm kötülüklerden korunabileceğini söyleyen Batman İl Müftüsü, yaratılış amacına uygun bir hayatın da ancak doğru bilgi olan Kur`an ve sünnet çerçevesinde olduğunu belirtti.
Batman İl Müftüsü Turgut Erhan, maneviyatın giderek azaldığı günümüzde her geçen gün yayılan ve sayısı hızlıca artan uyuşturucu kullanımıyla ilgili İLKHA'ya değerlendirmelerde bulundu.
Allah'ın insanı mükemmel bir şekilde yaratıp, onu zübde-i âlem kıldığını söyleyen Erhan, "Cenabı Hak, en güzel şekilde yaratmış olduğu insanoğlunu kâinata halife olarak göndermiş ve yeryüzünde ne varsa da her şeyi insanoğlunun emrine vermiştir. Şüphesiz dünyada insanoğluna aynı zamanda sağlığını, sıhhatini, bedenini de emanet olarak tevli etmiştir. Biz bu mükemmel şekilde yaratılan, emanet olarak verilen bu bedene sahip çıkmak ve onu emanet verene, o emaneti koruma bilinci çerçevesi içerisinde iade etmeniz gerekir. Bunun için de Allah'ın yeryüzünde bizler için sınırlamış olduğu hak ve hakikat çizgisi içerisinde bir hayatı yaşamımız gerekir. Özellikle helal ve haram çizgisine çok fazla dikkat etmemiz gerekir. Eğer bunlara dikkat etmediğimiz zaman o zaman emaneti hakiki anlamda korumuyor ve kollamıyoruz demektir." diye konuştu.
"Ahiret bilinci olmadığı zaman tehlikelere, uçurumlara doğru gidilecektir"
Haram, helal çizgisine dikkat edilmediği, dünyevileşme peşinde koşulduğu zaman ahiret bilincinin de zihinlerden, belleklerden silinmeye yüz tutacağını belirten Erhan, "Ahiret bilinci olmadığı zaman da dünyevileşme bizi daha çok tehlikelere, uçurumlara doğru alıp götürecektir. Bunun için manevi bir kalkınmayı öncelikle insan kendi dünyasında, bedeninde, yaşantısında çok iyi yapması lazım. Bunun için helal ve haram bilincini kendi zihin dünyasında ve yaşantısında uygulaması gerekir. Eğer buna dikkat edilmediği zaman dünyevileşme bizi hakikaten çok kötü alanlara götürür. Kötü alışkanlıklar, uyuşturucular hem insanın bedenini, kendi hayatını zehirleyen, hem aileyi, çevreyi, etrafı ve hem de içinde bulunmuş olduğumuz toplumu zehirler hale gelecek. Dolayısıyla insanoğlu hem kendi dünyasını, hem de etrafındaki insanların dünyalarını ve kendi ahiretini de hakikaten tehlikeye atmış olacaktır. Bunun için manevi anlamda beslenme kaynaklarımızı çok iyi bilmemiz lazım ki o da hiç şüphesiz Kur'an ve Sünnet'tir." dedi.
"Kendini zehirleyen insan, başkalarını da zehirleyen insandır"
Allah'ın Kur'an-ı Kerim'de, Resulullah'ın da (sav) kendi hayatında insanların nasıl bir yaşam sürmesi gerektiğini gösterdiğini vurgulayan Erhan, "Buna uygun hareket edilmediği zaman, çirkin bir takım alışkanlıklara bulaştığımız zaman veya onların taşeronluğunu yaptığımız zaman zehir tacirleri bizim üzerimizden kendi dünyalarını mamur etmeye çalışırken bizi de kullanmış olacaklardır. O zehir özellikle uyuşturucu ve benzeri türevleri bizi zehirlemekle kalmayacak; çevremizi, etrafımızı ailemizi perişan hale düşürecektir. Kendisini zehirleyen insan sadece kendisini değil; ailesini, çoluğunu, çocuğunu etraf ve çevredeki insanlara da kötü örnek teşkil edecek şekilde başkalarını da zehirleyen insandır. Dolayısıyla buna bulaşan ve bu şekilde devam eden bir insanın aile hayatından da söz etmek mümkün değildir." ifadelerini kullandı.
"Yaratılış amacımıza uygun bir hayat sürmemiz gerekir"
"Uyuşturucuyu alışkanlık haline getiren insanların sadece kendisini mahvettiğini görmüyoruz." diyen Erhan, şunları söyledi: "O ailenin perişan olduğunu, eğer çocuklar varsa çocukların hayatlarının tamamen dünyada kararmaya başladığını, sonu intiharla sonuçlanan bir takım olumsuz durumları da müşahede ediyoruz ki bu da çok acı bir gerçekliktir. Bütün bunlardan dönüş yolu itibariyle de bizim yaratılış amacımıza uygun bir hayat sürmemiz gerekir. Yaratılış amacımıza uygun bir hayatı da ancak ve ancak doğru bilgiyi elde ederek, o bilgi ile Kur'an ve Sünnet çerçevesi içerisinde bir hayat tarzını kendimize ilke edinerek yaşamış oluruz ki bunun da öğrenileceği yerler hiç şüphesiz eğitim kurumlarımızdır. Biz de buralarda bunun çabası ve gayreti içerisinde olursak hem bizi, toplumumuzu ve hem de dünyamızı zehirlemek için gayret ve çaba gösteren insanların başarılı olamayacakları bir gerçektir."
"Çocuklarımızı zehir tacirlerinden uzaklaştırmalıyız"
Gençleri ve çocukları zehir tacirlerinden korumak için herkese büyük görevlerin düştüğüne dikkat çeken Erhan, "Biz de şehrimizde bu zehir tacirlerinden özellikle gençlerimizi, çocuklarımızı uzaklaştırmak için çaba ve gayret sarf etmeniz lazım. Bu zehir tacirleri, uyuşturucu baronlarının özellikle gençlerin o atak, heyecanlı, hareketli durumlarından da istifade ederek onların nefis ve şeytanın da onların dürtülerini onlara karşı kullanarak kötü yollara sevk ettiklerini görüyoruz. Ailelerin çocuklarına karşı duyarlı olmaları, gençlerin bu tacirlerin ellerine düşmemek için iyi dost, iyi arkadaş edinmeleri hiç şüphesiz kendilerini kurtarma açısından da ve o uyuşturucu tacirlerinden de uzak kalma açısından da önemli olacaktır. Bunun için çoluğuyla, çocuğuyla, eşiyle, etrafı ile barışık aileler, iyi yetişmiş dostlar ve arkadaşlar kötü alışkanlıkların önüne geçecek setlerdir. Biz zararlı alışkanlıklardan insanlarımızı korumak için önleyici tedbirler olarak camilerimizde, Kur'an kurslarımızda, zaman zaman hutbelerimizde, vaazlarımızda bunları aktarıyoruz, anlatıyoruz. Milli Eğitim okullarımız da bunlara aktaracak, sivil toplum kuruluşlarımız bulunmuş olduğu mahalle ve yerlerde bunları aktaracak ki önleyici tedbir olarak zehir tacirlerinin önlerine de geçmiş olalım, toplumumuzu duyarlı hale getirelim." açıklamasında bulundu. (M. Fatih Akgül - İLKHA)