Müslümanlar kardeş kavgası üzerinden dizayn edilmeye çalışılıyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İslam dünyası, tıpkı bir asır önce olduğu gibi kan, gözyaşı ve kardeş kavgası üzerinden yeniden dizayn edilmeye çalışılıyor." dedi.
İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İslam dini umut olmayı, çağları aşan mesajıyla insanların tüm sıkıntılarına karşı deva olmayı sürdürdükçe, belli çevrelerce hedef alınmaya devam edilecektir, bunu da böyle bilelim. Müslümanları içten çökertmeyi hedefleyen bu saldırılara karşı uyanık olmak, gereken hazırlığı yapmak hepimizin ortak görevidir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde Meridyen Derneği tarafından düzenlenen 7. Hadis ve Siret Araştırmaları Ödül Töreni'nde yaptığı konuşmasına, "Allah'ın salat ve selamı, gönüllerimizin tabibi rehberimiz Efendimizin, Hz. Muhammed (SAV) Efendimizin ehli beytinin üzerine olsun diyorum. Rabbim bizi, kardeşin kardeşi, annenin evladını tanımayacağı, ruz-i mahşerde işte bugün burada olduğu gibi Peygamber Efendimizin Liva-ül Hamd ismiyle müsemma sancağı altında toplananlardan eylesin diye dua ediyorum." diyerek başladı.
Meridyen Derneği'nin bu yıl 7'ncisini düzenlediği ödül töreninin hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, bu programın düzenlenmesinde emeği, katkısı, desteği olan herkese teşekkürlerini sundu. Siret ve hadis alanındaki çalışmalarıyla ödül almaya hak kazanan akademisyenleri ve öğrencileri tebrik eden Erdoğan, eksikliği hissedilen birçok alanda kalıcı, başarılı ve nitelikli projelere imza atıldığını vurguladı.
Derneğin, özellikle gençlerin her açıdan donanımlı, milli ve manevi değerlerle mücehhez şekilde yetişmesi için gayret sarf ettiğinin altını çizen Erdoğan, kendilerinin de bu etkinliklere gereken desteği vermeye çalıştıklarını bildirdi.
İmam hatip yıllarında bir münazaracı olarak, mayıs ayında derneğin düzenlediği uluslararası bir münazara turnuvasına katıldığını, bu turnuvada yurt içinden ve dışından gençlerle bir araya geldiğini anımsatan Erdoğan, "Her zaman ifade ettiğim gibi, ehl-i hünerin kadrini, kıymetini bilmek de hünerdir. Bilhassa siret ve hadis alanında disiplinli ve titiz bir çalışmanın hasılası olarak ortaya çıkan eserlerin kıymetini hakkıyla takdir etmenin elzem olduğunu düşünüyorum. Bu eser sahiplerinin desteklenmesi, taltif edilmesi, verilen emeğin boşa gitmeyeceğini göstermesi açısından çok önemlidir." ifadelerini kullandı.
Hadis Veritabanı Projesi'ni hazırlayanlara teşekkür
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meridyen Derneği tarafından yürütülen "Sonpeygamber.info" projesi ve bu kapsamda bu yıl yedincisi düzenlenen Hadis ve Siret Araştırmaları Ödül Töreni'nin ciddi bir boşluğu doldurduğuna inandığını belirterek, Prof. Dr. Yavuz Ünal'ın detaylarını açıkladığı projenin de tanıtımını yapmış olduklarını söyledi.
Hadis Veritabanı Projesi'nin de internet üzerinden hadis ve sünnet konusunda sahih bilgi kaynaklarına erişimi kolaylaştırmak için hazırlandığına dikkati çeken Erdoğan, bu sitenin hadis ve sünnetin yanı sıra Hz. Muhammed'in hayatı, peygamberliği, sosyal hayatına ilişkin özel bölümleri de içerdiğini aktardı. Yetkin isimlerin katkısıyla oluşturulan ve Türkiye'de ilk kez bir sivil toplum kuruluşunca 5 dilde hazırlanan projenin hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, hazırlanmasında emeği geçen tüm hocalar ve akademisyenlere de teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rabbimiz Kur'an-ı Azimüşşan'da, 'Andolsun ki Rasulullah'ta sizin için Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel örnekler vardır.' buyuruyor. Hz. Aişe Validemiz de 'Peygamber Efendimizin ahlakı nasıldı?' sorusuna, 'Onun ahlakı Kur'an'dı.' diye cevap veriyor. Resulullah Efendimiz (SAV) sadece Kur'an-ı Kerim'in vahyine aracılık etmemiştir. Aynı zamanda O'nu bilfiil yaşamış, hayatına tatbik etmiştir. Bu açıdan Peygamberimizin (SAV) hayatı, yani Siyer-i Nebi, Kur'an-ı Kerim'in bir nevi tefsiridir. Peygamber Efendimiz (SAV), Hz. Aişe Validemizin ifadesiyle 'Yürüyen Kur'an'dır.' buyuruyor. Sünnet ve siret olmadan İslam'ın yaşanması mümkün değildir. Müslümanların sünnetle olan bağı ne kadar güçlü, ne kadar muhkem ise dinleri ile olan bağları da aynı şekilde kavidir, sağlamdır. Kim ve ne adına olursa olsun bu bağı yok sayan veya koparmaya çalışan her teşebbüs, bizim nazarımızda gayri İslami'dir. Peygamber Efendimizin sünnetini hedef almakla doğrudan Kur'an-ı Kerim'i hedef almak arasında fark yoktur. Sünnet-i seniyyeyi tarihsel bir okumayla sadece kısıtlı bir dönemin sınırlarına hapsetmek, Müslümanların hayatından Peygamber Efendimizi çıkarmayı amaçlayan kirli bir tezgahtır. Bunun altını çiziyorum."
"Saldırılara karşı uyanık olmak, hepimizin ortak görevidir"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu tezgahın kimi zaman Batılı ülkelerde olduğu gibi, fikir özgürlüğü adına Hz. Muhammed'i tahkir eden karikatür, şiir, resim ve kitaplarla yapıldığını, aynı oyunun kimi zaman da ravisi zayıf ya da uydurma hadislerin arkasına saklanılarak sahnelenmeye çalışıldığını vurguladı.
İslam tarihi incelendiğinde bu tür gayretlerin farklı dönemlerde, farklı şekil ve kisveler altında devreye konulduğuna şahit olunacağına işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Son dönemde gerek ülkemizde gerekse yurt dışında bu tür hadsizliklerin daha çok gündeme gelmesi, asla tesadüf değildir. İslam dini umut olmayı, çağları aşan mesajıyla insanların tüm sıkıntılarına karşı deva olmayı sürdürdükçe, belli çevrelerce hedef alınmaya devam edilecektir, bunu da böyle bilelim. Müslümanları içten çökertmeyi hedefleyen bu saldırılara karşı uyanık olmak, gereken hazırlığı yapmak, hepimizin ortak görevidir. Bunun yolu da Siyer-i Nebi'yi sahih kaynaklardan okumaktan, iyi öğrenmekten, Resulullah'ı (SAV) sevmekten ve O'nun ahlakıyla ahlaklanmanın yollarını aramaktan geçiyor. Öncelikle şu gerçeği kabul etmeliyiz. Siyer bizim Kur'an-ı Kerim'i anlama kılavuzumuzdur. Siyer bizim hayat rehberimiz, referans kaynağımızdır. Peygamberimizin hayatının her safhası, her aşaması, her dönemi bizim için örnektir. Bekarlığı, gençliği, evlililiği, aile reisliği, yaşlılığı, dostluğu, savaşçılığı, idareciliği, tüccarlığı ile Hz. Muhammed (SAV) bizim rehberimizdir. Bu rehberden tam anlamıyla istifade etmek ise O'na mutat olarak başvurmaktan geçiyor. Dolayısıyla Siyer hayatımızın farklı alanları için tekrar tekrar okuyup üzerinde düşünmemiz, ibret almamız gereken bir metindir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hadis Veritabanı Projesi'ni bu açıdan da son derece kıymetli bulduğunu, teknolojinin imkanlarını sonuna kadar kullanan gençlerin bu çalışmadan daha çok istifade edeceğine inandığını dile getirdi.
"Etnik ve mezhebi fay hatları derinleştirilerek Müslümanlar daha kolay yutulur lokmalara bölünmek isteniyor"
Türkiye olarak her hal ve şart altında kardeşlerin arasını yapmaya, krizleri suhuletle aşmaya çalıştıklarını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz bu gayret içerisindeyken bakıyoruz ki günümüzün Neronları yeni bir ateş yakmış. Tam Suriye meselesinde mesafe kat ettik, katliamları durdurduk derken kucağımızda Kudüs meselesini, Yemen'den yükselen feryatları buluyoruz. İslam dünyası, tıpkı bir asır önce olduğu gibi kan, gözyaşı ve kardeş kavgası üzerinden yeniden dizayn edilmeye çalışılıyor. Etnik ve mezhebi fay hatları derinleştirilerek Müslümanlar daha kolay yutulur lokmalara bölünmek isteniyor. Bu açıdan Suriye, Irak, Yemen, Libya, Arakan ve Kudüs'te yaşanan hadiseler kesinlikle tesadüf değildir. Bu krizlerin tamamı bilerek, planlanarak çıkarılmıştır. Çözüm yolları da kasıtlı olarak tıkanmaktadır. Amaç Müslümanların enerjilerini ve kaynaklarını iç çatışmalarla tüketmektir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Selahattin Eyyübi'nin "Dostlarıyla uğraşanlar, düşmanlarını yenemez." dediğini dile getirerek, "Müslümanlar birbirleriyle uğraşırken aradan sıyrılanlar terör örgütleridir. İsrail gibi devlet terörü uygulayan ülkelerdir. Müslümanların kavgasının yegane kazananı sömürgecilerdir, silah tüccarlarıdır. Şayet bugün İsrail ve Amerikan yönetimi Kudüs konusunda bu kadar hoyrat, bu derece hukuksuz davranabiliyorsa, sebebi Müslümanların o içler acısı halidir." diye konuştu.
"İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi, kırılma noktası oldu"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün kadim İslam beldelerinden ezanlar yerine dumanların yükselmesinin nedeninin biraz da basiretsizlik olduğunu vurgulayarak, İslam dünyası bu derece bölünmüş olmasa, hiçbir gücün Müslümanların harim-i ismetine el uzatamayacağını söyledi.
Müminlerin Peygamber Efendimizin buyurduğu gibi bir duvarın tuğlaları gibi birbirine kenetlense hiç kimsenin milyarlarca insanı karşısına almaya cesaret edemeyeceğini belirten Erdoğan, çağrıları üzerine toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi'nin bu açıdan bir kırılma noktası olduğunu düşündüğünü dile getirdi.
Erdoğan, çarşamba günü yapılan zirve toplantısının, çok kısa sürede, bir hafta içerisinde istenildiği zaman Müslümanların neler yapabileceklerini ve başarabileceklerini tüm dünyaya gösterdiğini ifade ederek, teşkilatın oy birliğiyle Kudüs'ü Filistin devletinin işgal altındaki başkenti olarak ilan etmesinin gerçekten tarihi bir duruş olduğunu kaydetti.
"Şimdiden zirvenin olumlu yansımalarını gördük"
Bu kararla teşkilatın hem kuruluş gayesine sahip çıktığını hem de rüşdünü ispat ettiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Aynı şekilde İstanbul zirvesi katılım seviyesinin yüksekliği ve çokluğu itibarıyla da tüm dünyaya güçlü bir mesaj vermiştir. Hamdolsun şimdiden zirvenin olumlu yansımalarını görmeye başladık. İnşallah bundan sonra atacağımız adımlarla şu an şer gibi gözüken bu durumu hayıra tebdil edeceğimize Rabb'imin lütfuyla inanıyorum. Şüphesiz buradan elde edeceğimiz netice sadece Kudüs meselesiyle sınırlı kalmayacaktır. Gündemimizdeki diğer konularda bu başarı çarpan etkisi oluşturacak, Müslümanlara, uzun süredir hasretini çektiğimiz öz güveni aşılayacaktır. Aynı zamanda bu gelişme dünyadaki tüm mazlumlara ve mağdurları umut verecek, cesaret kaynağı olacaktır. Bu sebeple İslam ülkelerinin Kudüs imtihanından alınlarının akıyla çıkması çok büyük önem arz ediyor. İnşallah Rabb'imin yardımı, milletimizin duası, ümmetin dayanışmasıyla bu sıkıntılı dönemi başarıyla atlatacağımıza samimi olarak inanıyorum."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, süreçte Meridyen Derneği gibi sivil toplum kuruluşlarından Kudüs davasına sahip çıkmalarını, Mescid-i Aksa'yı yalnız bırakmamalarını istirham ederek, eldeki tüm imkanların Kudüs için seferber edilmesi gereken kritik bir dönemden geçildiğini söyledi.
Katılımcıların da bu bilinçle hareket ettiğini düşündüğünü dile getiren Erdoğan, törende ödüle layık görülenleri tebrik etti, derneğe de böylesine anlamlı bir projeye öncülük ettikleri için şükranlarını sundu ve gayretlerinin devamını beklediklerini sözlerine ekledi.