• DOLAR 32.455
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...
YYÜ Rektörü Prof. Peyami Battal'dan Önemli Açıklamalar
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
VAN- Sorularımıza verdiği cevaplarda depremin ardından yapılan çalışmalardan ve öğrencilerin eğitim süreçlerini en az kayıpla bitirmelerine yönelik özel programlarından söz eden Battal, depremden sonra en çabuk toparlanan kurum olduklarını ifade etti.

"Harç Kampanyasından Kalanı Burs Olarak Vereceğiz"
Depremden sonra en çok tartışılan konulardan biri olan öğrenci harçlarına ve bunun karşılaması için düzenlenen kampanyaya değinen Battal, toplanan paraların fazla kalması veya bakanlığın harçları almaması durumunda bunların burs olarak verileceğini ifade ederek şunları söyledi: "Bu yardımların burs olarak verilmesinde belirleyici olan, toplanacak olan paranın miktarıdır. Burs miktarı ve sürekliliği buna bağlı olacak. Ayrıca oturmuş kurumların burs verirken aradıkları kriterler bellidir. Fakat buna ek olarak biz Vanlı öğrencileri belirlerken bunların evleri yıkılmış veya depremden çeşitli açılardan önemli zararlar görmüş ve geçim sıkıntısı yaşayan öğrenciler olmasına dikkat edeceğiz. Bu konuda önemli bir sıkıntı yaşanmayacaktır."

"Bir Dönemin Toplam Kredisi Kadar Ders Yaptık"
Ücretli Pedagojik Formasyon eğitimi alan öğrencilerden, eğitimin yapılmadığı birkaç ayı da kapsayan toplam ücretin alınmasına ilişkin eleştirilere de değinen Battal, "Öncelikle eğitim yapılmadığının doğru bir söylem olmadığını belirtmem gerekir. Eğitim sistemimizde yaz okulu gibi yoğunlaştırılmış eğitim programları var ve bu programlarda bir yıllık müfredat, çeşitli yöntemler ile bir ayda veriliyor. Biz de buna benzer bir program yaptık ama bu kadar yoğun değil. Çünkü depremden önce 5 haftalık bir ders işlendi ve geriye dönem için sadece 8-9 hafta kaldı. Ayrıca devam zorunluluğu olmadığı için web sayfamızda derslere ilişkin çalışmalar yapıldı ve hocalarımız ders notlarını düzenleyip öğrencilere ulaştırdılar. Neticede bir dönemdeki kredi kadar ders yaptık. Yinede söz ettiğimiz kampanyadan gerekli katılımı görürsek, durumu iyi olmayan pedagojik formasyon öğrencilerini de yararlandırırız. Amacımız öğrencilerimizin sorunlarını gidermektir zaten." diye konuştu.

"Barınma Sorunumuz Kalmadı"
Dönem eğitiminde öğrencilerin 5 ayrı gruba ayrılmasına ve derslere devam zorunluluğu olmamasına rağmen, il merkezinde evlerde kalanlar başta olmak üzere öğrencilerin çektiği barınma sıkıntısına ilişkin sorularımıza verdiği cevaplarda Rektör Battal, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bu kayıt dönemine kadar talep eden herkese biz barınma imkânı sağladık. Bu süreçte beni çok üzen bir şeyi aktarmak istiyorum. Geçenlerde birkaç öğrenci eylem yapıp "Açız, Açıktayız" şeklinde bir pankart açmışlardı. Bu beni derinden yaraladı. Bunu sebebi ise o öğrencilerin eylemi yapmadan önce odama gelmeleri ve konuştuktan sonra 'peki hocam, bir sorunumuz yok' demeleri ve ardından gidip o pankartı açmalarıdır. Buna üzüldüm ve arkasında farklı bir çabanın olmamasını temenni ediyorum. Onlar depremden önce il merkezinde evlerde kalan öğrencilerimizdi ve biz onların sorunlarıyla da ilgilendik. Ama buna rağmen böyle yaptılar. Ayrıca bu eylemin yapıldığı zaman konteynırlarımızın ve prefabrik yurtlarımızın yarısı boştu ve bedava yemek dağıtımımız devam ediyordu. Dolayısıyla öğrencilerimizin aç ve açıkta olmaları doğru bir ifade değildir. Yalnız daha sonra 5. grubun eğitime başlaması nedeniyle biraz sıkıntımız oldu. O sıkıntıyı da şu an sağlam olan ilahiyat binasının alt katını yurt yapmak sureti ile gidermek üzereyiz. Ayrıca gerekirse kampus alanına yakın Konteynırkentlerden de faydalanabiliriz. Bu yönde çalışmalarımız da var."

" İkinci Dönem İki Grup Olacak"
İkinci dönemin eğitim programına değinen Battal, "İkinci dönem Yurt-Kur yurtlarının güçlendirilmesi bitmiş olacak. Dolayısıyla barınma sıkıntısı büyük ölçüde biteceği için, öğrencilerimizi iki gruba ayırarak eğitime devam edeceğiz. Ayrıca ikinci dönem derslere devam zorunluluğu olacak ve ağustos ayının ortalarına doğru bu yılı bitirmiş olacağız. Özellikle belirtmek istediğim bir şey var; biz öğrencilerimiz arasında anket yaptık ve bulundukları ilde veya bizim yönlendireceğimiz illerde eğitimlerine devam etmek isteyip istemediklerini sorduk ve yalnızca yüzde 10-15 oranında olumlu cevap aldık. Bunu onlar istemedikleri gibi biz de istemiyorduk. Çünkü bu şekilde öğrencilerimizin yüzde 90'ı yıl kaybına uğrayacaktı. Bizim için onları göndermek kolay olandı ama biz zor olanı seçtik ve bunda da başarılı olduk." dedi.

Önümüzdeki yıl için de değerlendirmelerine devam eden Battal, şu an büyük bir yoğunlukla yurt yapımının devam ettiğini ve gerek kendilerinin, gerek iş bankasının, ODTÜ'nün ve gerekse diğer kurumların yaptırdıkları yurtlar sayesinde, önümüzdeki yıl Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin Türkiye'deki hiçbir üniversitede olmayan bir yurt kapasitesine kavuşacağını söyledi. Ayrıca Battal, derslik problemlerinin de şu an bulunmadığını dile getirdi.

"Depremden Sonra Daha Güçlü Olduk"
Yaşanan deprem ve beraberinde gelen olumsuzluklardan sonra, yüksek öğretime geçiş sınavlarında Yüzüncü Yıl Üniversitesinin daha az tercih edilme olasılılığına değinen Battal, buna yönelik çalışmalarından söz ederek, "Depremden sonra oluşturduğum bir sloganım var onu tekrarlamak istiyorum: 'Depremler her zaman yıkmaz, bazen çeşitli güzellikler de oluşturur; dağlar ve göller gibi. Bu güzelliklerden biri de daha güçlü bir Yüzüncü Yıl Üniversitesi'dir.' Tanıtım reklamlarında ve medya yoluyla daha güçlü bir üniversite olduğumuzu herkese göstereceğiz. Depremden sonra o şoku ve ezilmişliği üzerimizden çok çabuk attık ve o zamandan beri saniyelerimizi bile boş geçirmeden yoğun bir çalışma içine girdik. Kurum olarak başvurduğumuz tüm mercilerden olumlu cevaplar ve doğru zamanlı yardımlar aldık. Bunların sonucunda kısa sürede hiçbir kurum ile kıyaslanmayacak çabuklukta bir toparlanma sağladık. Buradan il valisi başta olmak üzere, bize yardımlarından dolayı içerde ve dışarıdaki tüm makamlara ve sivil toplum kuruluşlarına teşekkür ediyoruz. Ve yoğun çalışmamızın ürünü olarak başarılı bir şekilde depremden çıktık." Diye konuştu.

"Yeni Bölümler Açmayı Düşünüyoruz"
Deprem sürecini iyi yönettiklerini ve önlerindeki işleri hiçbir zaman deprem psikolojisine sığınarak ertelemediklerini dile getiren Battal, üniversite bünyesinde yeni birimler açmayı düşündüklerini ifade ederek şunları söyledi: "Deprem sürecinde meydana gelen sorunlarımızı çözerken, yeni açılacak birimlerimizi de YÖK'e yazmaya devam ettik. Resmi işlemlerimiz durmadan devam ediyor. Bu çerçevede Türk Dili Merkezi kuruldu. Biri Güvenlik Yüksekokulu olmak üzer iki yüksekokul teklifimiz oldu. Bunun yanında Denizcilik Fakültesi ve Hukuk Fakültesini açmaya yönelik çalışmalarımız da devam ediyor. Deprem ezilmişliği zaaf ve zaman kaybı getirir beraberinde ama biz bu hataya düşmedik." Dedi.

"Öğrenciler Daha Çok Çalışma Fırsatı Buldu"
"Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, şu an öğrencilerimiz sınava girse, her zamankinden daha başarılı olacaklar. Çünkü depremden sonra mezun olacak öğrencilerimizin hepsine bulundukları illerde ücretsiz kurs ve dersane imkânı sağladık. Bu kurslar tüm sınavları kapsayacak şekilde sağlandı. Ve gerek kazanılan zaman gerekse yaşanan stres ve sıkıntı, öğrencilerimizi çalışmaya daha da hırslandırdı. Normal derslerimiz ise boş geçmedi. Gelenlere buradan, gelmeyenler için de web üzerinden ders verdik. Bu işlemleri hem üniversite senatosunda tartışarak hem de YÖK'e danışarak yaptık. Bunların neticesinde öğrenciler, daha fazla çalışıp, daha fazla donanımlı hale gelecek bir imkâna kavuştular."

"Çevre Düzenleme Çalışmaları Devam Ediyor"
Battal, depremden sonra diğer belediyelerin kendi peyzaj ve bahçe düzenlemelerinden birer örneği YYÜ kampus alanına yapmalarına yönelik bir kampanya düzenlediklerini ifade ederek, "Önemli bir destek söz konusu. Mart ayında yazışmalarımızla iletişime geçtiğimiz belediyeler, geleceklerini söylediler. Bunlar geldikleri zaman hepimiz bu çalışmaları göreceğiz. Şu ana kadar 7-8 belediyeden olumlu cevap aldık şu an bunlara yer tahsisi yapıyoruz." dedi.

"Gidenlerden Çok Gelmek İsteyenler Var"
Depremden sonra akademik personel durumuna değinen Battal, depremden sonra gitmek isteyenlerden çok, gelmek isteyenlerin olduğunu söyledi. "Depremden sonra yaşananlardan etkilenip gitme isteğinde olan personelimiz oldu. Ama personelimizin çoğunluğu, biz yıllardır buranın ekmeğini yiyoruz, bırakıp gitmek istemiyoruz deyip kaldılar. Gitmek isteyenlere ise gerekenleri anlatıp onların burada kalmalarını sağlamaya çalışıyoruz. Ama asıl güzel olan şey, gitmek isteyenlerden çok gelmek isteyenlerin olması. Yakın zamanda 26 öğretim görevlisi aldık. Bunlar aramıza yeni katılan arkadaşlar. Otuz tane daha bu düzeyde personel almayı düşünüyoruz. Biz büyüyerek yolumuza devam edeceğiz inşallah."


"Yardımlar İçin Teşekkür Ediyoruz"
Türkiye Öğrenci Konseyi ile ortaklaşa, Uluslararası İslami Yardımlaşma Heyeti'nin Suudi Arabistan'ın Cidde kentinden üniversiteye 4 tır kadar yardım gönderdiğini söyleyen Battal, bunların mahiyetine ilişkin olarak, "Söz konusu yardımlar çoğunlukla elimize ulaştı. Bunlar battaniye, gıda ve ısıtıcılardan oluşuyor. Yaklaşık 800 tane ısıtıcı, 2 bin battaniye ve 1250 koli kadar da gıda maddesinden müteşekkil bir yardımdı. Bunları elimizde olan bazı giyim eşyasıyla beraber bazı öğrencilerimize ulaştırdık. Bu yardımlar için de kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum." Şeklinde açıklamalarda bulundu.

"Eğitimde Toleransa Karşıyız"
Yoğunlaştırılmış eğitim programından dolayı öğrencilere herhangi bir esneklik tanınmasına karşı olduklarını ifade eden Battal, "Derslerde toleransa yönelik herhangi bir düşüncemiz söz konusu değil. Hatta buna karşıyız. Çünkü öğrenciler daha iyi çalışma olanağına kavuştu. Özellikle ilk grupta bulunan ve sınavları ilk önce yapılan Tıp Fakültesi öğrencilerinin sınav sonuçlarını sordum ve bununla ilgilenen arkadaşlar, genelde yüzde 60-65 olan başarı oranının yüzde 75 olduğunu ilettiler. Bu başarının sebebi bizim çalışmalarımız neticesinde öğrencilere sunduğumuz uygun ortam ve öğrencilerin yaşamış oldukları sıkıntı ve stresin itici gücüdür. Zira öğrencilerimize de dediğim bir şey var. Dünyaya mal olmuş büyük insanları incelediğimizde bunların arkasında hep büyük bir sıkıntının ve acının olduğunu görüyoruz. Öğrencilerimize bunu anlatıp, bu bilinci aşılamaya çalışıyoruz." dedi. (Mahmut Aytekin-Serdar Anlamaz-İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir