Kur`an`da unutkanlık tedavisi
İLİM İRFAN
Kur`an, bizi bu tür unutma ve gafletten, böyle gerçek tehlikeden, telâfisi mümkün olmayabilecek ihmalden kurtarmak için reçete sunar.
Allah`ı hatırlamak ve anmaktan kalbin gafleti hususundaki unutkanlığın tedavisi, ancak devamlı olarak Allah`ı, O`nun nimet ve ikramını, yarattıklarındaki ayetlerini, ahiret ve hesap gününü hatırlayıp anmaktır.
Kur`an, bu çeşit unutkanlığı tedavisi için Allah`ı zikretmenin önemini dile getirir.
“...Unuttuğun zaman Allah`ı an...” (Kehf / 24)
Kur`an, Allah`ı zikreden mü`minleri överek onları aklıselim sahibi olarak nitelemektedir Allah`ın zikri, bu şekilde unutkanlık ve kalbin gafleti için bir tedavi olunca, Allah, bize gece ve gündüz, sabah ve akşam vakitlerinde kendisini hatırlayıp zikretmeyi emretmektedir.
“Ey iman edenler, Allah`ı çokça zikredin. Ve O`nu sabah akşam tesbih edin.” (Ahzâb / 41-42)
“Namazı bitirdiğiniz zaman ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken Allah`ı zikredin/anın. Huzura kavuşunca da namazı dosdoğru kılın; çünkü namaz, mü`minler üzerine vakitli olarak farz kılınmıştır.” (Nisâ / 103)
“Namaz bitince yeryüzüne dağılın ve Allah`ın lütfundan (nasibinizi) isteyin/arayın. Allah`ı çok zikredin, umulur ki kurtuluşa/başarıya erersiniz.” (Cum`a / 10)
İnsanın Allah`ı unutması, ahiretten gaflet etmesine dair olan unutkanlığın tedavisi, insanın devamlı bir surette kalpte var olacak, zikrinden bir an bile olsa gâfil olmayacak şekilde Allah`ı zikretmesidir.
Bu, bize “tekrar”ın önemini hatırlatmaktadır. Allah zikrinin tekrarı, Allah`ı zikretme ve tesbih etme özelliği, davranışlarda sabit ve kalıcı olacak ve hayatın bütün alanlarında ve anlarında herhangi bir çaba ve özen göstermeye ihtiyaç duymaksızın meydana gelen bir alışkanlık şeklinde insan derûnuna işlemesini sağlayacaktır. Böylece Allah zikri ve fikri, devamlı olarak kalpte, zihinde ve dilde hazır olacaktır.
Kur`an`ın öncelikle bir inanç kitabı olması nedeniyle, bu tür unutkanlığın tedavisi üzerinde gerçekleştiği temel, Allah`ın zikrinin tekrarı olunca sonuçta bu alışkanlık, insan davranışlarında yerleşerek kökleşmektedir