Adilcevaz`da Mevlid-i Nebi coşkusu yaşandı
Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından Bitlis`in Adilcevaz ilçesinde Mevlid-i Nebi etkinliği düzenlendi.
Peygamber Sevdalıları Platformuna üye derneklerden Best-Der tarafından, Bitlis'in Adilcevaz ilçesinde Mevlid-i Nebi etkinliği düzenlendi. Hz. Muhammed (sav), kutlu veladetinin seneyi devriyesinde "Rahmet, Barış ve Adalet Rehberi Hz. Muhammed" temasıyla Adilcevaz'da anıldı.
Adilcevaz Halk Eğitim Merkezi'nde düzenlenen etkinliğe HÜDA PAR İstişare Kurulu üyesi İsmail Kocakaplan, Tatvan İlçe Başkanı Sedat Gül, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Erhan Eldem'in sunuculuğunu yaptığı etkinlik, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Küçük mevlithanlar tarafından iki dilde Mevlidi Şerifin okunduğu etkinlik, Mümin Çıplak'ın seslendirdiği ilahi ve ezgiyle devam etti. Sık sık salavatların getirildiği etkinlikte bir konuşma yapan Âlimler ve Medreseler Birliği (İttihad'ul Ulema) üyesi Emrullah Uysal, İslam ümmetinin tek çaresinin Hz. Muhammed (sav) olduğunu vurguladı.
Rebiyülevvel ayının sıradan bir ay olmadığını dile getiren Uysal, "Umutsuzlara umut olan, huzursuzlara huzur olan, adaletsizlere adalet veren, kardeşsizliğe kardeşliği getiren, barışsızlara, zalimlerin zulmüne barış getiren, zalimlere karşı merhameti yeryüzünün bütün coğrafyasına yaymak için gecesini gündüzüne katan aziz Peygamberin dünyaya geldiği bir aydır." dedi.
"İslam'ın ayak seslerinin gittiği, sahabenin uğramış olduğu beldeler İslam beldesidir"
Uysal, peygamber ve ashabının ayak bastığı toprakların İslam toprağı olduğunun altını çizerek, şunları söyledi: "Bu topraklar, şu an üzerine basmış olduğumuz Adilcevaz toprakları, bütün Türkiye'nin, tüm bölgenin, İslam'ın ayak seslerinin gittiği, sahabenin uğramış olduğu beldeler İslam beldesidir. Belki bazı dönemlerde bazı badireler olmuştur. Bazı sıkıntılar olmuş, bazı sorunlar olmuştur. Müslümanların Kur'an'a ve sünnete sırt çevirmesiyle bazı sıkıntılar yaşanmıştır. İslam beldeleri işgal edilmiş, Mescid-i Aksa işgal edilmiş, Kâbe'yi yıkmak, Mescidi Nebevi yıkmak adına nice haçlı seferler düzenlenmiştir. Nice zamanlar olmuş; Müslümanlar, Müslümanlara kırdırılmış. Müslümanların kanları akıtılmış. Fakat bunlar geçici badirelerdir. Nasıl ki aniden bir yağmur yağıyor, o yağmurdan sel oluşuyor, o sele kapılanlar zarar görüyor, bunun dışındakiler zarar görmüyorsa, bu da öyle bir şey. Müslümanlar olarak büyük bir sıkıntı yaşıyoruz. Ama bu sıkıntıların bütünüyle Allah'ın izniyle geçecektir. Bunun reçetesi bellidir. Biz doktora gitmiyoruz, derdimizi söylemiyoruz, reçeteyi yazdırmıyoruz, ilacı düzenli kullanma adına bir gayret etmiyoruz. Etmediğimiz sürece bu sıkıntılar devam edecek. Ama inşallah İslam âlemin uyanışına vesile olacak. Reçetenin Kur'an, sünnet, Hz Peygamber olduğuna inanacaktır."
"Peygamber ve onun ashabı, gittiği beldelere adalet, kardeşlik ve huzuru götürmüşlerdir"
Hz. Muhammed ve onun ashabının gittiği her yere adaleti, kardeşliği, barışı ve huzuru götürdüğüne dikkat çeken Uysal, her Müslümanın onun adaletini ayakta tutmaya, zulüm etmemeye ve yapılan zulme boyun eğmemeye çalışması gerektiğini ifade etti.
Uysal, "İslam ümmeti kendi aslına dönecek. Tekrar kendi mecrasına dönecek. Tekrar kendisine çekidüzen verecektir. İşte Allah Resulü ne kadar barışçıl, ne kadar insancıl olduğunu, ne kadar adalet sahibi olduğunu herkes gözüyle görüyor. Peygamber ve onun ashabı dünyaya adalet yaymasalardı, beldelere adalet yaymasalardı, 1300 yıla yakın iktidar sürerler miydi? Sürmezlerdi. Gittikleri her yere adaleti, kardeşliği, insanlığı tahsis ettiler. Biz Müslümanlar da Allah Resul'ünün çizgisini takip etmeliyiz. Onun adaletini ayakta tutmak, kimseye haksızlık etmemek, zulüm etmemek, kimsenin zulmüne de boyun eğmemek üzere, İslam'ın izzet ve şerefini korumak üzere, İslam'ın bayrağını ayakta tutmak üzere, adaleti ön planda tutmak üzere, inşallah yürüyeceğiz. Bugün dünyada zalimler iktidarda olduğu için ne hale düşmüş insanlık. 3-5 devletin para kazanması, 3-5 devletin sermaye sahibi olması, hüküm sürmesi için yüzlerce devleti kan gölüne çevirdiler. Milyonlarca insanın kanını akıtıyorlar. Bombalar yağdırıyorlar. Silahlar üretiyorlar. Kimyasallar üretiyorlar insanları yok etme adına. Bizim işimiz de insanları ihya etmektir." diye konuştu.
"İslam ümmetinin tek çaresi Hz. Peygamberin hayatını öğrenip yaşamasıdır"
Son olarak Uysal, Müslümanlar olarak kendilerine büyük görevler düştüğünü, huzurun tesis edilmesi için tek çarenin Hz. Peygamberin hayatını öğrenip, yaşamak olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bize bazı görevler düşmekte. İlk evvela bunu kendimiz yaşayacağız. Bunu ailemize yaşatacağız. Sadece Rebiyülevvel ayında Peygamberimizi bir konferansta tanımayacağız. Onun adına yazılı binlerce kitap var. O kitapları okuyacağız. Allah, Peygamber için ne demiş, onları okuyacağız. Peygamberin çizgisinden gideceğiz. Çünkü Peygamberimiz sadece kölelere hitap etmemiş, sadece zenginlere hitap etmemiş, sadece babalara hitap etmemiş, sadece annelere Peygamber olarak gelmemiş. 7'den 70'şe bütün insanlık, herkes için gelmiş. Herkesin tek çaresi odur. Evimizin, mahallemizin, köyümüzün, memleketimizin, İslam âleminin huzurunu istiyorsak, huzurun tek kaynağı Allah Resulüdür."
Mevlid-i Nebi etkinliği İsmail Elban Hoca'nın okuduğu duanın ardından sona erdi. (Şükrü Tontaş-İLKHA)