Hz. Osman`ın fedakârlığı, infak ve tasadduk anlayışı en muhtaç olduğumuz şeylerden biri
Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından düzenlenen Hz. Osman`ı anma programında yapılan konuşmalarda, Hz. Osman`ın fedakârlığı, infak, tasadduk anlayışlarının günümüzün en muhtaç olduğu hasletlerden olduğu belirtildi.
Peygamber Sevdalıları Platformu, "Kasım ayı sahabe ayı" etkinlikleri kapsamında "Hayâ ve Edep Timsali Hz. Osman (r.a.)" temalı program düzenledi. Gündüz bayanlara yönelik düzenlenen program akşam da erkeklere yönelik düzenlendi.
Merkez Kayapınar ilçesinde bulunan Cegerxwîn Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen program Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Sinevizyon gösterimi ile devam eden programda ilahi ses sanatçıları Mehmet Ali Oğuz ile Bilal Güler, ilahi ve ezgiler seslendirdi.
Programın selamlama konuşmasını Peygamber Sevdalıları Platformu Başkanı Adnan Akgönül yaptı.
Sahabelerin Peygamber Efendimizin talebeleri olduğuna vurgu yapan Peygamber Sevdalıları Platformu Başkanı Akgönül, İslam'ın ilk nesli olan sahabelerin iyi anlaşılması gerektiğini belirtti.
Sahabelerin hayatını ve mücadelesini ebeveynlerin çocuklarına anlatması tavsiyesinde bulunan Akgönül, Allah yolunu sürdüren, mevcut kötülükleri ve şeytani unsurları def edecek iyi bir nesli yetiştirmenin yolunun sahabeleri anlatmaktan geçtiğini söyledi.
Peygamber Efendimizin sahabelerini muazzam bir şekilde yetiştirdiğini dile getiren Akgönül, "Bizler Hz. Muhammed (sav.) ümmeti olmakla şereflendirildik. Bundan dolayı Allah'a ne kadar şükretsek azdır. Cenab-ı Allah'ın biz İslam ümmetine yüklemiş olduğu misyon nedir? Bu misyon, iman ve İslam hidayetine vesile olan Allah Resulü (as.) misyonunu yüklenmek, onun çizgisini takip etmektir. Bu nedenle bizler Platform olarak kendimize libas olarak giydiğimiz bu peygamber sevdalıları libasından dolayı Allah'a hamt ediyoruz. Peygambere âşık olmak, O'nu sevmek ve yürekten bağlanmak en büyük arzumuzdur. Allah bizleri ömrümüzün sonuna kadar bunu sürdürenlerden eylesin. Peygamber'in (as.) yolunu takip ederken onun dizi dibinde yetişen İslam'ın o ilk neslini iyi tanımak ve bilmek için platform olarak 3 yıl önce aldığımız bir kararla Kasım ayını sahabe ayı olarak kamuoyuna deklare ettik. Sahabeyi bilmek gerekir, çünkü onlar Peygamberin (as.) en mükemmel talebeleridir . Biz Peygamber aşkını yaşamak, mesajını almak istiyorsak, bu mesajı bizzat O'nu görerek, kulağıyla O'nun nasihatlerini dinleyerek, O'nun dizi dibinde ondan ders alarak kalben, bedenen O'nu içine sindiren İslam'ın o ilk neslini iyi tanımakla mümkün olur. O nedenle diyoruz ki sahabeler mutlaka bilinmelidir. Bu yılki temamız da 'Hayâ ve edep timsali Hz. Osman.' Gerçekten sahabelerin her biri muazzam bir misyona sahipler. Allah Resulü (as.) öyle talebeler yetiştirmiş ki her biri bir memleketi idare edebilecek ve onları ihya edebilecek, bütün küfür ve şirk kalıntılarını kökünden temizleyecek bir iradeye azim ve gayrete sahip idiler." dedi.
"Bu şahsiyetleri gece gündüz anlatsak, onların hayatını çocuklarımıza söylesek yine azdır"
Hz. Osman'ın hayâ timsali olduğuna vurgu yapan Akgönül, "Allah Resulü (as.) 'Gökteki melekler ondan hayâ ederler' demiştir. İşte böyle bir mübarek zat ve şahsiyeti anmak elbette bizim için de bir şeref ve onurdur. Bu şahsiyetleri dile getirmek bizim en büyük vazifemizdir. Beş para etmeyen insanları ballandıra ballandıra yıllarca anlatanlar dururken, bizler gökteki yıldızlar mesabesinde olan ve bizim için ne büyük hazine olan bu şahsiyetleri gece gündüz anlatsak, onların hayatını çocuklarımıza söylesek yine azdır. Salih, Allah yolunu sürdüren, gerçekten mevcut kötülükleri ve şeytani unsurları def edecek iyi bir nesil yetiştirmenin yolu, bu tür önemli şahsiyetleri öğrenmek, anlatmak ve onların yolu sürdürmekten geçer." ifadelerini kullandı.
Akgönül'ün selamlama konuşmasının ardından İttihad'ul Ulema üyesi Remzi Uçar bir konuşma yaptı.
Sahabelerin Peygamber Efendimizin mektebinden geçtiğine dikkat çeken İttihad'ul Ulema Üyesi Uçar, Peygamber Efendimizin mektebinden geçen sahabelerin, insanlığa ahlakı öğrettiğini belirtti.
Hz. Osman'ın hayâ timsali olduğuna vurgu yapan Uçar, Hz. Osman'ın fedakârlığı, infak, tasadduk anlayışlarının günümüzün en muhtaç olduğu hasletlerden olduğunu belirtti.
Sahabelerin vasıflarından bahseden Uçar, "Hz. Osman'ın hayatını işleyeceğiz. Fakat Hz. Osman'ın hangi medreseden, hangi mektepten çıktığına bir bakalım. Bu mektebin, bu medresenin girişi ne ile idi. Hangi şart ile bu medreseye, bu mektebe Hz. Osman kaydoldu ve bu medresenin, bu mektebin kapısında ne yazardı? Bu mektebin ve bu medresenin sahibi kimdi? Tabi ki hepinizin malumudur ki bu medresenin sahibi Hz. Muhammed (sav) idi. Bu medresenin ismi Medrese-i Muhammedîye idi. bu medresenin kapısının üzerinde 'Şüphesiz ki ya Muhammed! Sen yüce bir ahlak üzeresin' ve bu medresenin üzerinde yazan bu yazının altında da parantez içinde 'Rabbim beni edeplendirdi ve en güzel bir şekilde edeplendirdi' yazar idi. Yine bu medreseye girişin şartı neydi, acaba üniversiteleri bitirmek miydi? Neydi bunun girişin şartı, Tevbe Suresi'nde olan şu ayetin kerimeydi; 'Şüphesiz ki, Allah-u Teâlâ mümin kullarından canlarını ve mallarını cennet karşılığında satın almıştır.' İşte bu medreseye girmenin ücreti bu idi. Bakın bu medresede okuyan talebeler ne idi? Bu medresede okuyanların ismi sahabeydi. Bu sahabelerin tarifi ne idi, onların en önemli görevi ne idi? Bakın onları gönül ehli olan insanlar şu sahabeleri Hz. Osmanları, Hz. Ebu Bekirleri, Hz. Ömerleri, Hz. Alileri, Talha bin Ubeydullahları, Abdurrahman Bin Avfları tarif edenler, gönül ehli olanlar, şu sahabelere şöyle bir tarif getirmişti: 'Onlar gecelerin abidleri, gündüzlerin ise at binicileriydi.' İşte Muhammedî medresede okuyan sahabenin, Hz. Osman'ın tarifi bu idi." şeklinde konuştu.
"Bu sahabe-i kiram insanlığa ahlakı öğretti, insan olmayı öğretti"
Peygamber Efendimizin mektebinden geçen sahabelerin insanlığa ahlakı öğrettiğini söyleyen Uçar, "Bu medreseden çıkan sahabelerinin her birinin özellikleri vardı, onlar bu özellikleri bize taşıdılar. 'Ya Muhammed! Şüphesiz ki sen en yüce ahlak üzeresin' ayetiyle işte o en yüce ahlakta olan sahabe-i kiram, bir sofrada şu 21'inci asrın insanına güzellikler getirdi. Şu asırda insanlar buhran içinde iken, insanlar şaşırmış bir halde iken, bu sahabe-i kiram insanlığa ahlakı, insan olmayı öğretti. Bu sahabe-i kiramdan biri Hz. Osman (ra) idi. O, bizlere iffeti ve hayânın nasıl olacağını öğretti. Çünkü Hz. Osman'ın (ra) okuduğu mektepte, medresede hocası olan Muhammed-ül Emin (sav), hayânın imandan olduğunu söylerdi." ifadelerini kullandı.
"1'e 700 verene malımızı satma zamanı gelmiştir, 1'e 700 veren ile anlaşmanın yapılma zamanı gelmiştir"
Hz. Osman'ın fedakârlığından bahseden Uçar, sözlerine şöyle devam etti: "Bakın, Hz. Osman normal bir şahsiyet değildi. O'nun babası öldüğü zaman ona 3 milyon dirhem miras bırakmıştı. İman kalbine girdikten sonra O, bu 3 milyon dirhemin tümünü Allah yolunda feda etmeye hazır idi. Kendisi büyük tüccardı. Tarihçiler, Hz. Osman'ın pazara inmeden pazarda fiyatlar belirlenmediğini söylermiş. Birilerinin dediği gibi bu din, sadece kölelere gelen bir değildi. Bugünkü müsteşriklerin toplum içinde yaydığı, bu din sanki fakirlerin, kölelerin diniydi ama o gün Hz. Osman, Mekke'nin en zenginlerindendi. Hz. Osman ve diğer tüm sahabelerin hayatları bize tümüyle bize örnektir. Onun iffeti bizim için örnektir. Onun fedakârlığı, infak ve tasadduk anlayışı, bire 700 anlayışı bize bugün en muhtaç olduğumuzu şeylerden bir tanesidir. Bire 700 verene malımızı satma zamanı gelmiştir. Bire 700 veren ile anlaşmanın yapılma zamanı gelmiştir."
Uçar'ın konuşmasının ardından program sona erdi.
Programa HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Vedat Turgut, Diyarbakır İl Başkan Yardımcısı Ali Doğan, Yetimler Vakfı Genel Başkanı Fikri Karavil, Mustazaflar Cemiyeti Diyarbakır Şube Başkanı İlhan Erkan, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile halk katıldı. (M. Hüseyin Temel, Abdurrahman Tetik - İLKHA)