Geçenlerde “Tesettür kadının elinden hürriyetini alıyor ve onu evlere mahkûm ediyor” diyen bir kadına şahit oldum. Tarih ise bundan daha fazlasına; hicabı yasaklayanlara, iffetin sembolü çarşafları yırtanlara, peçeleri nurani çehrelerden çekip çıkaranlara, üniversite kapılarında gözyaşı döken genç kızlara ve daha nice vahşetlere şahit oldu.
 

Doğru söylüyorlar. Gerçekten de hicap hürriyeti elimizden alıyor ve bize kulluğu ve köleliği vadediyor. Biz Müslüman kadınlar Allah’ın emri hicabı yerine getirerek Allah’a kul ve köle oluyoruz. Biz Allah’a kulluğu, onların kastettiği manada hürriyete tercih ediyoruz. Arapçada kulluk “El-Abdet” kelimesinden gelir. Bu kelime boyun eğmek, itaat ve kulluk etmek manalarının yanı sıra hamiyet, devamlılık, ar, ve kuvvet gibi manaları da içerir. Bu durumda biz Müslüman kadınlar diyoruz ki: “Hicap bize kulluk, Allah’a kulluk ise bize daim bir kuvvet, bizi himaye eden ar ve iffet vermektedir. Hürriyet ise “El- harre” kelimesinden türemektedir. Yine aynı kelime çok şiddetli karanlık manasını da vermektedir. Başörtüsü yasağı ile kadına hürriyet vereceklerini söylediler. Hürriyet, kalkınma, ilericilik ve medeniyet adı altında kadınlarımızı, gençlerimizi, fuhuşa sürüklediler. Hürriyet adı altında bütün hürriyetimizi aldılar. Onların hürriyet adını koydukları vahşet kadına prestij kazandırma kılıfı altında kadını kendi prestijinden de soyutladı, daha aşağı bir konuma düşürdü. Kadını adeta bir süs bebeğine dönüştürdü. Çıplaklığı, hayâsızlığı, şehvet perestliği, hürriyet ve medeniyet adlı süslü paketler içinde tüm kadınlara armağan ettiler. Neredeyse çıplak, yüzünde bir ton boya olan masa başında oturmuş bir kadın portresi çizdiler ve bizlere sundular. Kadının fıtraten sahip olduğu tüm güzellikleri gericilik olarak gösterdiler. Kısacası kadını kadınlıktan çıkardılar. Evet, bize hürriyet verdiler ve üzerimize şiddetli bir karanlık çöktürdüler.
 

Şimdi Fransa, Kazakistan, Hollanda, Avusturya, Azerbaycan, İtalya, Almanya, Türkiye, Belçika… gibi birçok ülkede hicaplı Müslüman kadınlar eziyete ve tacize maruz kalıyor, mahkemelik oluyor ve hatta öldürülüyor(Merve Şirbini-2010). Müslüman kadınların İslam dünyası üzerine çöktürülen bu karanlığı yok etmek için yapması gereken şey hicabına sımsıkı sarılmasıdır. Zira “El-hicab” Araplar arasında sabahın belirtisi, başlangıcı manasında da kullanılmaktadır. Ve “Hicabul-şems” ise güneşin ışıkları manasındadır. Bu karanlık yok olmalı, sabahın aydınlığı İslam üzerine doğmalı ve Güneş misali Müslüman kadınlar nuruna kavuşmalıdır. “…Ve zulmetler ile nur da bir değildirler…” (Fatır-20)

Elif Kevkeb / Batman - Yaş: 17

Sevgili Genç Kardeşlerimiz!
Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.

Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.
Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfayı geçmesin. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.