• DOLAR 32.458
  • EURO 34.749
  • ALTIN 2438.061
  • ...
`Halepçe Katliamını Asla Unutmamalıyız`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
DİYARBAKIR - 16 Mart 1988 tarihinde Irak`ın Halepçe kentinde kimyasal ve biyolojik silahlar kullanılarak bir katliam yapıldı. 5000`in üzerinde Müslüman Kürt, Saddam yönetimince katledildi. Katliam insanlık tarihinin utanç sayfasına "Halepçe Katliamı" olarak geçti. İnsani Hak ve Hürriyetler Derneği (Hür Der), Halepçe katliamının 24. Yıldönümü nedeniyle yazılı bir basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada, dünyanın Firavunlara, Nemrutlara, Saddamlara ve Şaronlara teslim edildiğinde insanlığın nasıl yok olduğu ve canavarların elinde ne hale geldiği açıkça görüldüğüne dikkat çekildi.
 
İnsanlık Tarihi Acı Tablolarıyla Doludur
Halepçe katliamını unutmamız gerektiğine değinilen açıklamada, "Eğer bu vahşetleri unutursak ileride yine aynı vahşetlerle karşılaşma ihtimalimiz yüksektir. İnsanlık tarihi zalimlerin kendini ilah gösterenlerin acı tablolarıyla doludur. Zalimlere ve ilahlık taslayanlara karşı koymadıkça bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mantığı ile hareket ettikçe o zulümler bir gün gelir bizi de bulur" denildi.
 
Zulümlere Kayıtsız Kalınmamalı
Yeryüzünde zulmün bitip adaletin hâkim olması için çalışmak her insanın boynuna Allah`ın koyduğu bir borç olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Zulümlere kayıtsız kalmak Allah`ın fıtratımızda yarattığı vicdan ve adalet duygusu ile bağdaşmamaktadır. Bu duyguları yitiren kişi insan görüntüsünde de olsa insanlıktan nasibini almamıştır" ifadelerine yer verildi.
 
Saddam, Şaron ve Esed Gibi İnsanları Lanetlemeye Çağırıyoruz
Açıklamanın devamında şöyle denildi; "16 Mart 1988 Halepçe katliamının yıl dönümünde tüm bu şehitleri rahmetle anıyoruz. Adalet duygusunu ve vicdanını yitirmemiş herkesi zalimlere karşı nefret duymaya Saddam, Şaron ve Esed gibi insanları lanetlemeye çağırıyor ve adaletin hakim olması ve zulmün sona ermesi için herkesi çaba göstermeye davet ediyoruz."
 
Görgü Tanığının Dilinden Halepçe Katliamı
Açıklamada ayrıca Halepçe Katliamı bir görgü tanığının dilinden şöyle aktarıldı:
"Bütün sokaklar cesetlerle doluydu… Etrafta dayanılmaz bir koku hâkimdi… Körpecik bebelerden bazılarının derileri kavrulmuş, bazılarının vücudu mosmor kesilmişti. Cesetlerin çoğu kadın, çocuk ve yaşlı insanlara aitti. Bazı bebekler annelerinin kucağından fırlamış yerde sere serpe yatıyorlardı. Kimi evinin avlusunda kurulmuş sofra başında; kimi kapının eşiğinde; kimi bebeğini emzirirken; kimi oyun oynarken yakalanmıştı zehirli ölümün pençesine...
 
Şehrin dışındaki boş tarlalarda ise, toplu halde ölmüş yüzlerce insan vardı. Uzaktan bakıldığında, sanki tarlalarda ot yerine insan bedenleri biçilmişti. Bu açık hava mezarlığında, yine kadın ve çocuklar çoğunluktaydı. Hepsi birbirlerine sokulmuş, korkunç ölüme teslim olmuşlardı.
 
Bazıları ise, su birikintilerinin başında ölüvermişlerdi. Bunlar da, kimyasal gazların yaktığı vücutlarını suyla ıslatarak kurtulmaya çalışanlardı. Toplu cesetlerin arka planında, otlarken yine zehirli gazın etkisiyle telef olmuş ve vücutları şişmiş hayvanların görüntüsü göze çarpıyordu. Kısacası, bomba isabeti almış birkaç binanın dışında her şey yerli yerindeydi, ama bütün canlılar ölmüştü."
(M. Salih Keskin - İLKHA)
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir