GERGİNLİK İSRAİL`E YARAR
IKYB`nin referandum kararı tartışılmaya devam ediyor. 25 Eylül`ün yaklaşmasıyla birlikte açıklamaların sertliği de artıyor. Türkiye, İran ve Irak`ın sert açıklamaları farklı seçeneklerin de masada olduğu yorumlarına sebep oldu. Alim ve siyasiler ise atılacak adımların ortaya çıkaracağı gerginlikten israil`in faydalanacağını, bundan dolayı bu meselenin yeni fitnelere sebebiyet vermeden sağduyu ile çözülmesi gerektiği tavsiyesinde bulundu.
Muhsin Şenol-DOĞRUHABER
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetiminin 25 Eylül`de yapmayı planladığı bağımsızlık referandumu tartışılmaya devam ediyor. Referandum günü yaklaştıkça verilen mesajlar ve atılan adımlar da sertliğini artırıyor. Türkiye, Irak ve İran`dan gelen tepkiler farklı seçeneklerin de masada olduğu yönündeki yorumları da beraberinde getirdi. HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin ve Alimler ve Medreseler Birliği Başkan Yardımcı Beşir Şimşek ise atılacak adımların sağduyu ile atılması ve emperyalistlere fırsat verilmemesi gerektiğine dikkat çekti.
“TÜRKİYE VE İRAN, MESELENİN BU HALE GELMESİNDEKİ TARİHİ ROLLERİNİ GÖRMEK ZORUNDADIR”
Mevcut hükümetin Kürt meselesi konusunda olumlu bazı adımlar attığını fakat son zamanlarda devletin zihin kodlarına döndüğüne dikkatleri çeken HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin, “Kürtlerin halk olarak statüsü ve kazanımları söz konusu olunca, Türkiye`de bazı çevreler akl-ı selimini kaybediyor. Hemen uğursuz Kürt düşmanlığı devreye giriyor ve freni boşalmış kamyon misali açıklamalar yapılıyor. Etrafımız ateş topu olduğu kadar uluslararası güçlerin hedefinde olduğumuz bir coğrafyada bulunduğumuz unutulmamalı. Özellikle Türkiye ve İran, meselenin bu hale gelmesindeki tarihi rollerini ve oluşmuş fiili durumları görmek zorunda ve siyasi bir akıl geliştirmek durumundadırlar. Kürt düşmanlığı şeklinde anlaşılacak söylemler geliştirmek sadece dışarıdaki Kürtleri düşmanlaştırmaz, içerideki Kürtleri de düşmanlaştırmaya hizmet eder. Kürt düşmanlığı ve fiili durumlar sonucunda oluşan Kürt kazanımlarına savaş açmak, dolaylı olarak ABD ve israilin planlarına hizmet etmektir.” şeklinde konuştu.
“İSRAİL, ONARILMAZ BİR DÜŞMANLIK OLUŞTURMAK İSTİYOR”
“Türkiye`nin burada yapacağı en akıllıca iş; Irak Kürdistanı`nda ABD ve israilden rol çalmak olmalıdır.” ifadelerini kullanan Şahin, şöyle devam etti: “ABD ve israil nihai olarak Kürt devletini PKK üzerine kurmak istiyor. Kürt devleti PKK üzerine kurulursa israile hizmet eder, bazılarının ifade ettiği gibi asıl o zaman ikinci bir israil kurulmuş olur. Bu durumda Türkiye ve İran başta olmak üzere bütün İslam alemi kaybeder. Barzani ABD ve israil için bu pozisyonda değil. İsrail Barzani`yi destekliyor gibi görünmekle aslında Barzani`yi Türkiye`den koparmak ve Barzani ile Türkiye arasında onarılmaz bir düşmanlık oluşturmak istiyor. Ve bu şekilde Barzani`yi ve Irak Kürdistanı`nı avucunun içine almış olacak. Türkiye bu oyuna gelmemeli. Referandum konusunda sert açıklamalar ve müdahalelerden şiddetle kaçınmalı. Irak Kürdistanı`nda oluşan fiili durumu kabul etmeli ve Kürtlere dostça yaklaşmalı. Kürtleri hem içerde hem dışarda tamamen kaybetmemek için Irak Kürdistan yönetimi ve halkı ile dostane bir süreç yürütmeli.”
“GELİNEN NOKTADA HERKESİN SAĞDUYUYLA HAREKET ETMESİNİ TAVSİYE EDİYORUZ”
Mevcut durum içerisinde İslam dünyasının zaten sıkıntılı bir süreçten geçtiğine dikkatleri çekerek yeni fitnelerin oluşmaması için dikkatli adım atılması gerektiğine vurgu yapan Alimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ÜLEMA) Başkan Yardımcısı Molla Beşir Şimşek, İslam dünyasına baktığımız zaman her taraf kan ve revan içerisinde. Müslümanlar kendi kanlarında boğulacak duruma gelmiş neredeyse. Yapılan açıklamalara atılan adımlara bakıldığı zaman endişe verici bir fotoğraf ortaya çıkıyor. Temennimiz odur ki böyle bir şey ortaya çıkmasın. Taraflar oturarak konuşarak daha büyük musibete sebebiyet vermeden ortak bir noktaya gelerek bu işin halledilmesi gerekiyor. Gelinen noktada herkesin sağduyuyla hareket etmesi gerektiğini biz tavsiye ediyoruz. Daha büyük bir fitne ortaya çıkmaması için herkes atacağı adımları sağlıklı düşünerek atmalı. Ama gelinen aşamada bu hassasiyetlerin göz ardı edildiğini görüyoruz. Tehdit dilinin konuşulduğu bir hal içine girildiğini görüyoruz. İnşallah bu böyle olmaz.” ifadelerini kullandı.
“SADECE DÜNYEVİ MENFAATLER GÖZETİLEREK ATILAN ADIMLAR DOĞRU DEĞİLDİR”
Kürt, Türk, Arap ve Farsların kadim komşuluklarının bulunduğunu ve Müslüman halklar olduğunu belirterek mesuliyetlerin iyi hesaplanması gerektiğine dikkatleri çeken Şimşek, “Taraflar yüzyıllardan beri bir biriyle akraba ve komşudur. Hangi tarafa ateş düşse dört parçanın da yüreği yanacaktır. Çünkü duruma baktığımız zaman kardeşlerin bir birlerinin kanı akıttığı bir ortam ortaya çıkacaktır. Allah muhafaza. Bundan dolayı Sağduyulu olmaktan başka çaremiz yoktur. Gerek Türkiye olsun gerekse de Irak ve İran olsun bu işin mesuliyetini hesaba katarak hareket etmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Bizim tavsiye edeceğimiz çözüm işin diyalogla çözümüdür. Bunun dışında yapılan açıklamalar ise fitneye sebebiyet veriliyor. Hiçbir devlet, hiçbir menfaat Müslümanların kanından daha değerli olmaması lazımdır. Bu hassasiyetin gözetilmesi gerekiyor. Yetkililer sağduyulu ve sorumluluk bilinciyle hareket etmeli. Sadece dünyevi menfaatler gözetilerek atılan adımlar ve verilen kararlar doğru değildir. Şimdi gidip Irak Kürdistan`ında halkın durumuna bakarsanız sanki üzerlerine büyük bir felaket gelecekmiş gibi korku ve panik içerisindiler. Bunu yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur. Umuyoruz ki büyük bir fitneye sebebiyet verilmeden bu iş diyalog yoluyla hallolur.” şeklinde konuştu.