Kullugun çesitleri
İLİM İRFAN - Kulluk:
1 - Genel ve özel olmak üzere iki nevidir.
1- Genel kulluk:
Semalardaki ve yerdekilerin hepsinin Allah`a kul olmasıdır, iyilerin, kötülerin, kafirlerin, müminlerin kulluğudur. Dolayısıyla bu kulluk Kahhar ve Melike yapılan kulluktur.
Allah Teala buyurur ki:
“Rahman çocuk edindi dediler. Doğrusu, pek çirkin bir şey ortaya attınız. Neredeyse gökler çatlayacak, yerler yarılacak, dağlar bir bir yıkılacaktı. Bu, Rahman`ın çocuğu olduğunu iddia etmelerinden dolayıdır. Rahmana asla bir çocuk edinmek yaraşmaz, yerde ve göklerde hiç bir şey yoktur ki Rahmana kul olarak dönüp gelmesin” (Meryem, 88-89)
Allah`ın bu hükmüne mümin de kafir de dahildir.
Allah Teala buyuruyor ki:
“O gün Allah onları ve Allah`dan başka taptıklarını toplayacak. Ve onlara, benim bu kullarımı siz mi sapıttınız diye soracaktır” (Furkan,17).
Burada da görüldüğü gibi sapıklıklarıyla birlikte Allah onları kulları olarak adlandırmıştır. Fakat bu mukayyed bir adlandırmaktır.
Mutlak olana gelince,-Allah`ın izniyle açıklaması daha sonra da geleceği gibi- bu ikinci nevideki kullar hakkında kullanılır.
Yine Allah Teala şöyle buyurur:
“De ki, ey göklerin ve yerin yaratıcısı, gayb ve şahadet alemini bilen Allahım, sen kulların arasında ayrılığa düştükleri konularda hüküm verirsin” (Zümer, 46).
“Allah kullarına asla zulmetmek istemez.” (Mümin, 31) ve
“Şüphesiz Allah kulları arasında hükmeden” (Mümin, 48)
İşte bütün bu ayetler, genel ve özel kulluğu içine almaktadır.
2 - İkinci nevi (Özel) kulluk:
Bu sevgi, itaat ve emirlere uymakla ilgili kulluktur.
Allah Teala buyurur ki:
“Ey kullarım o gün size korku yoktur ve mahzun da olmayacaksınız” (Zuhruf, 68),
“Rahman`ın kulları ki yeryüzünde tevazuyla yürürler, cahillerle karşılaşınca da sadece selam verip geçerler.” (Furkan, 63).
“Sözü dinleyen ve sözün en güzeline tabi olan kullarıma müjdele.” (Zümer, 18).
Allah, İblis`in dilinden de şöyle buyurmuştur:
“Onların hepsini azdıracağım, sadece senin muhlis kulların müstesnadır” (Hicr, 40),
Buna karşılık Allah şöyle cevap verir:
“Senin (İblis) benim kullarım üzerinde asla bir hakimiyet ve hükmün yoktur”. (Hicr, 41)
Netice olarak:
1 - Bütün yaratıklar Allah`ın Rububiyet sıfatının kullarıdır.
2 - Velayet ve itaat ehli ise Allah`ın uluhiyet sıfatının kullarıdır.
Kur`an-ı Kerim`de mutlak olarak kulların Allah`a izafe edilmesi ancak bunlar için variddir.
Burada şu denilebilir ki, Allah Teala, onları kulları olarak isimlendirmiştir. Çünkü rahmetinden ümit kesmeyi Allah`a yönelme, rabblerinden kendilerine indirilen en güzel şeye tabi olma ve neticede Allah`a itaat eden kulları arasında katılma ihtimali vardır.
Kulluk ancak, özel ve genel olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
Çünkü; kulluk lafzının kökünde boyun eğme ve hakir, zelil olma manası vardır.
Nitekim ayaklar altında çiğnenip basıldığı zaman, yola “muabbed” (çiğnenmiş, zelil edilmiş) adı verilir.
Yine mesela: “sevgi falanı kul köle etti” denir ki onu zillete düşürdü demektir. Fakat:
Allah`ın dostları: O`na severek ve isteyerek, emir ve yasaklarına riayet ederek boyun eğerler,
Allah`ın düşmanları ise: O`na istemeyerek ve zorla boyun eğerler.
Kulluğun genel ve özel olarak ikiye ayrılmasının bir benzeri kunut (Allah`a samimi olarak ibadet etme) ve sucud (secde etme) hakkında mevcuddur. Allah Teala özel kunut konusunda şöyle der:
“İnkar eden hiç, gece yarılarında secde ederek, namaz kılarak Allah`a itaat eden boyun eğen Ahiretten çekinen ve Rabbinin rahmetini uman gibi midir?” (Zümer, 9),
Allah, Meryem içinde:
“O, Allah`a samimi olarak itaat ve ibadet edenlerdendi” (Tahrim, 12) buyurur, bunun benzeri ayetler Kur`an`da çoktur.