• DOLAR 32.51
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...
Kulluk Makamı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Allah Teala kulluğu, kullarının en mükemmel vasfı ve kendisine onların en yakın hali olarak kabul etmiştir. 

Nitekim şöyle buyurur:

“ Ne İsa Mesih Allah`a bir kul olmaktan kaçınır, ne de mukarreb melekler kaçınırlar, kim Allah`a ibadetten kaçınır ve büyüklenirse, Allah bunların hepsini kendisine döndürüp toplayacaktır.” (Nisa, 172)

“Onlar Rabbinin nezdinde, O`na tapmaktan kibirlenerek kaçınmazlar, Allah`ı tesbih ederler ve yalnız O`na secde ederler” (Araf, 206). 

Bu ayet Enbiya Suresi`nin şu ayetinde vakf-ı tam bulunduğunu gösterir 

“Göklerde ve yerdekiler Allah`ındır” (Enbiya, 19). 

Sonra devam eder:

“Allah`ın yanında olanlar, Allah`a ibadet etmekten kibirle kaçınmazlar, onlar yorulmazlar da. Onlar gece gündüz usanmaksızın Allah`ı tesbih ederler.” (Enbiya, 19-20). 

Bu iki ayet bir bütün teşkil eder. Yani kul ve melek olarak göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah`ındır, dendikten sonra devamında:

“Allah`ın yanında olanlar O`na ibadet etmekten kaçınmazlar” buyurulur. 

Yani yanındaki melekler Allah`a ibadet etmekten büyüklenmezler, Allah`a ibadet etmekten bıkmazlar, çekimser davranmazlar, kibirlenmezler ve yorulmazlar, dolayısıyla Allah`a ibadet etmekten aciz kalıp, kesilmezler -kişi yorulup çaresiz kalınca, bıktı ve bıkkınlık duydu (istahsera) şeklinde kullanılır-, bilakis meleklerin ibadetleri, tesbihleri insanın nefes alıp vermesi gibidir. 

Dolayısıyla: 

Birincisinde; kullar Allah`ın "rububiyetinin" kulları, 

İkincisinde; "uluhiyetinin" kulları olarak nitelendirilmiştir. 

Nitekim Allah Teala: 

“Rahman`ın kulları ki yeryüzünde tevazu ile yürürler” (Furkan, 63) buyurur. Yine: 

 “O öyle bir pınardır ki, Allah`ın kulları ondan içerler, diledikleri gibi çıkarıp çevirirler.” (Dehr, 6),

Allah Teala Süleyman (a.s) için:

“O ne güzel kuldur ki devamlı Allah`a yönelir” (Sad, 30), 

İsa (a.s) için: 

“O, ancak nimet verdiğimiz bir kuldur” (Zuhruf, 59) buyurur. 

Bununla İsa Mesih`in amacının Hristiyan düşmanlarının söylediği gibi ilahlık değil kulluk olduğu anlatılır. Allah kullarının en şereflisini nezdinde, en yüksek mevkiye sahip olanı kullukla nitelemiş, bunu makamların en şereflisi saymıştır. Bu sebeple: 

“Eğer kulumuza indirdiğimiz şey konusunda bir şüphede iseniz..” (Bakara,25) buyurulmuştur. Yine: 

“Kuluna Furkan`ı inzal eden mübarek ve yücedir.” (Furkan, 1),

“Hamd kuluna kitabı indiren Allah`a mahsustur” (Kehf,1) buyuruyor. 

Allah Teala burada kulluğu kitab indirme ve kitabın benzerini getirmeleri için meydan okuma ile aynı makamda zikretmiştir. 

Allah Teala şöyle buyurur: 

“Gerçek şu ki Allah`ın kulu ayağa kalkıp Allah`a davette bulununca, neredeyse O`nun başına keçe gibi yapışıp- sarılacaklardı” (Cin,19).

Burada da Allah kulluğu Allah`a davet makamında zikretmiştir. 

“Kulunu geceleyin yürüten Allah sübhandır” (İsra, 1)

Allah burada kulluğu İsra makamında zikretmiştir. Sahih hadiste Nebi (s.a.v) de şöyle buyurur: 

“Hristiyanların Meryem oğlu İsa`ya yaptığı gibi beni fazlaca yüceltmeyiniz. Ben de ancak bir kulum. Bana Allah`ın kulu ve Rasülü deyiniz” (Buhari,Ehadisu`l-enbiya,48)

Bir başka hadiste: 

“Ben bir kulum, kul gibi yer, içer otururum” (Heysemi, IX,19)

Buhari`nin Sahihi`nde Abdullah b. Amr`dan gelen rivayete göre şöyle demiştir: 

“Tevrat`ta Muhammed (s.a.v)`in özelliklerini okudum. Burada şöyle deniyordu: Muhammed Allah`ın rasülüdür, benim kulumdur. Rasülümdür, O`na mütevekkil adını verdim, o kaba ve katı değildir, o sokaklarda gürültü çıkaran birisi de değildir, kötülüğe kötülükle de karşılık vermez fakat affeder ve bağışlar”

Allah Sübhanehu ve Teala kulları için umumi bir müjde vermiştir: 

“Sözü dinleyip en iyisine tabi olan kullarıma müjdele” (Zümer, 18) buyurur. 

Onlara mutlak bir güvenlik va`d etmiştir.Yine: 

“Ey kullarım, o gün size korku yoktur.Siz mahzun da olmayacaksınız. Bunlar ayetlerimize iman edip, müslüman olanlardır” (Zuhruf, 68-69)

Yine Allah (c.c.) şeytanın özellikle müslümanlar üzerindeki baskısını kaldırmış onun baskı ve otoritesini, O`nu dost edinenlerle kendisine şirk koşanlara salmıştır. Şöyle buyurur: 

“Benim kullarım üzerinde senin kesinlikle bir tesirin, otoriten söz konusu değildir, ancak sana uyan sapıklar ve azgınlar müstesna” (Hicr, 42). 

“O`nun iman edenler ve Rabblerine tevekkül edenler üzerinde asla bir hakimiyeti yoktur. O`nun hakimiyeti ancak kendisini dost edinenlere ve Allah`a şirk koşan müşrikleredir”. (Nahl, 99-100)

Nebi (s.a.v) de dinin en yüksek derecesini kullukta ihsan derecesi kabul etmiştir. 

Cibril hadisinde: 

“ihsan”ın ne olduğu sorulunca şöyle cevab vermiştir:

“Allah`ı görüyor gibi ibadet etmendir, her ne kadar sen O`nu görmesen de, O seni görür.” (Buhari, İman, 37; Müslim, İman; 1,5,7)

Bu haberler de ilginizi çekebilir