• DOLAR 34.542
  • EURO 36.66
  • ALTIN 2922.425
  • ...
"Eğitim çocukların geleceğini inşa etme sürecidir"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Diyarbakır Şube Başkan Yardımcısı Kasım Akgönül, 2017-2018 eğitim ve öğretim yılının başlamasına sayılı günler kala eğitim sistemi hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Halkın değerlerine uygun ve kendi inancı doğrultusunda bir eğitimin öğrenciler için gerekli olduğunu belirten Akgönül, Milli Eğitim Bakanlığının yeni süreçle birlikte müfredat değişikliğine gittiğini hatırlattı.

Akgönül, "Müfredat değişikliğinin yürürlüğe girmesi olumlu. Tabi, bu süreç içerisinde peyderpey geçecek. Yani bu anlamda müfredat değişikliği ile ilgili gerek öğretmen, gerekse öğrenci ve velilerin görüşleri alınmaya devam ediliyor. Çocuklarının geleceği için müfredat değişikliğiyle ilgili ne düşünüyorlarsa velilerimizin görüş ve önerilerini meb.gov.tr'den sunmalarını bekliyorum. Yeterli değil ama halktan görüş alınmasını olumlu bir gelişme olarak görüyoruz." dedi.

"Ciddi problemlere neden olan karma eğitime son verilmeli"

Karma eğitimin, batılılaşma sonucunda halka zorla dayatıldığını dile getiren Akgönül, sözlerine şöyle devam etti: "Umut edilir ki halkın inandığı değerler göz önünde bulundurularak, Milli Eğitim Bakanlığı bu süreçle ilgili yeni bir durum değerlendirmesi yapar ve bunu gözden geçirir. Özellikle liselerden başlamak üzere kız ve erkek ayrımını gözeterek bağımsız okullar, yani kız ayrı erkek ayrı liselerden başlayarak bunu daha sonraki süreçlerde ortaokulları kapsayacak şekilde bir düzenleme içerisine girmesini olumlu olarak görüyoruz. Halkın bir beklentisi olarak, halkın kendi inançları doğrultusunda halk arasında ciddi problemlere neden olan karma eğitime son verilmesi gerektiğini belirtiyoruz."

"Halkın değerleri doğrultusunda kılık kıyafet uygulaması uygun olacak"

Halkın değerlerini yansıtmayan kılık kıyafetin piyasada dolaşması ve eğitimde oluşması için çaba sarf edildiğini anlatan Akgönül, "İnandığımız değerler ve ahlaki ilkeler doğrultusunda kız ve erkek öğrencilerin kıyafetlerinin ne olması gerektiği malum. Bizim kültürümüzün dayandığı temel değerler var. Bu değerler doğrultusunda aşırıya kaçmama adına öğrencilerin gerçekten de belli bir kontrol ile belli bir kıyafet kuralına göre olmaları gerektiğine inanıyoruz. Yalnız şu var: Sistem öncelikli olarak değerleri kendisine içselleştirmeli. Değerleri içselleştirdiği zaman inanıyorum ki halk da kendisini bu şekilde tanımlamak istiyor. Yalnız şu önemli bir husus: Menfi görüşte ve menfi ideolojide olan, halkın değerlerini yansıtmayan kılık kıyafetin piyasada dolaşması ve eğitimde de oluşması için çabalar sarf ediliyor. Bunlar ciddi tehlikelerdir. Bakanlık buna el atmalı ve halkın değerleri doğrultusunda kılık kıyafet uygulamasının uygun olacağı görüşündeyiz." ifadelerini kullandı.

Öğrenci taşımacılığıyla ilgili yönetmeliğe uyulduğu takdirde sorunların asgari düzeye ineceğini ifade eden Akgönül, özellikle kırsal kesimlerde öğrenci taşımacılığı alanında kalıcı çözümlerin olmadığını söyledi.

Okullaşma oranının artması ve bu mekânların fiziki yetersizliklerinin giderilmesi gerektiğini vurgulayan Akgönül, "Cumhuriyetin kurulduğu ilk dönemde bile memleketin en ücra yerine okullar yapılırken, şu an bu duyarlılık yok. Aynı duyarlılık tekrar olsun. Memleketin ücra köşesi neresi ise orada okullaşma olması daha önemli bir şey çünkü gerek trafik yönünden gerekse insani ilişkiler bakımından kalıcı olan eğitim uygulamalarına girmelerinin daha uygun olacağını belirtiyoruz." şeklinde konuştu.

"Gerek okul gerekse barınma anlamında ciddi sıkıntılar var"

Özellikle kız imam hatip okulları ve bu okulların pansiyonlarının olmamasının ciddi sorun olarak görüldüğünü belirten Akgönül, şunları söyledi: "Kırsal kesimde mütedeyyin, muhafazakâr halkımız kendi çocuklarının eğitim ve öğretimi konusunda duyarlı ama maalesef beklentilerini karşılayacak nitelikte gerek okul gerekse barınma anlamında ciddi sıkıntılar var. Biz özellikle Diyarbakır gibi büyükşehirlerde kız öğrencilerin barınabileceği imam hatip okullarının pansiyonlarının olması ve sayısının artırılmasını istiyoruz. Bu anlamda bize başvuran çok sayıda veli, barınma imkânlarından yoksun olduğunu söylüyor. Malum, maddi bir külfet var. Bu maddi külfeti karşılayamayan kırsal kesimdeki çok sayıda vatandaşımızın kendi çocuklarını okutabilmeleri anlamında kız imam hatip okullarının hemen yanı başında pansiyon yapılması elzemdir."

"Kur'an-ı Kerim ve Peygamberimizin hayatı bütün kademelerde olmalı"

Akgönül, seçmeli dersler konusuna değinerek, "Test edilen bir şeyi tekrar test etmeye gerek yok. Malum, halkın büyük çoğunluğunun teveccüh gösterdiği Kur'an-ı Kerim, Peygamberimizin hayatını içeren derslerin eğitim müfredatının bütün kademelerinde olması gerektiğine inanıyorum. Gerek okul idarecileri gerekse de kimi art niyetli sendikalar, seçmeli dersleri kendi ideolojilerine heba ediyorlar. Bu anlamda biz bakanlıktan şunu talep ediyoruz: Kur'an-ı Kerim ve Peygamberimizin hayatı ile ilgili dersler tüm okullara seçmeli ders olarak konsun. Şayet istemeyen olursa bununla ilgili imza alınsın. Aksi takdirde art niyetli olanlar bunu suiistimal eder. Biz halkın değerlerinin olduğu ve halkın kendi inançlarının doğrultusunda istediği bir eğitimin çocuklar için de zorunlu olması gerektiğine inanıyoruz. Mutlaka bakanlığın bunu görüp, eğitim programlarının tüm kademelerinde bu uygulamaya geçilmesinin elzem olduğuna inanıyoruz." dedi.

"Eğitim, çocukların geleceğini inşa etme sürecidir"

Halkın değerlerinin alaşağı edildiği hususların bir an önce ders kitaplarından çıkarılması gerektiğine dikkat çeken Akgönül, "Eğitim, çocukların geleceğini inşa etme sürecidir. Sadece varsayımlar veyahut da hak ve adalet, hikâye dolu masalımsı efsanelerden daha fazla bilimsel hayatın gerçekliği ile uygun uygulamaların öğretilmesi daha uygundur. Bu anlamda mevcut ideoloji, yıllarca tamamen şehir efsaneleri diyebileceğimiz türden uygulamaları ders kitabında müfredat olarak okuttu. Halkın gerçekten de birebir yaşadığı ve halkın kendisinin tarih olarak gördüğü hakikatlerin de ders kitaplarında geçmiş olması lazım. Halkın değerlerinin alaşağı edildiği veya rencide edildiği hususların da bir an önce ders kitaplarından çıkarılması gerektiğine inanıyorum. Örneğin; Şeyh Sait bu bölgenin ve Türkiye'nin de bir gerçeği olarak, halkın değerlerini savunan bir adam olarak duruyor ama mevcut sistem onu farklı dış mihrakların güdümünde çalışmış biri olarak tanıtıyor ki bu çok tehlikeli ve tarihin gerçekliğine aykırı bir durumdur." ifadelerini kullandı.

"Fatih Projesi arka plana düştü"

Fatih Projesi'nin arka plana düştüğünü, bunun reklam ve mali boyutunun daha fazla ön plana çıktığını sözlerine ekleyen Akgönül, "Fatih Projesi'nde bilimsel verileri eğitim ve öğretimde daha verimli bir şekilde kullanma amacı güdülüyordu ama maalesef arka plana düşüldü. Bu işin reklam ve mali boyutu daha fazla ön plana çıktı. Gerçekten istenilen verim alınamıyor. Gerek bunun altyapısı, gerekse sistemin işleyişi, bilgi birikim ve donanımla ilgili hususlarda şu an istenilen vaziyette değil. Umut edilir ki projenin başlangıçta belirlenen hedefleri ne ise o doğrultuda hareket edilsin. Diğer kaygıların arka planda kalması projenin gerçek mahiyetinin ortaya çıkmasına sebebiyet verecektir." şeklinde konuştu. (Mehmet Çelik, M. Hüseyin Temel - İLKHA)




 

Bu haberler de ilginizi çekebilir