Akıncı Üssü davasında bugün yaşananlar
FETÖ 15 Temmuz 2016`daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü`ndeki eylemlere ilişkin 486 kişi hakkında açılan davanın onuncu celsesi başladı
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM, Başbakanlık, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın da arasında bulunduğu müştekilerin avukatları ve bazı müştekiler katılıyor.
"İNGİLTERE VE RUSYA'NIN DARBECİLERE BÜYÜK DESTEĞİ VARDI"
İHA'nın haberine göre; Duruşmada savunma yapan eski Albay Muzaffer Düzenli, iddianamede yer alan delillerin maddi gerçeği yansıtmadığını iddia ederek, "Kanıt bulunamaması Yurtta Sulh Konseyi'nin hayal ürünü olduğunu göstermez mi? Ben böyle bir uydurma konseyin üyesi değilim" dedi. Düzenli, İngiltere ve Rusya'nın darbecilere büyük desteği olduğunu da söyledi.
Duruşmanın öğleden sonraki kısmında eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurumsal Dönüşüm Şube Müdürü Kurmay Albay Muzaffer Düzenli'nin savunmasına devam edildi. Terör örgütüyle hiçbir bağlantısının olmadığını ifade eden Düzenli, planlayıcı veya örgüt yöneticisi de olmadığını söyledi. Düzenli, iddianamede yer alan delillerin maddi gerçeği yansıtmadığını iddia ederek, "Kanıt bulunamaması Yurtta Sulh Konseyi'nin hayal ürünü olduğunu göstermez mi? Ben böyle bir uydurma konseyin üyesi değilim" şeklinde konuştu.
"DARBEYİ KİM YAPTI?"
"Darbeyi kim yaptı?" sorusu üzerine soruyu iki ana başlıkta değerlendireceğini belirten Düzenli, "Birincisi planlayan ve kurgulayanlar, yani oyun kurucular, ikincisi de tezgahın içine çekilenler, yani oyuna alet edilenlerdir. Hazırlayanlar son 15 yıldaki mevcut yönetim döneminde etkinliklerini büyük ölçüde kaybeden bazı kliklerdir. Dışarıdan yabancı ülkelerin de, özellikle Rusya ve İngiltere'nin oyun kuruculara büyük desteği var. Yıllardır iki ülkeyle ciddi bir iş birliği olduğunu biliyoruz. Oyun kurucular için genel amaç son 15 yılda ülke yönetiminde güç ve nüfus kaybına uğramaları ve Türkiye'nin söz sahibi olmaya başlamasıyla, 'Bu bizim açımızdan kabul edilebilir bir durum değildir. Türkiye oturduğu yerde oturmalı. Bizim amacımız Türkiye'nin ayağa kalkmasını engellemektir' diyerek sektörel anlamda Türkiye'yi durdurmaktı. Durdurmak için de 'milletin beynini uyuşturmalıyız' diye hareket ettiler. Evlilik programlarıyla millet, kimin eli kimin cebinde bilmez hale getirilmeye çalışıldı" ifadelerinde bulundu.
Sanık Düzenli'nin 2 saatten fazla süren savunmasını tamamlamasının ardından çapraz sorgusuna geçildi. Mahkeme Başkanı Selfet Giray, "Daha önceki ifadenizde Ahmet Özçetin'in sizi arayarak Akıncı Üssü'ne çağırdığını söylemişsiniz. Şimdi ise başka bir isimden bahsediyorsunuz" diye sordu. Düzenli de, "O ifadelerimi 4 günlük işkence sonucu verdim" şeklinde yanıtladı.
Düzenli'den önce duruşmada, cuma günü savunmasını tamamlayan ancak çapraz sorgusu yarım kalan eski Genelkurmay Stratejik Dönüşüm Dairesi Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli'nin çapraz sorgusu yapıldı.
DİŞLİ, GÖRÜNTÜLERDEKİ KİŞİNİN KENDİSİ OLDUĞUNU KABUL ETTİ
Sanık Dişli'ye ilk olarak Akıncı Üssü'ndeki kamera kayıtlarından görüntüleri izlettirildi. Dişli, görüntülerdeki kişinin kendisi olduğunu kabul etti ve koridorda telefonla konuşmasına ilişkin kayıtların, Genelkurmay Başkanlığı karargahıyla görüşmelerine dair olduğunu iddia etti.
Sanık avukatlarından Şemsettin Altan, Dişli'ye, kamuoyunda "Kozmik oda" soruşturması olarak bilinen soruşturmada izlenen emekli albay Baki Kaya ile kozmik odanın aranmasından birkaç gün önce görüşüp görüşmediğini sordu. Dişli, o dönemde yılın başarılı birlik komutanlarına verilen ödül için düzenlenecek törenin provası için Ankara'ya geldiğini, Genelkurmay Başkanlığı karargahında çalışan Baki Kaya ile de o esnada karşılaşmış olabileceğini söyledi. Meslek hayatı boyunca birçok engellemeyle karşılaştığını, birkaç yıl terfi ettirilmediğini savunan Dişli, ödül törenine katılmasının da Almanya'ya görevlendirilerek engellendiğini iddia etti.
Davanın sivil sanıklarından Harun Biniş'in avukatı Ayten İzmirli de Genelkurmay Başkanlığı karargahındaki kamera kayıtlarının, karargah dışında 7 ayrı merkezde daha kayıt altına alındığını öne sürerek, Dişli'nin bu durumu bilip bilmediğini sordu ve Mahkeme Başkanlığından bu 7 yerdeki kayıtların dava dosyasına getirilmesini talep etti. Dişli, bu soruya "kayıtların karargah dışında tutulup tutulmadığını bilmediği" yanıtını verdi.
Sanık Dişli, bir soru üzerine Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile Akıncı Üssü'nden Çankaya Köşkü'ne sanıklardan eski pilot albay Uğur Kapan'ın kullandığı helikopterle gittiklerini, Akar'ın pilot ile konuştuğunu ancak neler konuştuklarını duymadığını söyledi.
Bir kısım kursiyer teğmen ve üsteğmenlerin avukatı Fatma Çiftlik de görülen darbe davalarında generallerin ve kurmay subayların dinlenmesinden sonra birçok muammayla karşılaşıldığını belirterek, "Sizce bu darbeyi kursiyer teğmen ve üsteğmenler yapmış olabilir mi?" sorusunu yöneltti. Dişli bu soruya, "Bu yorum sorusu ancak askerlik mutlak itaat mesleğidir. Üst emir verir ast yapar, yorum yapmaz. O rütbedeki insanların verilen emirleri yapmaktan başka bir yolu yoktur." yanıtını verdi.
Sanık Dişli, Akıncı Üssü'nde darbecilerin faaliyetlerini engellemeye yönelik kendisinin ve Orgeneral Akar'ın bir faaliyeti olup olmadığı sorusuna da "13 ay sonra geriye baktığımda doğru işi yaptığımı savunuyorum. Bir general plan yapar, strateji yapar. Benim stratejim Sayın Komutanın güvenliğini sağlamak, onun emirleri doğrultusunda kriz planıyla bu işi en kısa sürede sonlandırmaktı. Asker gerektiğinde ölümü göze alabilir ama burada benim birinci şartım hayatta kalmaktı. O anda hayatta kalmak ve Komutanın hayatını korumaktı yoksa ölmek kolay." cevabını verdi.
Bir avukatın "Salondaki 77 kursiyer teğmen için filler oynaşırken çimenler ezilebilir cümlesini kullanabilir miyiz?" sorusu üzerine Dişli, "Bu cümleyi siz kullanabilirsiniz ama benim öyle bir cümle kullanmam doğru olmaz. Onlara ne görev verildi bilmiyorum ama görevlerini en iyi şekilde yapmaya çalışmışlardır." dedi.
Kendisi hakkında 15 Temmuz'da Akıncı Üssü'nde "aracı ve ikna edici" ifadelerinin kullanılmasını kabul etmediğini belirten Dişli, "Aracılık ve ikna edicilik yapmadım. Sayın Komutanın emirlerini ilettim. Komutanımız 'aman can yanmasın, dikkat etsinler, aman gençleri uyar' dedi, ben de bunları muhataplarıma ilettim." ifadesini kullandı.
Dişli, Orgeneral Akar ile aynı araçta, kendilerini Çankaya Köşkü'ne götürecek helikoptere gittiklerini, helikopter hazırlanırken Akar'ın pilot ile ayaküstü konuştuğunu, helikopterin Genelkurmay Karargahına gitmek için havalandığını ancak daha sonra Başbakanlık Özel Kaleminden gelen telefon üzerine Çankaya Köşkü'ne indiklerini, pilotlara Çankaya Köşkü'ne inme emrini de telefonla görüştükten sonra kendisinin verdiğini anlattı.
"SAKİN OL TEDBİRLER ALINDI"
15 Temmuz günü Genelkurmay Karargahı'nda darbecilerin kendisine söylediği notları Akar'a ilettikten sonra Akar'ın "Sakin ol tedbirler alındı" dediğinin hatırlatılarak, olay anında neler olduğunun sorulması üzerine Dişli, şöyle konuştu:
"Saat 16.00'da başlayan süreçte neler yaşandığını bilmiyorum. MİT Müsteşarı gelmiş, gitmiş, hava sahası kapanmış bir sürü olay var. Komutana 'Uçaklar yola çıkmış, 5 tugay geliyormuş' dediğimde zannederim Komutan hava sahasını kapattıklarını, tedbirler aldıklarını kastetti. Ben de bunları bilmediğim için 'Ne tedbiri almışsın, iş bitmiş' tepkisini gösterdim. Darbe olmuş ilk benim ağzımdan duydu, belki de bu ülkede bu kelimeleri ilk ben kullandım. Silah tehdidi, sürekli alnımıza silah dayanması olarak mı algılanıyor bilemiyorum ama ilk aşamadan sonra etrafımızda nöbetçi şeklinde silah tehdidi vardı, sürekli alnımıza silah dayanmadı. Arabuluculuk yapmadım, orada Komutanın yanında başka kimse yoktu, sekreterlik değil belki tek kişilik karargahı gibi de görev yaptım diyebilir, emirlerini ilettim."
Sanık Dişli, iddianamede çok çelişki bulunduğunu öne sürerek, sanık Akın Öztürk'ün, Orgeneral Akar'ın emriyle Akıncı Üssü'ne geldiğini, Öztürk'ün daha sonra Çankaya Köşkü'ne gelmek üzere, planlama gereği orada kaldığını kaydetti. Dişli, bu konuda en doğru ve net ifadeyi Orgeneral Akar'ın vereceğini söyledi.
Sanık Akın Öztürk'ün avukatı Hicabi Durmuş, Dişli'ye Orgeneral Akar'ın Akıncı Üssü'nde bulunduğu sürede eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ya da başka bir siyasi ile konuşup konuşmadığı ve helikopter pilotu Uğur Kapan'a "Erken davrandık, beklemeliydik" ifadesini söyleyip söylemediğini sordu. Orgeneral Akar'ın hiçbir siyasiyle konuşmasına şahit olmadığını ifade eden Dişli, Akar ile pilot Kapan arasında geçen konuşmayı da duymadığını ifade etti.
Bir sanık avukatının Dişli'nin ifadesinde "Dini inançlarım gereği sıkıntı yaşadım" cümlesini kullandığını iddia etmesi üzerine Dişli, "Ben o şekilde söylemedim. İddianameyi okuduktan sonra meslek hayatım boyunca başıma gelenlerin yerine oturduğunu gördüm, taşlar bir bir yerlerine oturdu." dedi.
AKIN ÖZTÜRK'TEN DİŞLİ'YE SORULAR
Çapraz sorgu sırasında sanık Dişli'ye diğer sanıklar Akın Öztürk ve Murat Koçyiğit de sorular sordu.
Sanık Akın Öztürk, Akıncı Üssü'nde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile bulundukları odada başka kimlerin olduğunu sordu. Dişli, odada Hulusi Akar, Akın Öztürk, Kubilay Selçuk, Hakan Evrim, Ömer Faruk Harmancık ve ismini bilmediği kamuflajlı bir karacı ya da jandarma albay veya yarbay rütbesinde bir kişinin daha bulunduğunu söyledi.
Sanık Murat Koçyiğit de iddianamede kendisi ile Dişli'nin "eylem ve işbirliği içinde" olduklarının geçtiğini anımsatarak, Akıncı Üssü'nde aynı eylem içinde olup olmadıklarını sordu. Dişli bu soruya da "Ben 15 Temmuz'da sadece Genelkurmay Başkanı ile eylem birliği içinde oldum." yanıtını verdi.
15 Temmuz'da olaylarının yaşandığı sırada Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakalı'nın kendisini arayan Korgeneral İsmail Metin Temel'e "Şu an evdeyim, karargahı işgal etmişler. Çatışma sesleri geliyor, çıkacak durum yok, hanımı teskin etmekle meşgulüm" dediğini iddia eden sanık Koçyiğit, "Acaba TSK'da askerlik yemini dışında generallere başka bir yemin mi ettiriyorlar?" sorusunu yöneltti. Dişli, bu soruya cevap vermek istemediğini söyledi.
Sanık Koçyiğit'in sorusu üzerine Mahkeme Başkanı Selfet Giray, "Sanık bu. Sanık, bilirkişi değil. Burada ifadesi alınanlar sanık olarak dinleniyor. Siz sanıklara bilirkişilik yaptırırsanız da mahkeme karşısında hükmü yok. Mahkeme gerektiğinde tarafsız bilirkişiler marifetiyle öğrenmek istediğini öğrenir." uyarısında bulundu.
Duruşmada daha sonra sanık Dişli'nin avukatı savunmasını yaptı. Avukatın savunması sırasında mağdur ve müştekilerden bazıları tepki gösterdi. Bir müşteki avukatının "yalan bulamıyor" ifadesi üzerine Dişli'nin avukatı "Kim o geri zekalı?" dedi. Bu sözler üzerine mağdur, müşteki ve müşteki avukatları yoğun tepki gösterdi.
Mahkeme Başkanı Giray'in uyarılarıyla tartışma sona erdi. Başkan Giray, duruşmanın sesli ve görüntülü kaydının alındığını hatırlatarak, herkesin söylediği sözlerden sorumlu tutulacağını kaydetti.
Kaynak: AA