ABD kendini savunabilir mi?
ABD ve Kuzey Kore arasındaki gerilim her gün tırmanarak devam ediyor. Trump ve Kuzey Kore arasındaki heyecanlı söylemler iki ülkenin füze teknolojilerini gündeme getirdi. Güney Kore, Japonya ve ABD halkları için bu gerginlik eşit öneme sahip.
Riyad Makaev - Doğruhaber/Analiz
Donald Trump Başkanlık koltuğuna oturur oturmaz Kuzey Kore`nin ABD için oluşturduğu tehditten söz etmeye başladı. ABD`nin Japonya`da ve Güney Kore`de önemli askeri üsleri bulunmaktadır. Bu üsler böylece senelerce hareketsiz duramaz! Demokrasinin “bekçiliğini” yapan ABD elbette Güney Kore`yi düşünüyor olmalı. Trump Başkanlık koltuğuna oturur oturmaz, gece gündüz Güney Korelileri “düşündüğü” için uyku tutmaz hale geldi! Kuzey Kore için rejimin güvenlik garantisi ise nükleer silahlardır. Şaka bir yana ama 1962 Küba krizinden bu yana ilk kez, dünya nükleer savaşın eşiğine geldi. Bu gerginlik sadece ABD ve Kuzey Kore arsında kalsa iyi ama olası bir saldırı tüm dünyayı ciddi etkileyecektir. İki ülkenin de elinde nükleer silahları var. Kuzey Kore`nin askeri gücü de küçümsenecek güç değil, ABD ile denk denebilecek kadar güçlü orduya sahiptir. Bugün bizler, Washington ile Pyongyang arasındaki sözel olarak tırmanan bir gerginliği izliyoruz ama bu gerginlik fiili savaşa dönüşürse oturduğumuz yerde bu savaştan biz de etkileneceğiz. 1962`de Küba krizini hatırlayalım… Şimdi ABD`yi yöneten Kennedy değil, kendini kanıtlamaya çalışan çılgın Trump. Rakibi ise nükleer savaşının risklerini ve ölçülerini iyi bilen eski SSCB değil, kendini bir peygamber sanan Kuzey Kore diktatörüdür. Dolayısıyla, ABD ve Kuzey Kore arasındaki savaş üzerinde çok konuşulan Yeni Dünya Düzenine yol açacak. Bu gerginliğin en önemli aktörü Çin`dir. Burada her şey öncelikle Çin'e bağlı. Pekin, yaptırımlar ve diplomasi yoluyla savaş tehdidini azaltabilir. Çünkü Pekin Kuzey Kore`nin yüzde 90 ticaretini kontrol etmektedir. Çin bu gerginliğe girer mi girmez mi hep birlikte göreceğiz ama Kuzey Kore`nin olası bir füze saldırısında ABD`nin füze savunma sistemleri ABD halkını korumaya yeterli mi? Sadece Amerikalılar değil, Güney Kore ve Japonya da aynı tehdidi taşımaktadır.
ABD`nin “Patriot” füze savunma sistemleri
ABD ordusunun elinde çeşitli füze savunma sistemleri vardır. Bazı sistemleri yakın mesafeden füzeleri vurmak için üretilmiştir, diğerleri ise orta ve uzun mesafeden füzeleri vurmak içindir. ABD elindeki “Patriot” füzelerine çok güveniyor. Patriot bugün İsrail ve Suudi Arabistan da kullanmaktadır. ABD`nin ayrıca güvendiği “THAAD” füze savunma sistemleri de var. ABD bu yıl, orta menzilli füzelere karşı THAAD füze savunma sistemlerini Güney Kore'de konuşlandırmıştı.
ABD`nin ayrıca üç fazlı koruma sistemleri de bulunmaktadır. Bu üç fazlı füze savunma sistemleri Kore yarımadasında konuşlanmış karadaki füzelerdir. Ayrıca, Pasifik Okyanus`ta ABD`nin Donanmasında füzesavar silahlar bulunmaktadır. Buna ilaveten acil durumlarda füze savunma hattı olarak Alaska ve California'da iki üsleri var. Bu üslerden aynı anda 36 önleme füze fırlatabiliyor.
Pentagon ve füze savunma sistemlerinin üreticileri defalarca herhangi bir Kuzey Kore saldırısı olursa ABD`nin füze savunma sistemlerinin saldırı ile başa çıkabileceğinin güvencesini verdi. Ama ABD`nin sahip olduğu füze savunma sistemlerinin son on yıl içinde yapılan denemelerde başarısı umduklarından çok uzak olmuştur. ABD`nin elindeki füze savunma sistemlerinin yapılan son deneyleri umdukları bir başarıyı göstermedi. ABD`nin füze savunma sistemlerinin başarı oranı ortalama olarak yaklaşık yüzde 50 olmuştur. Bu verilerle düşünüldüğünde olası Kurey Kore füze saldırısı ABD için büyük tehdit oluşturuyor. Belki Türkiye`nin Rusya`dan S-400 füze savunma sistemleri istemesinin arkasındaki gerçek te bu olabilir. Kuzey Kore krizi, ABD`nin ve Çin'in küresel sorumluluğunu paylaşması gereken yeni bir dünya düzenine götürebilir. Aksi halde, bir deniz kadar kan dökülecek.