• DOLAR 34.519
  • EURO 36.657
  • ALTIN 2920.32
  • ...
İslami Dava Mağdurlarına ZULÜM DEVAM EDİYOR
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

ERKAN YAVUZ- DOĞRUHABER

Kimi on beş, kimi yirmi, kimi de yirmi beş yıldan fazladır cezaevlerinde. Onlar JİTEM`in, Ergenekoncuların, Balyozcuların ve de FETÖ`nün mağduru oldular. Toplumun ıslahı için İslami bir mücadele verirken kendilerini bir dönem tüm bu grupların zulümlerine maruz kalırken buldular. Kimi zaman kumpaslarla, kimi zaman iftiralarla karalandılar ve on yıllara varan hapis cezalarına çaptırıldılar. Bu mağdurların ismi kimi zaman Hizbullah, kimi zaman İslami Hareket, kimi zaman Hizbut Tahrir, kimi zaman 28 Şubat ve kimi zaman da Sivas Davası mağdurları oldu. Ama hepsinin ortak suçu Müslüman olmaları ve İslami bir mücadele vermeleriydi. Cezaevindekilere yönelik çıkarılan birçok iyileştirmeden faydalanamadılar; ama konu zulüm olunca katmerlisiyle karşılaştılar. Son dönemde birçok kesimden FETÖ mağduru olduğunu ileri sürenlere her türlü iade-i itibar sağlanıp tazminatlar ödendi; ama söz konusu İslami davadan tutuklu Müslümanlar olunca hem hükümet hem de yargı üç maymunu oynamaya devam etti. Son yapılan Yüksek Askeri Şura`da Ergenekon ve Balyoz sanıklarına verilen terfiler de bunun son örneği oldu. Kamuoyu, iade-i itibar ve hukukun her kesime eşit, adil bir şekilde işletilmesini ve İslami dava mağdurlarına uygulanan zulmün sona erdirilerek haklarının iade edilmesini bekliyor. Gazetemize konuşan mağdur yakını ve avukatlar da yaşanan çifte standardın sona erdirilmesi gerektiğini söylüyor.     

 HUKUK HERKESE EŞİT ŞEKİLDE UYGULANMALI
İnsan Hakları Cemiyeti Başkanı Av. Mehmet Karadağ “Hukukun eşit bir şekilde herkese uygulanması hukukun en temel ilkesidir. Şayet yasalar ve uygulamalar kişilere göre değişiyorsa burada adalet olmaz. Adaletin olmadığı bir toplumda da sorun başlar. Adalete güvenin olmadığı bir toplum iflah olmaz. Balyoz, Ergenekon ve benzeri davalarda daha önce yargılanan kişilerin çok astronomik rakamlarda tazminat aldığını, mağduriyetlerinin giderilmesi için görevlerine iade edildikleri hatta terfi ettirildiklerini biliyoruz. Evet, haksız ve hukuksuz bir uygulama varsa elbette bunun telafisinin yapılması gerekir. Bunun tazminatı, göreve iade edilmesi veya terfisi yapılmalıdır. Fakat bazılarına kapılar sonuna kadar açılıyorken, eskisinden daha fazla iade-i itibar ve tazminat verilirken, bazı mağdurlar ise görmezden geliniyorsa orada çifte standart vardır, hukuksuzluk vardır.” dedi.

ÇİFTE STANDARTLAR ADALETE OLAN GÜVENİ YOK EDİYOR
“28 Şubat sonrasında mağdur olan on binlerce, hatta yüz binlerce kişi olmuştur.” diye konuşan Karadağ şunları söyledi; “Bunların arasında ordudan YAŞ kararları ile atılan da var, normal memur olanlar da var. Bu dönemde mütedeyyin kimliklerinden dolayı atılıp göreve iade edilmeyen yığınla insan vardır. Bu mağdurların bir kısmı özel sektörde iş bulmuş, bir kısmı da işsiz kalıp ciddi anlamda sıkıntılar çekmiştir. Halen de bu hikâyeleri okuyoruz; `28 Şubat`ta hayatı karartılanlar` diye. Bunların mağduriyetleri ortada duruyorken sadece Ergenekon ve Balyoz gibi davalardan yargılananlara astronomik rakamlarda tazminat verilmesi, terfi ve iade-i itibar yapılması bizi gerçekten düşündürüyor ve endişeye sevk ediyor. Acaba burada gizli bir el mi devrede, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra devletin işleyişini avucunun içine alan bir yapı mı var, bir çete mi var sorusu gündeme geliyor. Şayet hukuki sınırlar içerisinde bir mağduriyet giderilecekse buna kimsenin itirazı olmaz. Hem 28 Şubat sonrası oluşan mağduriyetler, memurluktan atılanlar, camide ders verdikleri iddiasıyla yargılanıp ceza verilen ve 23 yıldan bu yana cezaevinde tutulanlar var. Binlerce kişinin mağduriyeti söz konusu iken bunların görülmemesi vicdanı yaralıyor, kamuoyunda infiale sebep oluyor. Bu şekilde uygulanan çifte standartlar adalete olan güveni yok ediyor.”

MAĞDUR EDİLEN İNSANLARIMIZIN TAMAMININ HAKLARININ İADE EDİLMESİ GEREKİR
FETÖ ve benzeri illegal yapıların mağdur ettiği kişilere haklarının iade edilmesi ve yeniden yargılanmaları gerektiğini belirten Avukat Dr. Mehmet Sarı ise, “FETÖ kendisine rakip gördüğü kim varsa tasfiye ve rakiplik sıfatını sonlandırma girişiminde bulundu. Bu yapının geçmişe dönük yapmış olduğu mağduriyetler de söz konusu. 28 Şubat sürecinin ardından yargıda etkileri arttı. Bu yargı gücüyle oluşturdukları mağduriyetler de aşikâr. Bu mağdurların mağduriyetlerinin giderilmesi hukuki bir gerekliliktir. Bu çerçevede FETÖ tarafından bilinçli olarak mağdur edilerek hakları elinden alınan kimseler varsa yeniden yargılama aşamasına geçilmesi hukukun en tabi ve en doğal yöntemidir. Eğer yargı dışında bir mağduriyet varsa devletin bu mağduriyetler ile ilgili çalışma yapması işin hakkaniyet boyutu açısından gereklidir. Geçmişe dönük olarak mağdur edilen insanlarımızın tamamının haklarının iade edilmesi gerekir. FETÖ ve benzeri illegal yapılanmalar vasıtasıyla mağdur edilen insanların tekrardan dosyalarının ele alınması gerekir. Bu başvurular yapıldığı takdirde hukuk içerisinde bir neticeye ulaşılabileceğini düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

İYİ Kİ CEHENNEM VAR DİYORUZ
18 yıldan bu yana kumpaslarla cezaevinde tutulan kolon kanseri Şeyhmus Alpsoy`un oğlu İbrahim Alpsoy da, “Babamın ameliyattan dolayı kanaması hala devam ediyor. 15 günde bir savcılıktan izin alıp ziyaretine gidebiliyoruz. Refakatçi olarak annem yanında. Hükümet gözünü kapatmış. Allah`a tevekkül etmişiz. İyi ki cehennem var diyoruz. İstediklerine adalet uyguluyorlar istemediklerini ise görmüyorlar. Bizzat Cumhurbaşkanın talimatı var; ama bırakmıyorlar. Alt tabakada bulunan konu ile ilgilenen MHP`lisi FETÖ`cüsü bırakmıyorlar. Martta gönderdiğimiz dosyalar Cumhurbaşkanına ulaştırılmamış bile. Gönderilmek istenmiyor. Tedavi sürecinde bile torpilin olmasa bil ki, hiçbir şey yapmıyorlar. İdrar torbası patlıyor sabaha kadar hasta acil butona basıyor; ama sabaha kadar kimse bakmıyor. Her bir memur kendince devlet olmuş. Yukardakiler ise günlük gazetelerde çıkan mahkûmları mağduriyetlerini görmezden geliyorlar” dedi.

Bu haberler de ilginizi çekebilir