• DOLAR 34.596
  • EURO 36.248
  • ALTIN 2922.478
  • ...
Huzurun pusulası
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Tuba SAVRAN / DOĞRUHABER

Namazın az itibar gördüğü günümüzde, “Allah ile irtibatımızı koparan etkenler nelerdir? diye sormadan edemiyor insan. Teknolojinin kurbanı insanımızın özellikle gençlerin durumu içler acısı. Müslüman bayanların dünya işlerinin meşguliyetiyle namazı zamana feda etmeleri yürek sızlatıyor..

Kılamadık namazlarımızı onun bizi kul kılması için. Dünyayı elimizin tersiyle itmemiz gerekirken, dünyevî düşünceler esir aldı kalplerimizi, beyinlerimizi...

Eşsiz lezzetiyle tadına doymayıp, evvabin, kuşluk, gece (vs.) namazlarıyla kuvvetlendirmemiz gerekirken Rabbimiz ile irtibatı, gittikçe sünnetleri terk edip farzlardan ayırır olduk..

Yaşayarak, yudum yudum eda etmemiz gerekirken rekatlarımızı, alışkanlığa vurarak otomatiğe bağlar olduk..

Daracık dünyada kısacık ömürle en muhtaç olduğumuz değeri kaybetmenin hüznünü yaşamıyor artık ölü kalplerimiz. Dirilmek nedir bilmiyor ruhlarımız. Gözle görülmeyen bir virüsün dahi yatağa serdiği bedenlerimiz, aciz olduğunu unutmuş sanki yarına varacağı garantisiyle oyalanmakta bu tiyatro sahnesinde.

Aslında yeni kaybetmedik hanelerimizin huzuru namazımızı, bir anda da olmadı gidişi. Yavaş yavaş ayrıldı aramızdan, hanelerimizden, kalplerimizden. Önce ciddiye almadık daha sonra terk ettik huzurun pusulasını.

Daha çok konuşmalı, çok daha yazmalıyız bu ahvalimizi..

Tekrar diriltmeliyiz teknolojinin altında çiğnenen bedenlerimizi ve ölü ruhlarımızı. Kalbin ve hayatın merkezine çivi gibi çalmalı öylece ikame etmeliyiz namazlarımızı. İçimizde yıktığımız dini inşa etmeliyiz yeniden.. Kulluğun en görünür alameti namaz ile acziyetimizi ifade etmeli, teslimiyetin  huzurunu yaşamalıyız hane hane.. İçimizdeki şişkin egoyu terk edip zayıf tevazuyu çıkarmalıyız ortaya.. 

"Onlar namazlarını ( titizlikle ) koruyanlardır." ( Müminun; 9) bilinciyle eda etmeliyiz namazlarımızı. Dünyaya dair düşünce ve hallerden uzak, dünya işlerine veda etmeliyiz en kıymetli vakitlerimizde..

Öyle bir diriliş olmalı ki, arındırmalı bütün kirlerden zihnimizi, gönlümüzü, hayatımızı..

İhlas ve saf bir samimiyet ile ayağa kalkıp taşımalıyız hayatımıza, hayatın gerçek değerini.. 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir