"Siyonistlerin sonraki adımı kutsallarımızı yıkmaktır!"
İstanbul Yenikapı`da düzenlenen "Büyük Kudüs Mitingine" katılan siyasetçi, âlim ve STK yöneticileri, Siyonist işgalcilerin Mescid-i Aksa`daki saldırıları hakkında İLKHA`ya değerlendirmede bulundular.
İstanbul Yenikapı Miting Alanı'nda düzenlenen "Büyük Kudüs Mitingine" katılan HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük, Siyer Vakfı Kurucu Başkanı Mehmet Emin Yıldırım, Şehit ve Tutuklu Aileleri Platform Sözcüsü Recai Yurdan, işgalci Siyonistlerin Müslümanlara yönelik saldırıları ve Mescid-i Aksa'da ibadet edilmesini engellemeleri konusunda değerlendirmelerde bulundular.
HÜDA PAR İstanbul İl başkanı Erdal Elibüyük yaptığı açakalmada, Siyonist işgalcilerin Türkiye'deki konsolosluklarının ve büyükelçiliklerinin çok hızlı bir şekilde kapatılması gerektiğini belirtirken, Siyer Vakfı Kurucu Başkanı Mehmet Emin Yıldırım ise Müslümanların içinde bulunduğu durumdan kurtulmalarının yolunun Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya sahip çıkmak olduğunu ifade etti.
"Siyonist işgalcilerin zulmüne dur demek için buradayız"
Siyonizme karşı eylemlerin artarak devam etmesi gerektiğini söyleyen Elibüyük, "Öncelikle Siyonist işgalcilerin zulmüne dur demek için buradayız. Bu anlamda güzel bir organizasyon, tabi ki bu organizasyonlarla Siyonizm'in yıkılmayacağını biliyoruz. Aslıda Siyonizm'e buradan bir ültimatom veriliyor. İslam coğrafyasındaki Müslüman yöneticiler ilk önce bu tabloyu iyi okumaları lazım. Bunun için de meydanları hıncı hancına doldurup Siyonizm'in yıkılması için bir araya gelip fiili bir eylem, fiili birlikteliği oluşturabilecek bir pratik burada tatbik ediliyor. Bundan sonra da bu tür eylemlerin ve gösterilerin artarak devam etmesi gerekiyor." dedi.
"Siyonistlerin bundan sonraki adımı kırmızı çizgimiz dediğimiz Kudüs ve Mescidi-i Aksa'da kutsallarımızı yıkmaktır"
Siyonistlerin Türkiye'deki konsolosluklarının ve büyükelçiliklerinin çok hızlı bir şekilde kapatılması gerektiğini belirten Elibüyük, "Çünkü Kudüs ve Mescid-i Aksa, bir pazar günü etkinliğiyle verilecek mücadeleyle, değişik zamanlarda yapılacak organizasyonlarla özgürlüğüne kavuşmayacak. Bunun için başta İslam ülkelerinin yöneticileri olmak üzere Siyonistlerle olan ilişkilerini tekrardan gözden geçirip, bu noktada iç politikaya yönelik hamasi söylemlerden öte bir adım atmaları gerekiyor. Bunun başlangıcı Siyonizm'in Türkiye'deki temsilcilikleri olan büyükelçiliklerin, konsoloslukların çok hızlı bir şekilde, istenmeyen adamlar ilan edilip gönderilmeleri gerekiyor. Yaklaşık 50 yıldır ilk defa Kudüs'te, Mescid-i Aksa'da Müslümanlar Cuma namazı kılamıyor, ibadet edemiyor. Siyonistlerin bundan sonraki adımı bizim kırmızıçizgimiz dediğimiz Kudüs ve Mescidi-i Aksa'da kutsallarımızı yıkmaktır! Ne gereksiyorsa, hangi bedeler ödetilecekse Siyonizm'e bu bedelin ödettirilmesi gerekiyor. Bu noktada biz de parti olarak değişik zamanlarda bir hassasiyet oluşturmak için, dikkatleri Kudüs'e ve Mescid-i Aksa 'ya çevirmek için değişik organizasyonlarımız oluyor. Bu tür organizasyonların artarak, herkes ve herkesim tarafından yapılarak devam etmesi gerekiyor." diye belirtti.
"Zulmü engelleyemiyorsanız bari o zulmü başkalarına duyurun"
Müslümanların Kudüs ve Mescid-i Aksa için bir araya gelmelerinin Filistinlilere moral verdiğini ifade eden Mehmet Emin Yıldırım ise bu tür eylemlerin Müslümanların nasıl bir güç olduklarını ortaya koyduğunu belirterek şöyle konuştu:
Yıldırım, "Kudüs'ün yanında olduğumuzu, Mescid-i Aksa'nın yanında olduğumuzu ve işgalci İsrail'in zulmüne, zalimliklerine karşı olduğumuzu beyan etmek için burada bulunuyoruz. Burada bulunuşumuzun anlamı, aslında zulme taraftar olmadığımızı ve sessiz kalmadığımızı, mazlumun da sahipsiz olmadığını ortaya koymak içindir. Hz. Ali'ye nispet edilen çok güzel bir söz vardır 'Zulmü engelleyemiyorsanız bari o zulmü başkalarına duyurun.' Çünkü zulmün duyurulması o zulmün engellenmesi açısından bir vesiledir. Tabi ki elimizden Kudüs için çok şey gelir, gelmelidir de Mescid-i Aksa için yine hakeza öyle, ama özellikle burada binlerin, milyonların bir araya gelip bir anda dünya Müslümanlarına bir moral vermeleri, Filistin'deki, Kudüs'teki kardeşlerimizin yalnız olmadıklarını beyan etmek içindir. Bir yönüyle de Müslümanlar ayağı kalkarlarsa nasıl bir güç olduklarını ortaya koymak içindir. Onun için bizim burada olmamızın anlamı sadece bir programa katılmak değildir." ifadelerini kulandı.
"Ortada kocaman bir yangın var ve biz bu yangını söndürmekle mükellefiz"
Müslümanların içinde bulunduğu durumdan kurtulmalarının yolunun Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya sahip çıkmaktan geçtiğini belirten Yıldırım, "Bugün ortada kocaman bir yangın var ve biz bu yangını söndürmekle mükellefiz. Böyle olduğu zaman nerede bir yangın varsa bir Müslüman bir kova suyunu alıp o yangını söndürme adına gayret içerisine girmesi gerekir. Bizim de burada bulunuşumuzun da böyle bir anlamı var. Buradan işgalci İsrail'e, Siyonist zulmüne, o zulmü destekleyen her türlü güce aslında, Müslümanların nasıl büyük bir güç taşıdıklarını gösteriyoruz. Yeniden, bir kez daha zillet elbisesinden kurtulup izzeti elbise olarak edinmek için ve dünyanın bütün mazlumlarının yanında ve özellikle de Mescid-i Aksa, Kudüs bizim için çok daha önem arz ettiği için bu önemin gereği ve sorumluluğu adına burada bulunuyoruz. Allah hepimizden salih bir amel olarak kabul buyursun ve Özgür Kudüs'e varma adına yapılan çalışmaları inşallah hayırlara vesile kılsın." dedi.
Kudüs'te 1948 yılından bu yana Siyonistlerin yaptığı barbarlıklar yüzünden birçok Filistinlinin göç etmek zorunda kaldığını belirten Şehit ve Tutuklu Aileleri Platform Sözcüsü Recai Yurdan ise yaptığı değerlendirmede, Kudüs'ün özgürlüğünün Müslümanların birlik ve beraberliğinden geçtiği vurguladı.
Yurdan, "Bugün Marmara Denizi bu insanların şahitliğine, şahitlik etti. İşgalci İsrail'in şu an da burayı izlediğinin farkındayız. Onların kahrolduğunu, Filistinli Müslümanların da sevindiği anı yaşıyoruz elhamdülillah. Eğer bir ve beraber olursak, tek vücut olursak, Allah'ın izni ile bizler Mescid-i Aksa'da hep beraber namaz kılacağız, ben buna inanıyorum. Yeter ki ümmet bir ve beraber olsun." diye konuştu. (İLKHA)