"Ağır hastalığı olan mahkûmların affedilmesi gerekiyor"
Hasta mahkûm Şeyhmus Alpsoy`un tedavisinin cezaevi ortamında olmaması gerektiğini ifade eden İnsan Hakları Cemiyeti Başkanı Mehmet Karadağ, ağır hastalığı olan mahkûmların affedilmesi gerektiğini belirtti.
Hasta mahkûm Şeyhmus Alpsoy'un sağlık durumunu değerlendiren İnsan Hakları Cemiyeti Genel Başkanı Mehmet Karadağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın ağır hasta mahkûmlar için af yetkisini kullanması gerektiğini söyledi.
Hasta mahkûm Alpsoy'un tedavisinin cezaevi ortamında olmaması gerektiğini ifade eden İnsan Hakları Cemiyeti Başkanı Karadağ, Alpsoy'un durumunu insani bir dram olarak ifade etti.
Alpsoy'un 17 yıldır cezaevinde bulunduğunu hatırlatan Karadağ, "Doğrusu Türkiye'de ağırlaştırılmış müebbet cezası alan mahkûm sayısı azdır. Bu noktada aslında bir hukuki değerlendirmede bulunursak, Alpsoy'un dosyasının içeriğine göre bu cezayı almasını gerektiren bir şey yoktur. Buna rağmen bu cezanın verilmesi başlı başına bir hukuksuzluk, bir mağduriyet sebebi olmuştur. Hukuk gözüyle incelendiğinde Alpsoy, ağırlaştırılmış müebbet cezası alacak bir mahkûm değildir. Bu mazlumiyet ve mağduriyetin üzerine bir de ceza evinde rahatsızlanması, ağır hastalıklarla boğuşması ayrı bir mağduriyettir. Alpsoy'a kolon kanseri teşhisi konuldu ve birçok operasyon geçirdi. Şu anki hali ile tek başına yaşamını idame ettirecek değildir. Mutlaka destek veren bir refakatçi bakımında olması gerekiyor, steril bir ortamda olması gerekiyor ama maalesef cezaevlerinde tedavi gördüğü hastanede böyle ortam yok. Bu insani bir dramdır." dedi.
Alpsoy'un ölümle pençeleştiğini ve buna rağmen hâlen yasal prosedürler, mevzuat gerekçe gösterilerek bu insani dramın devam ettirilesinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Karadağ, sözlerine şöyle devam etti:
"Hukuk sistemi açısından, karar veren siyasi merciler ile bu süreçte karar ve yetki sahibi olanlar açısından bir ayıptır. Fakat bunun nihayetinde Cumhurbaşkanının yaşından, hastalığından dolayı hasta ve çok yaşlı mahkûmları af etme yetkisi var. Bu anayasal yetkinin kullanılması açısından Cumhurbaşkanının çok hassas ve anında müdahalede bulunması gerekiyor. Çünkü aksi takdirde, dönüşü olmayan zararlar mağduriyetler olacaktır. Bu noktada Cumhurbaşkanına sesleniyoruz: Alpsoy başta olmak üzere ve benzer durumda olan cezaevinde gerçekten de kanser gibi çok ağır hastalık ile boğuşan kişilerin affedilmesi gerekiyor."
Yasal sürecin Türkiye'de kamuoyu, bürokrasi ve yargıda geç işlediğini vurgulayan Karadağ, "Bu insani dram kabul edilemez. Mutlaka kamuoyunda da konuşulan, tartışılan bir konu olduğu için ilgililerin bu konuda bilgisi vardır. Kaldı ki avukatlar tarafından defalarca başvuru yapılmıştır, bu sürecin bir an önce hızlandırılması ve Şeyhmus Alpsoy'un en azından Cumhurbaşkanının affı ile de olsa affedilerek, hiç olmazsa bu hastalık sürecinin son aşamasında ailesi ile birlikte olmasını temenni ediyoruz. Bu insani bir durumdur. Biz de İnsan Hakları Cemiyeti olarak, Cumhurbaşkanına sesleniyoruz: kamuoyunun taleplerini feryatlarını dikkate almalı, bu adaletsiz duruma son verilmeli. Çünkü hukuk sisteminde bile hangi cezayı almış olursa olsun, bir mahkûmun hakları vardır. Bunun korunması icap ediyor. CMK'ya göre infaz yasasına göre ve diğer yasalara göre süreç tabi ki işletilir, kaldı ki bu süreç işletildiği zaman, bu mahkûmun tahliye imkânı vardır. Bu olmasa bile son noktada dediğimiz gibi Cumhurbaşkanın af yetkisini kullanması gerekiyor. Eğer bu durumda kullanılmayacaksa bu yetki başka da nerede kullanır onu merak ediyoruz?" diye sordu.
İslami kimliğinden dolayı 17 yıldır tutuklu bulunan Şeyhmus Alpsoy, 15 Temmuz ABD destekli darbe girişiminin ardından Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevinden Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevine sevk edilmiş, burada rahatsızlanan Alpsoy, revire dahi götürülmemişti. Durumunun ağırlaşması üzerine hastaneye kaldırılan Alpsoy'a kolon kanseri teşhisi konulmuştu.
Alpsoy, avukatlarının girişimleriyle Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilerek, geçtiğimiz hafta elleri kelepçeli bir şekilde ameliyat olmuştu. Alpsoy'un tedavisi hâlen devam ediyor. (Mehmet Çelik, M. Hüseyin Temel - İLKHA)