Devrimi Bekleyen 2 Tehlike
250`ye yakın insanın can verdiği 2 binin üzerinde Müslümanın yaralandığı 15 Temmuz kıyamı tüm Türkiye`de tekbir ve selalar eşliğinde idrak edildi. Milyonlarca insanın katıldığı etkinliklerde bağımsızlık duygusunun ön plana çıkması sevindirdi. Ne var ki 15 Temmuz devrimini bekleyen 2 büyük tehlike Müslüman halkın teyakkuzda olması gerektiği sonucunu doğurdu.
Mustafa Karakaş / Doğruhaber / ANALİZ
Darbenin ilk saatlerinde ekmek kuyruğuna giren, ATM`lerden para çekme yarışına giren Beyaz Türklerin yanı sıra meydanlara arabası ile koşan, yalınayak koşan yüzbinlerce Türkiye vatandaşı ABD`nin din kisveli işgal projesini boşa çıkarttı.
TOPLUMU HAREKETE GEÇİREN DİNAMİK; İSLAM
250 şehidin verildiği o gece adeta Çanakkale ruhu yaşandı. Bu büyük kıyamın her geçen dakikalarında meydanlar hıncahınç doldu, dillerden tekbirler eksik olmadı. Belki de hiç kimsenin tahmin bile edemediği bu büyük direnişin ana temasının İslam olduğu konusunda darbenin ilk günlerinde nerede ise toplumsal bir konsensüs vardı.
SOLUN YENİ HEDEFİ; KIYAMIN RUHUNU ÇALMAK
İslami kesimin bu büyük direnişine leke sürmek isteyen sol seküler kesim önceleri “tiyatro” olarak adlandırdığı kıyamı Kılıçdaroğlu`na verilen akılla “kontrollü darbe” olarak niteledi. O gece meydanlara şahit olan Türkiye halkı her iki iddianın ciddiye alınamayacak derecede basit iddialar olduğunu bildiği için süreç seküler kesimin iddiaları açısından başarısızlıkla neticelendi.
Arap baharı sırasındaki İhvan`ın büyük direnişini “gah Amerikancılıkla gah proje olmak”la suçlayan Türkiye seküler çevreleri Sisi`nin darbesini ayakta alkışlayarak gerçek rezil yüzlerini faş etmiş ve Amerika`ya selam durmuştu.
Mısır direnişinde kıyamın kendisi çalınırken 15 Temmuz direnişinde kıyamın ruhu çalınmak isteniyor. Ekmek kuyruğuna giren seküler kitle “biz de oradaydık, bizler en öndeydik” söylemlerinde bulunamayacağı için “big brother”ın telkinleri ile kıyamın ruhuna çöreklenecektir. İslamcı bir gelenekten gelmeyen ya da dünyevileşen AK Parti kadrolarındaki ferasetsiz bazı politikacılar da bu oyuna düşebilir. Teyakkuzda olalım.
DİRENİŞİ BEKLEYEN TEHLİKE MAGAZİNLEŞME
Seküler kesim ne yapabilir ki sorusuna gelecek olursak; bu kıyamın getirdiği bağımsız yaşama ve hakka dayanma prensibinin zaman aşımına uğraması için bu soylu direniş magazinleştirilebilir. Davullu-zurnalı; çalgılı çengili bir içeriğe dönüştürme manevraları ileriki yıllarda kendini gösterebilir. Nitekim bu yıl Erdoğan`ın katıldığı etkinliklerin İslam içerikli olması Kur`an`ın tilavet edilmesi, tekbirlerin getirilmesi doğru ve yerindedir; ama bazı küçük yerleşim birimlerinde bu ruhtan uzak parti merkezli bir bakışla düzenlenen etkinliklerin de yapıldığı biliniyor. Yerel yöneticilerin bu kıyamı bireysel çıkar merkezli kullanmasına izin verilmemeli ayrıca bu etkinliklerin İslam içeriğinden sıyırılmasına karşı da şiddetli direnç gösterilmelidir. Sanatçıların bu etkinliklerde arz-ı endam etmesi elbette engellenemez ama özellikle ahlak dışı yapısı ile şöhret kazanan ve sanatı kendinden menkul kişiler asla ve kata protokole alınmamalı; protokolde müftüler; Kur`an okuyucuları o gece direniş için meydanlarda olan siyasetçilerden ve bürokrasiden gayrısının olması şehitlerin mücadelesine ihanet olur.
DİRENİŞİ BEKLEYEN TEHLİKE; TÜRKÇÜLEŞTİRİLME
Bu kıyamı bekleyen bir başka tehlike ise; “din elden gitmesin “ diye sokağa çıkan bahadırların yola çıkış serüvenini çarpıtmaktır. 15 Temmuz gecesi halk ne için sokağa indiğini bağıra bağıra dile getirdiği halde sağır sultan rollerine bürünen seküler/ırkçı kesimin bize yar olmayanı İslamcılara da yar etmeyiz mantığı ile rol ve idea hırsızlığı tehlikesi göz ardı edilemez. Etkinliklerdeki motifin herhangi bir ırka hasredilmesi bu kavgayı basitleştirmekten başka bir sonuç vermeyecektir. Irklar üstü bir karşı koyuşu dar bir çerçeveye sığdırmak, basitleştirmek ülkenin ve ümmetin geleceğini hedef almak demektir. Bu aziz direnişin Türkçülüğün hizmetine amade kılınması tehlikesi şimdiden uykularımızı kaçırmalıdır. Bu direniş Mısır darbesinden önce gerçekleşmiş olsaydı; Rabia ve Nahda direnişine öğretmenlik yapacak; o aziz direnişlere meşale olacaktı.
SONUÇ
İslam dünyasının ezilmişlerine “yol gösterici ışık” olacak hükmünde gördüğümüz bu meşalenin alevlerini söndürmek için küresel üst akıl her türlü oyun ve planla; bazen de dost gibi görünerek yanaşacaktır.
Bu direnişi show malzemesi yaparak içini boşaltmak; ya da bir ırkın mücadelesi olarak görülmesini sağlamaya çalışmak farkında olarak ya da olmayarak ABD`nin planlarına hizmet etmek olacaktır. Bu nedenle bu etkinlikler asla ve kata tekbirsiz, selasız, Kur`an`sız, duasız idrak edilmemelidir.
Bu aziz kanların niçin döküldüğünü idrak etmeden meseleyi Magazinleştirmek isteyenlere ya da ırklarını yüceltmek isteyenlere mesaj net olmalıdır: buradan size ekmek çıkmaz.
Hülasa küresel üst akıl 15 Temmuz kıyamını magazinleştirme ve Türkçüleştirme`ye çalışacaktır. Devrimi Bekleyen bu iki tehlikeye karşı İslami kesim bu direniş ruhunun kaybolmaması için büyük bir çaba vermek zorundadır.