• DOLAR 32.455
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...
Sivas Mağdurları 24 Yıldır  Adalet Bekliyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

MUHSİN ŞENOL- OSMAN İÇLİ- DOĞRUHABER

Bundan 24 yıl önce 170 kişinin gözaltına alındığı, 124 kişinin yargılandığı, 33 kişinin idam, 91 kişinin çeşitli hapis cezalarına çarptırıldığı Sivas Olayları Davası mağdurları adalet bekliyor. "Kur'an'ın devri bitmiştir." diyerek, Salman Rüşdi`nin “Şeytan Ayetleri” kitabını Aydınlık Gazetesi`nde yayımlamaya başlayacağını söyleyen Aziz Nesin'in, 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas Madımak Oteline gelmesi sonrası yaşanan provokatif olayların ardından 24 yıl geçti. Bu provokatif ifadeler üzerine, Sivas halkı Madımak Oteli`nin önünde toplanarak, tahrik edici cümlelere tepki gösterip protesto gösterisi yaptı. Halk kitlesi arasına katılan kimi provokatörler, Madımak Oteli`ni ateşe vererek toplumda kamplaşma ve kutuplaşmaların oluşmasını hedeflediler.

PLAN VE BİR PROJE ÇERÇEVESİNDE HAZIRLANAN OLAY

Plan ve bir proje çerçevesinde hazırlanan olay sonrasında, 157 kişi gözaltına alındı. Oteli ateşe verenlerin kim oldukları tespit edilememesine rağmen gözaltına alınanlar adeta günah keçisi ilan edildi. Daha sonraki yıllarda yargı sürecinde onlarca kişi ağır cezalara çarptırıldı. Sivas gibi dini ve İslami hassasiyeti çok yüksek bir ilde provokatif tutum ve söylem içinde olanlar hiçbir zaman gündeme gelmemiş olayın tüm sorumlusu olarak dindar Sivas halkı seçilmişti. Bu anlamda olaylara zamanında müdahale etmeyen jandarma ve polise yönelik ise hiçbir soruşturma açılmadı. Olayın üzerinden 24 yıl geçmiş olmasına rağmen olaydan bihaber ve yaşanan olay sırasında Sivas`ta bile bulunmayan kişiler onlarca yıl cezaya mahkûm edildi. Zindanlara atılan bu Sivas mağdurları insanlar tam 24 yıldır suçsuz yere cezaevinde tutuluyor.   

“EMNİYET KUMPAS KURARAK BABAMI CEZAVİNE ATTI”

Mağdurlardan Ahmet Turan Kılıç 83 yaşında ve 24 yıldır zindanda… Ahmet Turan Kılıç'ın oğlu Necdet Kılıç, Sivas Emniyet Müdürlüğü'ne ait televizyonu tamir ettikten sonra konulan video kaseti izlerken Aziz Nesin'i eleştirdiği gerekçesiyle tutuklanan babasının sıradan bir televizyon tamircisi olduğunu belirterek, “Madımak olayı olduğunda babam nerenin yandığını, kimin ne yaptığını bile bilmiyordu. Adamcağız evinde oturup vergi iade zarfı dolduran, televizyon tamiri yapan bir insandı.” diye konuştu.

“BABAM 83 YAŞINDA VE 24 YILDIR İFTİRA SONUCU CEZAEVİNDE“

Babasının 83 yaşında olduğunu ve 24 senedir suçsuz yere bir iftirayla cezaevinde yattığını dile getiren Necdet Kılıç, “ Babam 24 senedir içerdedir. Suçsuz yere ve bir iftira üzere yatıyor. O dönemlerde bir komiserin kumpasıyla içeri girmişti. Babamın olaylarla alakasının olmadığına dair 10-15 tane şahidi varken, onu suçlu ilan ettiler ve babam, düzeni yıkmak suçlamasından idamlık mahkûm oldu. Yani adamın hiçbir ilgisi olmadığı halde bir komiserle yaşadığı hadise yüzünden idamlık mahkûm oldu.” şeklinde konuştu.

“CUMHURBAŞKANI SUÇSUZ OLDUĞUMUZU SÖYLEDİ!”

Babasının 24 yıldır haksız yere cezaevinde tutulduğunu ve cezaevinde ölümün eşiğine geldiğini ifade eden Kılıç, “Sayın Cumhurbaşkanı, Sivas'a geldiğinde, Sivas olayları mağdurlarından birisinin çocuğu veya torunu, karşısına geçip “Bu olaylardan insanlarımız içerde” dediğinde, Sayın Erdoğan, “Biz onların suçsuz olduğunu biliyoruz” dedi. Eğer bu insanlar suçsuzsa neden hala içerdeler? Tekrar yargılanma meselesi birçok kesim için gündeme geldi. Bu insanlar adilce yargılanırsa hepsi beraat ederler ve bir tanesi bile içerde kalmaz. Ancak eğer bu insanlar suçsuzsa neden hâlâ mağdurlar.?” diyerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan babası için yeniden yargılama veya serbest bırakma talebinde bulundu.

BERAAT BEKLERKEN EN AĞIR CEZAYI VERDİLER

Mağdur Bülent Düğenci belgelerle olay günü orda olmadığını ispatlamasına rağmen 24 yıldır zindanda… Bülent Düğenci`nin eşi Buket Düğenci “Eşim Madımak Oteli yakıldığında şehir dışında olmasına rağmen ona ceza verildi” dedi. “Biz kesinlikle onun beraat etmesine beklerken eşime en ağır ceza verildi” diyen Buket Düğenci, “Eşim o gün saat 17`ye kadar işteydi. İşten çıktıktan sonra saat 19`dan sonra Sivas`tan İstanbul`a doğru otobüs şoförü olarak sefere çıktı. Bunun birçok şahidi var. Bunu belgeleriyle ispatlamamıza rağmen bunlar mahkemede dikkate bile alınmadı. Eşimin yakalanması gazeteler ve televizyonlarda sansasyonel haberler yapıldı. Bu kadar gündeme geldiği için de mahkeme onu bırakmadı ve ceza verdi” diye konuştu.

POLİS: BİZE İSİM LİSTELERİ VERİLDİ

Eşinin ceza almasına sebep olan ifadelerden birisinde bir polisin ‘Ben onun yüzünü görmedim, ama kolundan tanıdım` dediğinin ifade eden Buket Düğenci, “Eşimin ceza almasını sağlayan polislerden birisi eşimi kolundan tanıdığını ifade ediyor. Biz o polis memuruna ulaştık, kendisi vicdan azabı çektiğini söyledi. Kendilerine isim listeleri verildiğini ve o isim listeleri doğrultusunda kişileri teşhis ettiklerini söyledi. Eşimi tanımadığını ve kendisine verilen listede ismi olduğu için onun üzerine ifade verdiğini anlattı. Biz bunu mahkemeye sunduk. Mahkeme bunu kabul etmedi ve ilk ifadenin geçerli olacağını söyledi” şeklinde konuştu.

24 YILDIR MAHKUM OLAN BELKAVLİ DE SARA HASTASI

Sivas davası mahkumu Faruk Belkavli tam 24 yıldır tutuklu. Hemen hemen her gün sara krizleri geçiren Belkavli, tahliye edilmeyi beklerken temmuz 2016`da Ankara Sincan F Tipi Cezaevi`nden, ailesine daha uzak olan Kırşehir E Tipi Cezaevi`ne sürgün edildi. Ağır sara hastası Belkavli`nin ailesine daha yakın cezaevlerine nakledilmesi yönünde verdiği dilekçeleri ise bir bir reddedildi.

GEZ`İN SAKATLIK TEHLİKESİ VAR, AİLESİYLE BİLE GÖRÜŞEMİYOR

24 yıldır ahir ömrünü cezaevlerinde geçiren Ömer Faruk Gez de hastalık pençesinde. Ayağından rahatsız olan Sivas mazlumu Gez, ikinci kez ameliyat olmayı bekliyor. Sakat kalma tehlikesiyle baş başa olan Gez, bulunduğu Kırşehir Cezaevi`nin ailesine uzak mesafede olması dolayısıyla anne-babasıyla görüşemiyor.

SOYKÖK: BABAMI ALAN O POLİSLERİ HİÇ UNUTMADIM! 

Cafer Soykök, 2 Temmuz 1993 tarihinde İslam karşıtı söylemleriyle toplumun tepkisini çeken Aziz Nesin`i protesto etmek için Sivas Kültür Merkezi`nin önündeki eyleme katıldığı gerekçesiyle önce idam daha sonra müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Cafer Soykök, 24 yıldır cezaevinde. Oğul Feyzullah Soykök, “Babam cezaevine girdiğinde henüz 5 yaşındaydım. Bugün ise 29 yaşındayım… Babamla cezaevi koridorlarında yaşadığımız süreli ziyaretlerin dışında yaşadığımız hiç bir şeyi hatırlamıyorum. Sadece hatırladığım, olay günü evimizin kapısını çalıp babamın arkadaşı olduklarını, aşağıda beklediklerini söyleyerek babamı alıp bir daha geri getirmeyen sivil polisler…” dedi.

DOSYALAR TEKRAR AÇILIP OTOPSİ YAPILSIN

Yıllarca hiç bir gerekçe gösterilmeden Müslüman tutsakların ve ailelerinin direncinin kırılması için sürgünler yaşandığını bildiren Soykök, “Babamın hiç bir kamera kayıtlı ve delili olmadığı halde idam ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması kabul edilemez. Hiç bir örgüt veya çeteye üye olmayan, aralarında fikir birliği dahi olmayan birbirlerini daha evvel tanımayan insanları, iftiralarla yargılayıp önce idam sonra ise ağırlaştırmış müebbet hapis cezasına mahkum etmişlerdir. Biran evvel dosya tekrar açılmalı, öncelikli olarak Müslüman tutsakların esareti son bulmalı…” ifadelerini kullandı.

İsrail ve Amerika`da eğitim gören özel harp dairesi üyesi üsteğmenin itirafları

Provokatörlük yaptığını itiraf eden ve İngiltere, İsrail ve ABD`de eğitim gören bir Özel Harp Dairesi üyesi üsteğmen H.Ç,  Sivas olayları hakkında, sonraki süreçte şunları söylüyordu: “Helikopterle geldik ve Sivas`a 11 kilometre kala bir mezraya indik. Askeri haritalarda koordinatları 58`e 47… 13 kişiydik herkes ikişerli gruplara ayrıldı… Üç yazar özel hedefti, başlarında da Aziz Nesin vardı… Duyum Jitem`den geldi… Bizim bölgede yaptığımız en büyük olay insanların Madımak Oteli önünde toplandığı zaman taşı atmamız ve geri çekilmemizdir…. Yanlış hatırlamıyorsam altılı gruba ayrıldığımız timde beşinci gruptaki bir arkadaş ilk başta bir mermi sıktı. Ve arkasından molotof kokteylleri… daha sonra Madımak Oteli'nin içerisine girmeye çalışan insanlar oldu. Askeriye o konuda yetersiz kaldı ve olay beklenenin dışına çıktı.”  Her şey İslam düşmanı Aziz Nesin'in İslam'ı ve Müslümanları tahkir edici bir konuşma yapması üzerine başlamıştı. Sivas'a dışarıdan getirtilen bazı solcu grupların protesto yürüyüşü düzenleyenlerin üzerine taşlarla saldırmaları ve hakaret etmeleri sonucu da çatışmalar yaşandı. Bu saldırı dolayısıyla galeyana gelen kalabalık, Pir Sultan Abdal şenliklerine katılmak üzere Sivas'a davet edilen Aziz Nesin ve diğer kişilerin kaldıkları Madımak Oteli'nin etrafını kuşattı.

PLAN VE BİR PROJE ÇERÇEVESİNDE HAZIRLANAN OLAY

Bu kuşatma sırasında otelin önünde duran bir arabanın benzin deposunun ateş verilmesi sonucu yangın çıktı. Daha sonra otelin girişi de ataşe verildi. Olayda 35 kişi hayatını kaybetti. Provokatif girişiminden sonra yangının büyümesi üzerine, göstericiler otelin çevresinden uzaklaştılar, İtfaiye bu esnada yangına müdahale edebildi. “Türk halkının yüzde 60'ı Aptaldır” diyen Aziz Nesin, itfaiye merdiveniyle polis tarafından otelden çıkarıldı ve koruma altına alınarak,  özel bir gayretle kurtarılıp derhal Sivas dışına çıkarıldı. Porvovakasyonun daha da büyümemesi için şehirde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Plan ve bir proje çerçevesinde hazırlanan olay sonrasında, 157 kişi gözaltına alındı. Oteli ateşe verenlerin kim oldukları tespit edilememesine rağmen gözaltına alınanlar adeta günah keçisi ilan edildi. Daha sonraki yıllarda yargı sürecinde onlarca kişi ağır cezalara çarptırıldı. Sivas gibi dini ve İslami hassasiyeti çok yüksek bir ilde provokatif tutum ve söylem içinde olanlar hiçbir zaman gündeme gelmemiş olayın tüm sorumlusu olarak dindar Sivas halkı seçilmişti. Bu anlamda olaylara zamanında müdahale etmeyen jandarma ve polise yönelik ise hiçbir soruşturma açılmadı. Dönemin hükümeti DYP- SHP koalisyonuna yönelik bir suçlama hiçbir zaman gündeme gelmedi. Aziz Nesin ve onu kullanan karanlık güçler ise bir plan çerçevesinde unutturulmaya çalışıldı. 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir