• DOLAR 32.217
  • EURO 35.012
  • ALTIN 2512.259
  • ...
SON DAKİKA
Sahabeden uygulamalı tevbe
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DİLEK ÇELENK / DOĞRUHABER

SAHABEDEN UYGULAMALI TEVBE

TEBÜK SEFERİNDEN GERİ KALAN BİR GRUP SAHABE

Tebük Seferi ki birçok sahabe imtihana tabi tutulmuşlardı. Kimi bizzat katılmak ya da katılmamak, kimi de bu seferde Allah için infak etmek üzere imtihan oluyordu. Çünkü bu sefer zorlu idi, bu sefer meşakkatli idi, bu sefer fedakârlık bekliyordu.

   Sıcağın en şiddetli olduğu, meyvelerin en olgun olduğu, rızık için en çok çalışmanın gerektiği bir zamanda; en uzak bir beldede en çok ve şiddetli bir orduya karşı savaşılacaktı. Allah için mücahit donatmak, ordu için gıda, binek ve savaş gereçleri almak gerekiyordu. Böyle zorlu bir dönemde Hz. Osman, Allah yolunda liyakat kazanmıştı. Tam bin dinar vermişti.

   Rasulullah buyurdu ki;

‘Allah`ım sen Osman`dan razı ol. Çünkü ben Ondan razıyım.`

Bir taraftan hasenatlarda yarışıp ecirde ulvi mükâfatları olan Hz. Osman gibileri... Diğer taraftan bütün bu fedakârlıklar nefsine ağır geldiği ve bu yüzden imtihanı kaybeden kimseler. Bunların bir kısmı tevbeyi hızlandırmıştır ki af ve mağfiretleri çabuk oldu.

İşte tevbekarlar;

İbn Abbas`ın rivayet ettiğine göre; İbni el -Valib diyor ki; ‘Tevbe suresinin 102-103. Âyetlerinin iniş sebebi şudur;

Bir grup sahabe Tebuk Seferine çıkmayıp Medine de kalmışlardı. Elbette ki onlar cihadın önemini kavramış ve asla münafık değillerdi. Bir anlık gaflet, nefsinin sesine bir an kulak vermekti onlarınki. Kalplerinde taşıdıkları imanları yalnız kalpte kalmayıp onların her zerresini kaplamıştı. Çünkü Resulullah ashabının imanını Uhud dağına benzetiyordu. Nitekim bu gruba da öyle oldu ve kısa bir süre sonra yaptıkları işin yanlış olduğunu idrak ettiler ve dediler ki;

-‘ Bizler bağlarımızın gölgesinde yanımızda eşlerimizle nefsimizin isteklerini yerine getirirken Resulullah ve Ashabı bu zorlu cihadı gerçekleştirmek üzere çıktılar. Bundan sonra onlara yetişmemiz mümkün olmadığına göre bizi bu günaha sürükleyen nefsimizin arzularından vazgeçip kendimizi mescidin direklerine bağlayıp cezalandıralım. Resulullah ve ashab dönüp bizleri bağlarımızdan çözmedikçe çözülmeyeceğiz, o bizi affetmedikçe de bizim affımız yoktur.

Rasulullah ve Ashab döndüler. Rasulullah onları Mescidde görünce;

- Bunlarda kimlerdir? diye sordu dediler ki;

- Ya Rasulullah, onlar cihada çıkmadıkları için pişman olanlardır. Siz çözüp onları affetmedikçe ve onlardan razı olmadıkça da çözülmeyeceklerine yemin ettiler.

Rasulullah da şöyle dedi;

-Ben de yemin ediyorum ki bana emir gelmedikçe onları affetmiyorum ve çözmüyorum. Onlar ki bana destek vermediler, cihad eden Müslümanlara katılmadılar, böyle kalacaklardır.

Bunun üzerine şu ayet indi;

‘ Diğerleri ise günahlarını itiraf ettiler, iyi bir ameli diğer kötü bir amelle karıştırdılar. (tövbe ederlerse) umulur ki Allah onların tevbesini kabul eder. Çünkü Allah çok bağışlayan pek esirgeyendir`

Cibril`in, Allah`ın katından indirdiği mübarek kelam günaha düşmüş ve tevbe etmiş o bir grup sahabeye gelen büyük müjde...

Ey Rabb`im Sen ki kendini cezalandıran o grubu gördün ve niyetlerini ezeli ebedi ilminle biliyordun. Onları sıkıntılarından kurtaracak kapılar açıp müjdeler gönderdin. Biz onlar kadar saf ve temiz değiliz ama senin rahmetin her şeyi kuşattığı için bizi de maddi manevi sıkıntılarımızdan kurtar Bizim için de göğünün kapılarını aç üzerimize Rahmetini istiğfarını bereketini indir ve bizi o güzelliklerle yıka. Bizim kalplerimizi de ak pak eyle

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir