"Bizim de bir tavrımızın olması gerekiyor"
Partisinin Bitlis İl Teşkilatının düzenlediği iftar programında konuşan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Doyar, "İslam`a ve Müslümanlara düşmanlık edenlere karşı bir tavrımızın olması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
HÜDA PAR Bitlis il teşkilatı tarafından iftar programı düzenlendi. Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programın selamlama konuşmasını yapan Bitlis İl Başkanı Celal Gül, düzenledikleri iftar programına katılan herkese teşekkür etti.
Programda bir konuşma yapan HÜDA PAR Eğitim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı M. Ali Doyar, "Bugün dünyanın birçok yerinde maalesef Müslümanlar zulüm altındadır. Gittiğimiz her yerde, bütün sohbetlerimiz de bunu dile getiriyoruz. Çünkü bu bizim dünya ölçeğinde kanayan yaramızdır. Müslümanların hepsi maalesef şu anda küfür güçlerinin saldırıları altında inlemektedir. Canlarına kastedilmekte, evleri başlarına yıkılmaktadır. Müslümanlar olarak birlikte güç olduğumuz gün Allah'ın bize yardım edeceği gündür." dedi.
"Şer güçleri; İslam coğrafyasında, İslam'ın hayat bulmasını istemiyorlar"
"Neden bunlar Müslümanların başına geliyor? Bunun sebepleri üzerinde durmamız gerekir. Müslümanların fakirliğinden mi? Müslümanların güçsüz olmasından mıdır?" diye soran Doyar, şunları söyledi:
"Görüyoruz ki Allah, Müslümanlara zenginlik vermiş. Müslümanların sahip olduğu toprakların altı petrol ve madenlerle doludur. Müslümanların sayısına baktığımızda hiç azımsanmayacak derecede fazladır. Ama bununla beraber bakıyoruz ki Müslümanlar sürekli zulüm altındadır. Müslümanlar Öyle bir hale gelmiştir ki kendilerini savunamayacak duruma düşmüşler. Sebeplerine baktığımız zaman, sebepleri çoktur. Şer güçleri neden sürekli Müslümanları hedef tahtasına oturuyorlar? Niye sürekli Müslümanlara saldırıyorlar? Müslümanlardan ne istiyorlar? Evet, şer güçleri Müslümanlardan beş şeyi istiyorlar. Bunlar İslam ülkelerinde, İslam coğrafyasında, İslam'ın hayat bulmasını istemiyorlar. Müslümanların güçlenmesini istemiyorlar. İslam ülkelerini kontrol altında tutarak yönetmek istiyorlar. İslam ülkelerindeki zenginlik kaynaklarını sömürmek, bunları talan etmek istiyorlar. İslam ülkelerini fakirleştirmek ve istikrarsız hale getirmek istiyorlar. İslami duyarlılığa sahip Müslümanlara, İslami mukaddesatlar sahip çıkan Müslümanları pasifize etmek hatta ellerinden gelse yok etmek istiyorlar. İşte bunlar bizden bu beş şeyi istiyor. Bu şer güçleri bunu gerçekleştirmek için iki şeye özellikle yoğunlaşıyorlar. İslam ülkelerinin başına kukla yöneticileri istiyorlar. Bu kukla yöneticiler ki iradelerini teslim almış, kendilerine adeta köle haline getirmiş kukla idareciler istiyorlar. Bu kukla idareciler üzerinden bu bahsettiğimiz beş şeyi elde edebilişinler. Onlar üzerinde bunu gerçekleştirebilsinler. İkincisi ise Müslümanlar arasındaki tefrikadır. Özellikle bunu sürekli kaşıyorlar. Bazı yerlerde bunu mezhep olarak görüyoruz. Bazı yerlerde bunu kavmiyet diğer bir ifade ile Milliyet olarak, bazen fikir saplantısı olarak görüyoruz. Akılcılık, mealcilik, tekfircilik olarak görüyoruz."
Ümmeti 72 parçaya bölmek ve her birini bir diğerine düşman kılmak isteyerek bu şekilde zayıf düşürmeye çalıştıklarına dikkat çeken Doyar, kukla yöneticiler üzerinde ellerine ulaşmak istediklerini ifade etti.
"Allah'ın emrine ve Peygamber Efendimizin bizatihi uygulamalarına sırtımızı çevirdiğimiz için bunlar başımıza geliyor"
Müslümanların buna karşı üzerine yapması gerekirken yapmadığı işlerin olduğunu dile getiren Doyar, bu şer güçlere karşı beş madde ile çözüm önerilerini sunarak, şunları kaydetti: "Bizim de yapmamız gereken şeyler var. Yapmadığımız için bunları başımıza getirecek sebeplerimiz var. Her şeyden önce Allah'ın emrine, Peygamber Efendimizin bizatihi uygulamalarına sırtımızı çevirdik. Allah'u Teâla bu Ramazan ayının hürmetine Müslümanlara o basireti ve feraseti versin. Biz Allah'ın kardeş olun şeklindeki emirlerini arkamıza attık. Allah müminlerin kardeş olduğunu ilan ediyor. Biz ise birbirimize sırtımızı çevirdik. Mezhep, meşrep, cemaat, tarikat dedik ve birbirimize yabancılaştık. Birbirimizi tanımaz hale geldik. Hatta birbirimize düşman hale geldik. Dolayısıyla bırakın kardeşliği birbirimizi kaybettik, gücümüzü kaybettik. O zaman ne dinimizi, ne mukaddesatımızı, ne kendimizi, ne topraklarımızı savunamaz hale geldik. Şer güçleri bizim topraklarımıza geliyor, topraklarımızda evlerimizi yıkar, zenginliklerimize el koyar, bunu gördüğümüz halde kendimizi savunamaz hale geldik. Müslümanlara düşen şey Allah'ın dilediği gibi kardeşlik esası üzerine birliğimizi ve vahdetimizi tesis etmektir. Müslümanlar olarak inandığımız ve ancak kurtuluşumuzun kendisi ile mümkün olduğu dinimize sahip çıkmamız gerekir. İslam sadece lafla olmaz. Bugün Müslüman memleketi olduğu halde burada İslam aleyhinde her türlü şeyler cereyan etmiyor mu? İslam'a hakaret edenler yok mudur? İslam'ı yoksa sayanlar, İslam'ın aleyhinde çalışanlar, İslam'ın aleyhinde yazanlar, televizyonlarda İslam aleyhinde program ve propaganda yapanlar yok mudur? Biz evlerimizde bütün bunlara şahit olmuyor muyuz? Sokaklarımızda bütün bunlara şahit olmuyor muyuz? Peki, bunlara karşı biz ne yapıyoruz? Eğer biz de dinimiz aleyhinde olan bütün bunlara karşı durmayı beceremezsek bunlar devam eder. Müslümanlar olarak bizim bunları kabul etmememiz, dinimizi savunmamız, dinimizin hem bizlere hem memleketimize ve bütün dünyaya insanlık için kurtuluş vesilesi olduğuna inanmamız gerekiyor."
"Müslümanlar olarak neslimize sahip çıkmak zorundayız"
Müslümanların birbirine sahip çıkması gerektiğinin altını çizen Doyar, çözüm önerilerinin devamında, "Müslümanların birbirine sahip çıkması lazım. Müslümanlar olarak parçalandık. İşte bunun telafisi de birbirimize sahip çıkmamızdır. Müslüman olarak İslam'a sadakat gösterdiğimiz gibi Müslümanlara da sadakat göstermemiz gerekiyor. Müslümanlar olarak neslimize sahip çıkmak zorundayız. Müslüman bir memlekette İslam düşmanı insanlar çıkıyorsa bizim burada kabahatimiz çok büyüktür. Bizim çocuklarımız karşımıza çıkıyor ve Rabbimizi inkâr ediyor. Çocuklarımızı sokaklarda görüyoruz İslam'dan uzak bir hayat yaşıyor. Camilerden uzak bir hayat sürdürüyor. Bizim bunlara sahip çıkmamız lazım. Çocuklarımız bizim geleceğimiz, memleketimizin geleceğidir. Eğer biz onları Rabbimizin razı olacağı bir şekilde yetiştirirsek, İslam ahlak üzerinde büyütürsek, İnsanların geleceği, bizim, memleketimizin ve halkımızın geleceğini teminat altına almış oluruz." diye konuştu.
"İslam'a ve Müslümanlara düşmanlık edenlere karşı bir tavrımızın olması gerekiyor"
Son olarak "İslam'a ve Müslümanlara düşmanlık edenlere karşı bir tavrımızın olması gerekiyor." diyen Doyar, "İslam'a ve Müslümanlara düşmanlık edenlere karşı bir tavrımızın olması gerekiyor. İslam'a düşman olanlar, her türlü şeyi yapamayacaklarını anlamaları lazım. Müslümanlara, Müslüman memleketinde düşmanlık yapanlar istedikleri düşmanlığı yapamayacaklarını anlamalıdır. Biz Müslümanlar bu tavrı sergilemek durumundayız. Amerika geliyor yanı başımızda üs kuruyor. Bu üssü Müslümanların paralarıyla Müslümanların memleketinde kuruyor. Yine yanı başımızda Müslüman olanların başlarına bomba yağdırıyor. Hiçbirimiz de ses çıkmadığı müddetçe onlara yapılanlar yarın bizlere yapılacak. Onun için bütün bunlara karşı bir tavrımız olmalı. Müslümanlar el birliğiyle bütün bunları yapmaya muktedir oldukları gün inanıyorum ki Allah'ın da bizlere yardım edeceğini bilmemiz gereken gündür." şeklinde konuştu.(İLKHA)