İnsan Hakları ve Adalet Hareketi (İHAK), 28 Ocak 2014 tarihinde Mansura şehrinde yaşanan olaylar sonucunda Mısırlı bir polisin öldürülmesi bahane edilerek, onlarca insanın gözaltına alınıp işkence görmesine ve son olarak 7 üniversite öğrencisi hakkındaki idam kararına tepki gösterdi.

Mısır'da ev baskınları, zorla alıkoyma ve keyfi tutuklama gibi uygulamalar gerçekleştirildiğini ve bu kapsamda yapılan operasyonlarda 24 gencin gözaltına alındığını belirten İHAK Genel Sekreteri Ahmet Zeki Olaş, hakkında idam kararı verilen öğrenciler için adil yargılanma talep etti.

Mısırlı gençlere askılı işkence!

Mısırlı gençlerin zorla alıkonulduğunu belirten Olaş, gençlerin yoğun işkence ve zulümlere uğradığına dikkat çekti.

Mısırlı gençlere işkence ile yapmadıkları bir suçun zorla kabul ettirildiğini kaydeden Olaş, "Bu şartlar altında 'polis memurunu öldürdüklerini kabul etmeleri ve kendilerinin bir terör örgütüne üye olduklarını' itiraf etmeleri istenmiştir. Avukatların ve ailelerin ifadelerine göre, gençlerin tutuklandıklarını yakınları çok sonra medyadan öğrenebilmiş ve bu süre zarfında gençler uzun süre kimseyle görüştürülmeyerek, yoğun işkenceden geçirilmiştir. İşkenceyle elde edilen itiraf videoları Mısır televizyonlarında ve medyadan yayınlanmış ve yayınlanan videolarda gençlere uygulanan işkence izleri net olarak görülmektedir. Bu şekilde yayınlanan itiraf videolarından sonra gençlerin aileleri, çocuklarıyla yapabildikleri görüşmelerde gözaltı sürecinde elektro şok, cinsel taciz, askıda tutma, vücutlarında sigara söndürme ve aile üyelerine tecavüz tehdidi gibi işkence ve uygulamalara maruz kaldıklarını bildirmişlerdir." dedi.

"7 Haziran'da Mısır Temyiz Mahkemesi kararı onadı"

Gençlerin Kahire'deki savcılığa ilk kez çıkarıldıklarında ifadelerini geri çektiklerini ve işkenceye maruz kaldıklarını ifade eden Olaş, şunları söyledi: "Bunun ardından savcılık, gençleri Mısır İstihbarat Servisi NSA'ya tekrar göndermiş ve burada uygulanan yoğun işkencelerin ardından ikinci defa çıkartıldıkları savcılıkta basına yansıdığı şekilde söz konusu suçları itiraf etmeleri sağlanmıştır. Mansura yerel mahkemesinin terör örgütü oluşturma ve adam öldürme suçlamalarıyla 6 gençle ilgili hüküm vermesinin ardından geçtiğimiz 7 Haziran tarihinde Mısır Temyiz Mahkemesi kararı onamıştır."

Aynı tarihte mahkeme tarafından İskenderiye'den gelen çok sayıda delil yetersizliği ve adil yargılama sorunu olan benzeri bir idam davasının da onaylandığına değinen Olaş, büyük hukuksuzluklara imza atıldığının altını çizerek, gençlerin avukatları tarafından dava sürecindeki hukuksuzluklardan dolayı 15 Haziran'da yeni bir başvuru dilekçesinin daha sunulduğunu ancak henüz mahkemenin yargılama konusunda bir karar vermediğini dile getirdi.

"İşkence bir insanlık suçudur"

Olaş, açıklamada devamla, "Bu süre boyunca avukatların soruşturmalara sokulmaması ve sanıkların vücutlarındaki yara ve yanıkların ve işkence iddialarının adli tıp raporlarına rağmen mahkeme tarafından göz ardı edilmesi, alınan idam kararına ilişkin adil yargılama yapılmadığını ortaya koymaktadır. Adil yargılanma temel bir insan hakkı, işkence ise bir insanlık suçudur." ifadelerini kullandı.

Açıklamada, Abdülfettah el-Sisi başta olmak üzere Mısırlı tüm adli mercilere ve otoritelere, İslam İşbirliği Teşkilatına, Arap Birliğine, Birleşmiş Milletlere ve duyarlı bütün kurum ve kuruluşlara gençlerle ilgili verilen ve 10 gün içerisinde durdurulamazsa her an infaz edilme riski bulunan bu kararın yeniden gözden geçirilmesi istendi.

Haklarında idam kararı verilen ve içlerinde tıp fakültesi öğrencilerinin de bulunduğu Bassem Muhsin (30), Mahmoud Wahba (24), Khalid Askar (28), Ahmed Alwaleed (28), Ibrahim Azab, Abdalrahman Atteya (26) ve Fadıl Abdul Mawla'nın yeniden yargılanmasının istendiği açıklamada, "Bu süreçte yaşanan işkence ve diğer hukuksuzlukların dava konusu yapılarak sorumluların hesap vermelerini; haklarında idam kararı verilen bu gençlerin durumuyla emsal diğer davaların da temel insan hakları normlarına ve evrensel standartlara uygun olarak yeniden başlatılmasını talep ediyoruz." diye belirtildi. (M. Sıddık Bilge, M. Hüseyin Temel - İLKHA)