OHAL Vatandaşa Değil Ama!..
Bağcılar`da Motorize Yunus Ekiplerinin Efrahim Yakar isimli gence ve annesine iftar saatine yakın yaptıkları saldırı ve emniyette süren işkence Türkiye gündemine oturdu. Yaşanan zulmü gazetemize değerlendiren HÜDA PAR İl Başkanı Erdal Elibüyük sorumluların cezalandırılması için olayın takipçisi olacağını ifade etti. Mazlum Der Genel Sekreteri Av. Kaya Kartal da bu olayın ne hukuki anlamda ne de insani anlamda karşılığı olmadığını ifade etti. Kamuoyu ülkeye yönelik yoğun dış operasyon ve saldırıların devam ettiği böylesi kritik günlerde halkı tahrik ederek insanlıkdışı uygulamalarda bulunanlara gereken cezanın verilmesini istiyor.
ENES DURMAZ- İSTANBUL
Dün manşete taşıdığımız İstanbul Bağcılar`da yaşanan polis zorbalığı ve işkencesi Türkiye gündemine oturdu. Herkesin ortak temennisi bu olaya dâhil olan ve polis teşkilatı içerisinde sızmış olan çürük elmaların ayıklanarak cezalandırılması. Sosyal medyadan da yaşananlara tepki gösteren vatandaşlar, Yunus ekiplerinin zorbalığından ve daha önceki örneklerinin çok olmasından yakındı. 15 Temmuz darbesinde halkın canını ortaya koyarak kurtardığı polisler şimdi ne oldu da zorbalık yapmaya başladı? Nitekim 15 Temmuz gecesi Efrahim Yakar gibi milyonlarca genç sokağa dökülmüş, FETÖ darbesinin önlenmesinde canını ortaya koymuş ve yeri geldiğinde darbeci askerlere karşı polisleri korumuştu.
KÜRTLERİ HEDEFE KOYANLAR NEYİ PLANLIYOR?
İstanbul`da yaşanan bu olayda Efrahim`in Diyarbakırlı olması da etkili olmuş. Polislerin, her Kürt PKK`lıdır mantığıyla hareket ederek terörist muamelesi yaptığı Efrahim`e saatlerce işkencede bulunmuştu. Nitekim Efrahim Yakar, emniyete götürüldüğünde polislerin kendisine ‘hepiniz aynısınız, hepiniz teröristsiniz` diyerek işkence ettiğini ifade etmişti. Bu yaşanan olay son günlerde Kürt kimlikli vatandaşlara uygulanan zulmün son halkasını oluşturuyor.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI`NDAN SES YOK!
Efrahim Yakar ile birlikte annesi ve bacanağına yönelik polis şiddeti ve işkencenin basına yansımasına rağmen ne İçişleri Bakanlığı, ne İstanbul Valiliği ve ne de İstanbul Emniyet Müdürlüğü`nden bir yetkilinin çıkıp kamuoyunu rahatlatacak bir açıklamada bulunmaması, tepkilere neden oldu. Mağdurlar ve yaşananlara karşın tepkilerini dile getirenler, OHAL`in vatandaşa karşı kullanılmadığını belirten Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkililerine seslenerek; böylesi işgüzarların yaptığı insanlıkdışı uygulamaların cezasız bırakılmamasını istedi.
Geçtiğimiz birkaç gün içinde yaşanan olayların bazıları şöyle;
Birincisi, Van Gevaş İlçe Emniyet Müdürlüğü`ne düzenlenen saldırı sonrası mantar toplamaktan dönerken gözaltına alınan ve işkenceye uğradıklarına dair fotoğrafları yayınlanan Kürtler, 4 gün emniyette tutuldu. Van Valiliği`nin haklarında, “3 şahıs yakalanmış, yapılan ilk sorgulamada saldırıyı gerçekleştirdiklerini itiraf etmişlerdir” açıklamasını yaparak, “suçlu” ilan ettiği Cemal Aslan (53), Halil Aslan (50) ve Abdulselam Aslan'ın (35) akraba olduğu, 3 kişiyle birlikte mantar toplamaya giden ve gözaltı öncesi araçtan inerek evine giden Gevaş ilçesinde oturan Nejdet Beysüm`ün de o gece gözaltına alındığı öğrenildi. İşkence gören mantar toplayıcılarının ‘terörist` olmadığı anlaşılınca serbest bırakıldı.
İkincisi Ankara'nın Nallıhan ilçesindeki bir inşaata çalışmak için Bingöl'den gelen üniversite öğrencisi F. C. ve 7 işçiye ırkçı bir grup saldırdı. İşçilere demir sopa ve coplarla saldıran yaklaşık 100 kişilik grup, şantiyede kalan bir işçiyi 3'üncü kattan aşağıya attı. Saldırganların, darp ettikleri işçileri inşaatın dışına çıkarıp, zorla İstiklal Marşı'nı okutmaya çalıştıkları öğrenildi. Bingöl'ün Solhan ilçesinden Ankara'ya çalışmaya geldiğini belirten F. C, Üniversite öğrencisi olduğunu ve okul masraflarını karşılayabilmek için çalışmak zorunda olduğunu söyledi.
Üçüncü ve son olarak Efrahim Yakar ve annesinin dövülerek işkence edilmesi bu olayların bir seri halinde geliştiği ve birilerinin Kürtleri hedefe koyarak bir oyun planladıklarını düşündürüyor.
SORUMLULAR CEZALANDIRILANA KADAR İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ
Yaşanan vahim hadisenin ardından bu ana kadar olayın takipçisi olduklarını ifade eden HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük, “İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı beni arayarak olayla yakından ilgilendiğini, işin peşini bırakmayacaklarını ve gerekli soruşturmanın açılması için elinden ne geliyorsa yapacağını ifade etti. Bağcılar Emniyet Müdür Yardımcısı da gerekli çalışmaların yapıldığını, idari soruşturmanın açıldığını ve gerek görülürse, işkenceci polislerin açığa alınıp soruşturmanın sürdürüleceğini belirtti. Tabi bunlar şu ana kadar sözlü ifade edilenler. Şu ana kadar herhangi bir şeyin yapılıp yapılmadığı ile ilgili elimizde somut bir bilgi yok. Bizler de HÜDA PAR olarak bu olayın takipçisi olacağımızı ilettik. Hukukçular da yine bu işe karışanların cezalandırılması için olayın takipçisi olacaklarını ifade ettiler. Yine hukukçularımız sorumluların cezalandırılması için suç duyurusunda bulunacaklar. Bu polislerin, teşkilatın içerisinde yer alan çürük elmaların ayıklanması gerekiyor. Bunlar yüzünden bütün teşkilat zan altında kalıyor. Sosyal medya üzerinden olayı paylaştığımızda yaşanan polis şiddetine tepkiler gelmeye başladı. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu da bu olayın vahim bir iddia olduğunu ve soruşturacaklarını iletti. Yine bizleri arayan milletvekilleri ve gazeteciler de bu olayın takipçisi olacaklarını ifade ettiler.” dedi.
TÜM KÜRTLERİ PKK`LI SAYMAK İSNANLIK SUÇUDUR
Özellikle bu işkenceye maruz kalan gençlerin Doğu ve Güneydoğu nüfusuna kayıtlı kişiler olmasından dolayı bu zulme maruz kaldıklarını aktaran Elibüyük, “Bu gençlerin özellikle Diyarbakırlı olmalarından dolayı vahşete maruz kalmaları değerlendirmeye tabi tutulmayacak kadar çok çirkin bir şey. İnsanların mensup oldukları millet/kavim/memleket üzerinden değerlendirmeye tabi tutulmaları öncellikle insanlık suçudur. Bunun adını net olarak koymamız gerekiyor. Olayın gerçekleştiği ilçe Bağcılar`dır. Buranın nüfusunun üçte ikisini Doğu ve Güneydoğu bölgesinden gelen insanlar oluşturuyor. Bu ülkede Diyarbakırlısın, Batmanlısın veya işte farklı farklı illerdensin diyerek ayrıma giderek topyekûn bu insanların hepsini ‘PKK` üzerinden ele alıp bütün Kürt vatandaşlarımıza, kardeşlerimize, üzerlerine giderek bunları bir terör örgütü gibi yaftalamak doğru değil. Sol örgütlerin hemen hemen hepsi Türk kökenli. Bu sefer sol örgütlerden yola çıkarak bütün Türklere bu yaftayı vurabilir miyiz? Empati yapalım. Böyle bir genelleme yapmak ne kadar insani, ne kadar vicdani. Örgütleri değerlendirirken yaptığı yanlışlar üzerinden değerlendirme yapmalıyız. Yoksa memleketler üzerinden, ırklar üzerinden insanları genel bir değerlendirmeye tabi tutmak çok çirkin bir durum.” şeklinde konuştu.
BU OLAYIN NE HUKUKİ ANLAMDA NE DE İNSANİ ANLAMDA KARŞILIĞI YOKTUR
Mazlum Der Genel Sekreteri Av. Kaya Kartal ise, “Bu olay, bir polisiye müdahalenin ötesinde bir sokak serserisi grubunun yapabileceği müdahaledir. Bu olayın ne hukuki anlamda ne de insani anlamda karşılığı yoktur. Maalesef bu tip vakıalar ilk defa da yaşanmıyor. En büyük sıkıntı tabi bunlarla alakalı cezasızlık problemi… Ancak vatandaş şikâyet edince şikâyetinin karşılığını bulamıyor. İşte bundan dolayı elinde silah ve güç kullanma gücünü elinde bulunduran görevliler daha da azıtıyorlar maalesef. Bunun bir daha yaşanmaması için toplumsal bir tepki koyarak bir duyarlılık oluşturmak gerekiyor. Olan olmuş demekle, olan olduğu yerde kalmıyor. Çünkü bugün bu insanlara yapılan muamele yarın bize ya da çevremizdeki birine de yapılabilir. Bunu oluşturan mekanizmanın bir şekilde ortadan kaldırılması gerekiyor.” diye konuştu.
ÇOĞU ZAMAN DÖVDÜKLERİ ADAMIN CEZA ALMASINA SEBEP OLUYORLAR
“Buradaki olay 3-5 polisin yaptığı bir şey değil.” diyen Av. Kartal, “Sistem buna müsaade ediyor. Bize gelen bazı olaylarda gördük ki polis önce vatandaşı dövüyor. Sonra polise mukavemetten, hakkında tutanak tutuyor. Ayrıca dövdükleri adamın ceza almasına sebep oluyorlar. Buradaki en büyük problemlerden bir tanesi de vatandaşın kendini ifade edememesi ve ispat edememesi. Bu olayı yapanların kesinlikle meslekten ihracı gerekiyor. Basına yansıyan bazı olaylarda açığa almalar oluyor fakat yeterli değil. Benzer olaylara karışan memurlar açısından caydırıcılığı olur ve toplumun da vicdanı rahatlatılmış olur.” ifadelerini kullandı.
#YunusPolisleriNeYapıyor
HÜR EKİP Sosyal Medya Platformu Twitter Hesabı üzerinden olayla ilgili açılan #YunusPolisleriNeYapıyor tagı 1. Sıraya yükselerek Türkiye`de gündeme oturdu. Taga yüzlerce yorum yağdı. Görüldü ki bu olay gibi yüzlerce vatandaş da Yunus polislerinin şiddetinden şikayetçi… Yapılan değerlendirmelerden bazılarını burada veriyoruz.
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin
Yunus balıklarının sevimliliğine izafe edilen #YunusPolisleriNeYapıyor Yoksa başka bir balık türü olmaya mı karar verdiler!? Bu tür olaylar artıyor. Hükümet tedbir almazsa emniyet ve ordu içindeki klikler eski devlet reflekslerine dönebilirler ve iş kontrolden çıkar
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu
Vahim bir iddia. Meselenin soruşturulup açığa kavuşturulması için gereken takibat yapılacaktır.
Gazeteci Hicran Kıvanç
@suleymansoylu Sayın Bakanım bu olaylar son günlerde artmaya başladı. Endişeliyiz.
HALKIN PORTALI
İstanbul'da Hüda Parlı vatandaşın Polisler tarafından sokak ortasında darp edilme anı güvenlik kameralarına yansıdı #YunusPolisleriNeYapıyor
Ramazan Selimoğlu
Sokak ortasında darp edilen Efraim Yakar'ın annesinin başörtüsünü çekip yerlerde sürüklemeleri tam 1 alçaklık! #YunusPolisleriNeYapıyor
Zeynebi Hayat
İftardan sahura kadar Anne ve oğul dövülüyor, Annenin başörtüsü çekiliyor, elleri kelepçeleniyor. Zalim hazır FETÖ deyip sıyrılacaklar!
Murat Özaydın
Halk için emniyet halk polisten korkuyor...senin o vurduğun terörist değil herkes polis olmamalı bu ülkede... #YunusPolisleriNeYapıyor
maXim
Türkiye bir polis devletine dönüşüyor, bu ülkenin zencileri de fakirler, İslam'i kesim ve Kürtler olacak.
#YunusPolisleriNeYapıyor