Onlar, îmân edenler ve kalbleri Allah`ın zikri ile mutmain olan kimselerdir. Bilesiniz ki, kalbler ancak Allah`ın zikri ile mutmain olur.(Rad:28)

Zikir, Arapça bir kelime olup “zekere” fiilinin mastarıdır. Aslı zikr`dir. Çoğulu ezkâr ve zükur olarak gelir. Zikir: Sözlükte bir şeyi anma, hatırlama, bir düşünceyi zihinde hazır etme, bir ifadeyi dile getirme, hatırlatma gibi manalara gelir. Bu anlamıyla "zikir” kişinin marifet ve bilgi olarak elde ettiği bir şeyin korumasını sağlayan bir zihin faaliyetidir.

Kavram olarak zikir; Allah`ı anmak üzere yapılması veya söylenmesi tavsiye edilen dua, hamd, sena, ibadet ve övgü gibi fiiller ve sözlerdir. Kimilerine göre de zikir, insana sevap kazandıran her türlü amelin genel adıdır.

Kur`an-ı Kerim de zikir ve türevleri birçok yerde geçmekte olup farklı anlamlarda kullanılmıştır. Zikir, kalplerin sükûnu, gönüllerin ferahı ve dillerin süsüdür. Zikirsiz bir hayat ölü bir bedene, susuz bir fidana ve karanlık bir geceye benzer. Peygamber Efendimiz (sav.)`in buyurduğu gibi: “ Allah'ı zikredenle, zikretmeyenin misali, diri ile ölünün misali gibidir. ( Buhari) Kur`an-ı Kerim de Allah(c.c) müminlere kendisini sürekli zikretmesini emretmektedir. Zira zikir sadece dille yapılan bir ibadet değildir. İmam İsfehani zikri üç tasnifte ele alır; dille yapılan, kalple yapılan ve bedenle yapılan zikirler. Zikrin bir bütün halinde yapılması gerekmektedir. Hakiki zikir itaatle olur. Zikir müminin bütün hayatını kuşatmalı ve bütün zamanlarına yayılmalıdır. Zikirle meşgul olan kalp itmi'nan olur, insanı etrafındaki kötülüklerden muhafaza eder, gam ve kederden emin kılar. En önemlisi Allah a olan bağlılığını sağlamlaştırarak dünya ve ahiret hayatında ona huzur ve sekine sağlar. Ayrıca Yüce Kur`an-ı Kerim bir zikir olarak telakki edilmiştir. Kur`an`ın her bir ayeti, süresi bir zikir mesabesindedir. Özellikle içinde bulunduğumuz bu mübarek ayın Kadir gecesinde indirilmiş olan Kur`an-ı Kerimi çokça okumalı, üzerinde tefekkür edilmeli, her bir ayetini nakış nakış hayatımıza işlemeli ve gerçek anlamda zikirle meşgul olmalıyız. Şurası unutulmamalıdır ki zikirsiz bir insan harabeye dönmüş bir eve benzer. O yüzden gönül evlerimizi bu mübarek ayda tekrardan inşa ve ihya ederek Allah a olan bağımızı güçlendirmeliyiz. Zakir ve Şakirler olma yolunda çaba sarf ederek bu mertebeyi elde etmeliyiz değerli kardeşlerim..

Filhakika modern hayatın insanın önüne nice yollar koyarak sahte bir mutluluk ve saadetle götürüyor diye onu nice felaketlere sürüklediği bu zamanda tekrardan Kuranı ve sünneti bir hayat rehberi ve kılavuzu yaparak zikir olan Kur`an`ı okumalı ve Peygamber Efendimiz gibi sürekli zikirle meşgul olmalıyız.
Allah`ı çokça zikreden kadın ve erkeklerden olma ümidiyle. VESSELAM.

RABİA KÜLTER