• DOLAR 32.592
  • EURO 35.045
  • ALTIN 2423.248
  • ...
Karne sonuç değil, yol göstericidir!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Evet, çocuklar bir dönemi daha geride bıraktı. Karnelerle buluşma zamanı. Bu buluşma bazısı için sevinç bazısı için kâbus… Karnesinde zayıfı olmayanlar için sorun yok ama zayıfı olanlar… Ebeveynlerin çocuklara neler söyleyeceklerini az çok tahmin edebiliyorum.

“Allah`tan kork! Senden para, ekmek isteyen mi var, sadece şu derslere çalışmanı istedik. ‘karşı komşunun` çocuğu kadar olamıyorsun. Bak ona, ne sıkıntılar içerisinde okuyor. Bir de senin haline bak. Akşam baban gelsin de sen gör. Senden evlat olmaz. Sen hiçbir şeyi hak etmiyorsun. Sana tatil-matil yok!”

Bu ve buna benzer birçok sözü ebeveynlerden duymak mümkün. Oysa karne sadece bir “sonuçtur.” Burada önemli olan bu sonuçlar alınmadan çocuğumuzun eğitimine sağladığımız katkıdır. Fakat bu katkı sadece para vermekle, karnını doyurup temiz şekilde okula yollamakla sağlanmaz.

Unutulmamalıdır ki çocuk eğitiminde süreç sonuçtan daha önemlidir. Süreç iyi analiz edildiğinde çocuk sorunlara çözüm üretebilen, sonuçların her zaman değişebileceğine inanan birisi olabilir. Başarısızlık karşısında hemen pes eden birisi olmaz. Bu nedenle karneyi çocuğumuzu yargılamak için değil de onun genel başarı ve davranışlarını değerlendiren bir araç olarak kabul etmeliyiz.

Notları kötü gelen çocuğun karnesi bizim için sürpriz olmamalı. Çünkü yıl boyunca nasıl bir karne getireceğini bilmemiz gerekir. Eğer bilmiyorsak demek ki süreçten bihaber yaşamışız. Bu da yeni bir sorunu ortaya çıkarır. Sorunda aile içi iletişim eksikliğidir. Bu daha büyük sorunların habercisidir.

Karneler sadece çocuklar için değil, öğretmen, okul ve aileler için yol göstericidir. “bu yetersizliği gidermek için ne yapılmalı” diye düşünüp çözüm üretilmelidir. Ceza yerine tedbir çocuk eğitiminde daha önemlidir. Çünkü basit bir karne sorunundan dolayı canına kıyan, evden kaçan çocuklarla karşı karşıyayız.

Kötü karne karşısında verdiğimiz tepkiler çok önemlidir. Karneyi inceledikten sonra önce gördüğümüz iyi notlar üzerinde durup memnuniyetimizi belirtmeliyiz. Çocuğumuzun karnesiyle alakalı duygularını paylaşmasına fırsat verip duygularını açmasına teşvik etmeliyiz. Karne ne kadar kötü olursa olsun onu sevdiğimizi ve ona değer verdiğimizi gerçekçi bir şekilde göstermeliyiz. Ve çocuğumuzun başarısını hiç kimseyle özelliklede kardeşiyle kıyaslamamalıyız.

Başarılı bir çocuğa sahip olmaktan çok “hayırlı, sağlıklı ve uyumlu” bir çocuğa sahip olmanın daha önemli olduğunu unutmamak dileğiyle…

SÜMEYYE AKSOY

Bu haberler de ilginizi çekebilir