Tanktan çıkan FETÖ`cünün iddianamesi kabul edildi
FETÖ`nün darbe girişimi sırasında İstanbul Emniyet Müdürlüğünü işgal teşebbüsüne ilişkin aralarında tankın içinden çıkan eski emniyet müdürü Aynacı`nın da bulunduğu 67 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi.
FETÖ 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında İstanbul Emniyet Müdürlüğünün işgal girişimine ilişkin, aralarında tankın içinden çıkan eski emniyet müdürü Mithat Aynacı'nın da bulunduğu 23'ü tutuklu 67 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökhan Yolasığmaz tarafından FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Esenler Birlik Köprüsü'nde çıkan olaylar ile İstanbul Emniyet Müdürlüğünün işgal girişimine ilişkin 2'si emniyet personeli 21'i rütbeli asker olmak üzere 23'ü tutuklu 67 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame üzerindeki incelemelerini tamamladı.
Mahkeme, iddianamenin oy birliğiyle kabulüne karar verdi.
İlk duruşmanın 30 Ekim'de, sanık sayısının fazla oluşunu dikkate alarak Silivri Cezaevinin karşısında yer alan salonda yapılmasını hükme bağlayan mahkeme, duruşmaların 31 Ekim, 1 ve 2 Kasım'da da sürdürülmesini kararlaştırdı.
Mahkeme, 23 sanığın tutukluluk halinin devamına hükmederek, duruşma günü tüm sanıkların hazır bulunması için tebligat gönderilmesini de karar verdi.
Ceza istemleri
İddianamede, sanıklar hakkında ''anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme'', ''TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme'', ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme'' ve ''silahlı terör örgütüne üye olma'' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15'er yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Darbe girişimi sırasında tankın içinden çıkan eski emniyet müdürü Mithat Aynacı hakkında ayrıca "kasten öldürmeye teşebbüs", "hakaret" ve "tehdit" suçlarından 30 yıldan 55 yıla kadar hapis cezası istenen iddianamede, 4 kişiyi kullandığı tank ile ezerek ölümüne yola açtığı gerekçesiyle sanık Ömer Kalın'ın ise "kasten öldürme'', kasten yaralama'', ''mala zarar verme'' suçlarından 4 kez müebbet ile 529 yıldan 990 yıla kadar hapisle cezalandırılması öngörüldü.
Maktul Ahmet Kocabay'ı silahla vurarak öldürme etme ve diğer maktullerin ölümünden sorumlu tutulan eski Yarbay Fatih Sönmez hakkında ayrıca ''kasten öldürmeye azmettirme'' suçundan 5 kez müebbet ve ''kasten öldürmeye teşebbüs'', ''kasten yaralama'', ''hakaret'', ''tehdit'', ''mala zarar verme'' suçlarından 559 yıldan 1030 yıla kadar hapis cezası öngörülen iddianamede, "ana darbe davası"nın sanıklarından Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit'in kendisine İstanbul Emniyet Müdürlüğü yerleşkesinin işgal edilmesi talimatı verdiğini belirten 66. Mekanize Piyade Tugayında Kurmay Başkan Vekili olarak görev yapan eski Yarbay Osman Akkaya hakkında da ayrıca ''kasten yaralama'', ''kasten öldürmeye teşebbüs'', ''hakaret'', ''tehdit'' suçlarından 113 yıldan 256 yıla kadar hapis cezası istendi.
İddianamede, diğer bazı şüphelilerin de yine benzer suçlardan 13,5 yıl ila 990 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılmaları talep edildi.
İddianamede, diğer askeri araçlardaki şüphelilerin dışarı çıkarıldığı esnada, üzerinde resmi polis üniforması olan Emniyet Müdürü Mithat Aynacı olarak tanınan kişinin de araçtan çıktığı ifade edildi.
"Askerlerle görüştükten sonra evden çıktı"
Eski 4. Sınıf Emniyet Müdürü Mithat Aynacı'nın gözaltına alındıktan sonra üzerinden çıkan telefonda inceleme yapılmak istendiğinde şifre gerektiği anlatılan iddianamede, yazılım ve bu yazılıma ait donanımlar aracılığıyla şifreyi geçmeye yönelik yapılan çalışmalarda telefona daha önceden yüklenen güvenlik ayarı nedeniyle işlem sırasında telefonun otomatik fabrika ayarlarına döndüğü ve tekrar başlatılmasının mümkün olmadığı kaydedildi.
İddianamede, yapılan araştırmalarda örgütün şifreli haberleşme programı "ByLock" kullandığı belirlenen Aynacı'nın üzerinde 1 dolarlık banknot bulunduğu anlatılarak, şüphelinin kullandığı GSM hattındaki görüşmeler incelendiğinde 15 Temmuz'da başka dosyadan tutuklu eski İstanbul Jandarma Komutanı Gürcan Sercan ile bu dosyanın sanıklarından Osman Akkaya ve bazı askerlerle birçok kez telefon görüşmesi yaptığının tespit edildiği anlatıldı.
Aynacı'nın kullandığı GSM hattının baz bilgisine göre, 15 Temmuz'da saat 20.00 sıralarında Küçükçekmece'deki ikametinde olduğu ve 20.14'te aktif görevde olan bir uzman çavuş tarafından arandıktan sonra ikametinden ayrıldığı belirtilen iddianamede, sanığın, eski Albay Gürcan Sercan'la saat 22.49'da görüşme yaptıktan sonra Küçükçekmece'den ayrılarak İl Emniyet Müdürlüğünün bulunduğu Vatan Caddesi'ne hareket ettiği aktarıldı.
İfadesindeki çelişkiler
Şüpheli Aynacı'nın sorgusunda, İstanbul Emniyet Müdürlüğünün çağrısı ile olay yerine gittiğini anlattığı ancak şüphelinin kullanıldığı GSM hattının incelemesinde kendisine emniyetten gönderilen bir mesajın olmadığının tespit edildiği vurgulanan iddianamede, bu beyanı gerçeği yansıtmayan Aynacı'nın darbe girişimin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine böyle bir savunmaya girdiği değerlendirmesinde bulunuldu.
İddianamede, Aynacı'nın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan ifadesinde, telefonla kendisini arayan ve asker olduğunu söyleyen bir kişinin görüşmek istediğini söylediğini ancak buna cevap vermeden telefonu kapattığını iddia ederek, "Sonrasında yürüyüş güzergahı üzerinde Osman Akkaya ile karşılaştım. Kendisine hangi maksatlı görevli olduğunu sorduğumda bana cevap vermedi. Etrafta tepkili halk kitlesi olup polis olmayınca ben de kendisine kışlalarına gitmelerini söyledim. O da kabul ederek kendilerini çıkarmalarını söyledi." şeklindeki beyanda bulunduğu ancak bunun, olay öncesi kendisiyle 6 farklı telefon görüşmesi yapan Akkaya'nın anlatımlarıyla ifadeleriyle çeliştiği vurgulandı.