"Ben cami için tezgâhı buraya kurdum"
Muş`ta ayakkabı tamirciliği yapan 63 yaşındaki amca, ibadetlerini camide yapmak için tezgâhını caminin yanı başına kurduğunu söyledi.
İlerlemiş yaşına rağmen mesleğini sürdürmeye çalışan 63 yaşındaki Vahdettin Deniz, ibadetlerini camide yapmak için tezgâhını da cami kenarına kuruyor.
Bir zamanlar oldukça rağbet gören ancak gelişen ayakkabı endüstrisine yenik düşerek eski popülaritesini yitiren ayakkabı tamirciliğinin ustalarından Muşlu Vahdettin Deniz, her şeye rağmen mesleğine devam etmek istediğini, bunu yaparken de camiden uzak kalmamaya çalıştığını söyledi.
Mesleği kayınbabasından öğrendiğini daha sonra tek başına devam ettiğini belirten Deniz, insanların eskisi gibi ayakkabılarını tamir etmediğini, bu nedenle mesleğinin yok olmaya yüz tuttuğunu dile getirdi.
Deniz, “Kayınbabam bu işi yapıyordu. Bu meslek de ondan bana kaldı. 4-5 sene onunla beraber ortak çalıştım, daha sonra ayrıldım. Dışarıda çalıştığım için soğuklardan dolayı kışın iş yapamıyorum. Zaten beşinci ayda başladım, daha bir hafta oldu. Ben severek yapıyorum. Bu benim mesleğim, terk edemem, bu yüzden devam ettirmeye çalışıyorum.” dedi.
İbadetlerini aksatmamak için caminin yanında kurduğu tezgâhında günlük ortalama 15 TL kazandığını belirten Deniz, normal şartlarda bir ailenin bu meslekle geçinemeyeceğini fakat camiden ve cami cemaatinden ayrı düşmemek için her gün tezgâhını açtığını söyledi.
"Namazımı kılıyorum ve günümü burada geçiriyorum"
Fazla bir işi olmadığını, yanına gelen arkadaşlarıyla çay içip muhabbet etmeyi sevdiğini dile getiren Deniz, şöyle konuştu:
“Bir sıkıntım yok, ara sıra tamir getiriyorlar, ben de ekmeğimi kazanıyorum. Caminin yanındayım. Namazımı kılıyorum ve günümü burada geçiriyorum. Bunu bir ek iş olarak yapıyorum. Bir aile bununla geçinemez, 2 kişi bile bununla geçinemez. Ben akşama kadar 10-20 TL ancak kazanıyorum. Bakmayın burada durduğuma, iş olmuyor, boyacılık yapıyorum. İş yok, pençe, tamir işi bitti, yeni ayakkabılar çıkmış. Tamir işi kalmadığı için boyama işi yapıyorum. Benim çocuğum var, gel iş öğreteyim diyorum, gelmiyor. Çocuğum da gelmiyor, torunum da gelmiyor. Ben mesleğimi bırakmak istemiyorum ama çocuklarım da istemiyor bu işi yapmamı. ‘Baba bu işi bırak` diyorlar. Mesleğimdir, bırakamıyorum. Buraya geliyorum, yanıma 2 Müslüman geliyor, dost ahbap geliyor, çay içiyoruz, konuşuyoruz.”
"Ben cami için tezgâhı buraya kurdum"
Günlük bir lira da kazansa şükrettiğini ifade eden Deniz, rızkın Allah`tan geldiğini, yaptığı işin sadece bir vesile olduğunu söyleyerek, “Ben cami için tezgâhı buraya kurdum. Arkadaşlarım da camiye geliyor. Benim mesleğim burada, bırakıp gidemiyorum. Ellerimle çalışıyorum, iğnelerden dolayı parmaklarım hep tahriş olmuş. İşim çok zahmetli, tozda-dumanda çalışıyorum. Torunumu getirdim duramadı ‘Ben bu mesleği yapmam` dedi. Bu meslek bittiği için yapmıyorlar. Yine de Allah`a binlerce kez şükürler olsun, buna da şükrediyorum. Rızkı veren Allah`tır, bir lira da verse yine bize yeter. Allah rızkı veriyor, bu iş değil ama biz bu iş ile sebep oluyoruz.” şeklinde konuştu. (Ayetullah Tarhan - İLKHA)