`Gördüğüm İşkenceler Tespit Edilsin`
İşkenceye maruz kalanlardan biri olan Asım Burul, 12 Eylül darbesinde yaşadıklarını hafızasından çıkaramıyor.
Gördüğü işkenceleri unutamayan Burul, 12 Eylül darbecilerinin yargılanması için Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Savcıdan, 30 yıl önce gördüğü işkencelerin izlerinin tespit edilmesini talep eden Burul, gözlerinin önünden gitmeyen işkenceler nedeniyle psikolojisinin bozulduğunu söyledi. Burul, işkence günlerinde 45 gün tek ayaküstünde iki parmak ucuyla duvara dayanarak bekletildiklerini, ayak yere değdiğinde ise askerin sopalarla defalarca vurduğunu anlattı.
Asım Burul, 12 Eylül darbesinin yaşandığı dönemde Mevlana mahallesinde Ülkü Ocakları’nın başkanlığını yürüttüğünü ifade eden Burul, darbenin olmasıyla birlikte Erzurum’a gittiğini söylüyor. Babasının gözaltına alındığını ve 3 gün boyunca karakolda tutulduğunu belirten Burul, babasının “teslim ol” sözleri üzerine Kayseri gelerek polise teslim oldu. O günden sonra kendisi için bir karanlık dönemin başladığını ifade eden Burul, "Beni askeriyenin el koyduğu şimdiki doğalgaz şirketinin bulunduğu yere götürdüler. Daha sonra Talas’ta bulunan birliğe teslim ettiler. Burada komutan beni nereden aldıklarını soruyor. “Efendim caminin önünden aldılar.” dedim. “Camiden adam alınmaz” diye bir ton sopa yedim. Sağcı ve solcu arkadaşlarımızla kucak kucağa yattık.” dedi.
İşkence günlerini anlatırken o günlere geri döndüğünü sık sık tekrarlayan Burul, ilk gittiklerinde 45 gün boyunca arkası dönük, duvara iki parmak ucuyla dayanarak tek ayaküstünde bekletildiklerini anlattı. Ayakların inmesi halinde askerlerin sopa ile defalarca vurduğunu ve işkence yaptıklarını dile getirdi. Burul, gördüğü işkenceleri şöyle anlattı: "İlk gittiğimizde 45 gün boyunca gözümüz bağlı arkamız duvar dönük tek parmak desteğiyle tek ayağımızı kaldırıp duruyorduk. Gözümüzde çift bant vardı. Sadece yemeklerde oturuyorduk. Uyuduğumuzu bilmiyorduk. Ayağımızı indirdiğimiz zaman askerler, mazgaldan bakıyor sopayla vuruyordu. 45 gün bu işkenceyi gördük. Dışarda kadın sesleri geliyor. İşkence sesleri geliyor. Psikolojimiz bozuluyordu. Tuvalete 10 kişi gidiyorsun koşarak götürüyorlardı. Sular kesiliyor su bulamıyorsun. Sorguda cinayet olmuş haberleri geliyor biz isyan ediyoruz ama bir şey yapamıyoruz. Sigara içenlerimiz var. 10 kişi bir araya gelir sigara içer iki nefes çekemezdik."
"KOLLARIMIZ ZİNCİRLİ HALDE BİZE ARABALARI ÇEKTİRDİLER"
Daha sonra Zincidere Cezaevine götürüldüğünü aktaran Burul, o günlere ait hiç aklından çıkaramadığı bir sahneyi o günleri yaşarcasına anlattı. Burul, kendisinin ve arkadaşlarının ellerinin ve ayaklarının zincirle kelepçelendiğini belirterek, "Amerika kurulurken zencilere yapılan bir muamele vardı. Zincir ile ellerini bağlarlardı. Bizimde elimizi ve ayağımız böyle bağlıydı. Bizi ulaştırmadan Zincirede’ye götürdüklerinde askeri yol olduğu için Kıranardı yolundan gidilirdi. Sivil araç gidemezdi. Orada araçlar kaymıştı. Bizi orada aracın içindeyiz. Ayaklarımız zincirle bağlı aşağıya indirler. Kollarımız zincirli ve bize araçları yukarıya doğru çektirdiler. Bunu hiç unutamıyorum." diye konuştu.
ÖRGÜT ELEMANLIĞIYLA SUÇLANDI
İşkence için Ambar semtinde bulunan bir binaya götürüldüğünü kaydeden Burul, o gün yaşadıklarını şöyle dile getirdi: "İşkencelerin Ambar’da olurdu. En son beni oraya götürdüler. Cezaevinden çıktıktan sonra yolları takip ettim. Gözlerimiz bağlı beni 5 katlı binaya çıkarttılar. Sonra biraz daha çıktık. Tahta merdivenle çıktığımı biliyordum. Binanın bacası üzerine çıkartılmışım ve orada biri kafama silah dayadı. `Bunu öldürelim. Örgüt elemanısın cinayetleri söyle. Seni buradan atacağız` dediler. `Sizin atmasına gerek yok` dedim atladım. 5 katlı olduğunu düşündüğüm yerden atladım. Ancak atladığım yer bacadan aşağıymış. Bu gelişme üzerine `Örgüt elemanı değil` diye serbest bıraktılar."
"GÖĞSÜMDE İŞKENCE İZLERİ VAR"
O günleri yapanların yargılanmasının kendisine yeteceğini ifade eden Burul, Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Burul, "3-4 gün önce savcılığa ifade verdim. Ama ona bile anlatamadım. Sağ ayak başparmağının tırnağını çektiler. Sol tarafı kırık. O günlere dair göğsümde işkence izi var. Bunlar içinde adli tıpa sevk etti. Bir iki ay içinde İstanbul’daki adli tıpa gidip işkence izleri de belirlenecek. 12 Eylül ile ilgili bir anekdot duyduğumuz zaman psikolojim bozuluyor. Psikolojik dengemiz bozuk olduğu için eşimden ayrıldım ve yalnız yaşıyorum.” şeklinde konuştu.