İŞTE İSTANBUL İŞTE PEYGAMBER SEVDASI
Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından İstanbul Yenikapı Meydanında Hak ve Adalet Peygamberi Hz. Muhammed (S.A.V)` konulu Kutlu Doğum etkinliği gerçekleştirildi. On binlerin katılımıyla gerçekleşen etkinlikte, vahdet çağrısı yapılırken, Türkiye`nin kanayan yarası Yusufîler`in durumu da unutulmadı. Allah dedikleri için ömürleri zindanda geçenler var` denildi.
Mürza Bugün- Abdulbaki Bal -İSTANBUL
İstanbul tarihi bir güne şahitlik etti. Fatih ilçesi Yenikapı Meydanında Peygamber Sevdalıları Platformu Marmara Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen ‘Hak ve Adalet Peygamberi Hz. Muhammed (S.A.V)` konulu Kutlu Doğum etkinliğinde on binler tekbir ve salavatlar eşliğinde Peygamberi andı.
On binlerce Peygamber aşığının iştirak ettiği, “Hak ve Adalet Rehberi Hz. Muhammed (sav)” temalı etkinliğin düzenlendiği Yenikapı miting alanındaki çalışmalar, sabahın erken saatlerine kadar sürerken günün ilk ışıklarıyla beraber halkın alana gruplar halinde akın ettiği görüldü. Mevlit alanında “La İlahe İllallah Muhammed Resulullah” yazılı büyük tevhid bayrakları asıldı. Salâvat ve tekbirler eşliğinde 7'den 70'e her yaştan etkinlik alanına akın eden peygamber sevdalısı, birbirinden güzel görüntüler oluşturdu. Gerçekleştirilen etkinlik münasebetiyle şehrin ana caddelerinde yoğun bir araç trafiği yaşandı. Alana gelen seyyar satıcılar ise platform görevlileri tarafından satışlarını daha rahat yapmaları ve düzenin korunması için kendilerine belirlenen noktalara yerleştirildi. Her yıl olduğu gibi bu yıl da platform tarafından, mağdur ve ihtiyaç sahipleri için alanda kermes kurularak, hem halkın hem de görevlilerin yeme-içme ihtiyaçları giderilmeye çalışıldı. Alana ayrıca Şehit Yasin Börü`nün resmi asılarak ‘Şehitlerin Yolunu Sürdüreceğiz, ‘Yolun Yolumuzdur` yazıldı.
Alan çevresine çok sayıda afiş asıldı. Asılan afişlerde ‘Peygamber Sevdalıları Müslüman Halkın Umududur`, ‘Hak ve Adalet Yalan, İftira ve Çarpıtmaların Şerrinden Sıyrılıp Adil Şahitliğin İkamesine Koşmaktır`, Ümmet Bir ve Beraber Olursa Güçlüdür`, Hak ve Adalet Bilgisizlik ve Cehaletin Karanlığından, İlim ve Hikmetin Aydınlığına Varmaktır`, ‘Ümmetin Her Cüz`ü Bir Bedenin Azaları Gibidir`, ‘Hak ve Adalet; Kin, Nefret ve Düşmanlığa Karşı İslam Kardeşliğine Sarılmaktır` gibi ifadeler yer aldı.
Aralarında HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve Genel Başkan yardımcıları da olmak üzere diğer siyasi parti temsilcileri, STK yetkilileri, âlim, aydın, yazar, kanaat önderlerinden birçok kişi İstanbul Kutlu Doğum etkinliğine iştirak etti.
Yurtdışından ise Mısır`dan İhvan-ı Müslimin Davet Sorumlusu Abdülhak Şerif, Dr. Tevekkül Mesud, Cemaati İslami yetkililerinden İslam El Ğamri, Filistin Âlimler Birliği`nden bir heyet, Hamas`tan Munir Said ve heyeti, Lübnan`dan Bilal Şaban ve heyeti, Suriye`den Şam Âlimler Birliği Başkanı Ebul xayr Şükri, İmam Ebu Hanife Medrsesi Müdürü Şeyh Rıdvan, Başakşehir İslam Akademisi Müdürü Üstad İmadüddin Reşid katıldı.
Program öncesi okunan öğle ezanının ardından meydanda saf tutan yüzlerce kişi öğle namazını cemaatle kıldı. Program Suriyeli Kurra Şeyh Zeki Aseli tarafından okunan Kur`an-ı Kerim ile başladı. Sahneye Özlem Ajans sanatçıları çıktı. Sanatçılar birbirinden güzel ezgilerle meydanda toplanan on binlerce Peygamber aşığını coşturdu.
PEYGAMBER SEVDALILARI PLATFORMUNUN KUTLU DOĞUM MESAJI
Seslendirilen ilahilerin ardından Peygamber Sevdalıları Platformu sözcülerinden Araştırmacı Yazar Mehmet Ali Gönül, Kutlu Doğum mesajını okudu.
M. Ali Gönül tarafından okunan mesajda özet olarak şu önemli vurgular yapıldı:
1- Hak ve Adalet; tüm sorun ve sıkıntıların çözümünde, Kur`an ve Sünnetin hakemliğine gitmektir.
2-Hak ve Adalet; dağınıklık ve parçalanmışlıktan kurtulup Vahdeti sağlamaktır.
3-Hak ve Adalet; ihtilaf ve çatışmaları bertaraf ederek küfür ve tuğyanın temsilcilerine umut bağlamak yerine Allah`ın ipine topyekûn sarılmaktan geçer.
4- Hak ve Adalet; çatışma, katliam ve yıkımların enkazından, sulha sığınmaktır.
5- Hak ve Adalet; yalan, iftira ve çarpıtmaların şerrinden sıyrılıp, adil şahitliğin ikamesine koşmaktır.
6- Hak ve Adalet; kin, nefret ve düşmanlıktan, İslam kardeşliğine sarılmaktır.
7- Hak ve Adalet; aldatma, oyalama ve güvensizliğin ortamından uzak durup, ahde vefanın ve doğruluğun güvenli limanına ulaşmaktır.
8- Hak ve Adalet; yoksulluk, açlık ve fakirliğin tükenmişliğinden kurtulup, dayanışma ve yardımlaşma ruhunu canlandırmaktır.
9- Hak ve Adalet; bilgisizlik ve cehaletin karanlığından, İlim ve hikmetin aydınlığına varmaktır.
10 Hak ve Adalet; beşeri sistemlerin köleliğinden kurtulup, Allah`a hakkıyla kul olmaktır.”
Kutlu doğum mesajının ardından Mevlithanlar tarafından Mevlid-i Şerif okundu.
MÜSLÜMANLARIN AZALAN MORALİNİ ARTTIRIYORSUNUZ
Siyer Vakfı Kurucu Başkanı Muhammed Emin Yıldırım bir konuşma yaptı. Yıldırım, “Âlemlerin Rabbi olan Allah`a hamd olsun. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Muhammed (a.s)`a selat ve selam olsun. Onun mübarek olan, özellikle İstanbul`u alması için emekleri olan başta Eyüp El Ensari ve bütün sahabi efendilerimize selam olsun. 14 asırdır aziz İslam`ın sancağını ilimleriyle, kanlarıyla, emekleriyle, gözyaşlarıyla o günden bugüne kadar intikal ettiren bütün şehitlerimize, şakirtlerimize, abidlerimize selam olsun. Ve bugün bu meydanı Peygamber aşkı ve sevdasıyla dolduran siz kardeşlerimize selam olsun, inşallah sonu hepimiz için şehadet olsun. Aziz kardeşlerim şu meydan kurulduğu günden bu güne kadar birçok programa ev sahipliği yapmıştır. Bugün biz burayı herhangi bir cemaat, herhangi bir vakıf için doldurmadık. Bizi buraya getiren tek şey var o da Allah Resulüne olan muhabbettir. Ondan başka hiç bir şey bizi buraya getirmedi. Aziz kardeşlerim bu sevgi, bu sevda halka halka yayılıp güzel bir mana olacak demiştim. Size bir şeyi hatırlatmak istiyorum geçen gün Diyarbakır`da konuşurken yerime geçtiğim zaman Muhammed Mursi hükümetinde yer almış Muhammed zahir de yanımda oturuyordu. Yerinde duramayıp eline tevhid bayrağı aldı ve meydana giderek sallamaya başladı, yanıma geldi ve dedi ki; wallahi Mısır`daki Rabia meydanı aklıma geldi. İşte siz busunuz, Müslümanlara moralsiniz, Müslümanların azalan moralini arttırıyorsunuz, yüreğinizdeki o aşk bambaşka bir aşka dönüşüyor. Allah`ın izni ile bu aşk bizi Mescid-i Aksa`ya götürecek. Bu aşk nerden geliyor biliyor musunuz? Bu hakikati İstanbul Meydanından söylemek istiyorum. Eğer bir hareket şehitlerin nefesiyle gidiyorsa o hareketin nefesini hiçbir güç kesemeyecektir. Bu hareketin nefesi şehitlerin nefesidir. Ben Ubeydullah`ın nefesini görüyorum, Aytaç Baran`ın, Yasin Börü`nün, Riyad`ın, Hüseyin`in nefesini görüyorum o nefes var olduğu müddetçe bir an olsun sönmeyecek ve sürecek.” dedi.
MAZLUM NEREDE BİZ ORADA ZALİM NEREDE BİZ KARŞISINDAYIZ
Tarafsızlığın olmadığını dile getiren Yıldırım, “Ben bana ne diyemem. Tarafsızlık diye bir şey yok. Biz hakkın tarafıyız. Sonuna kadar tarafımız haktır ve sonuna kadar da hayrın yolunda oluruz. Adalet ve hak neyi gerektiriyorsa onu yaparız. Mazlum nerede biz orada zalim nerede biz karşısındayız. Kim olursa olsun zalime karşı mazlumdan yana bir tavır almalıdır. Öyleyse biz bundan başka bir şey aramayacağız Dünya`nın neresinden olursa olsun mazlumun yanında yer alacağız hakkın ve adaletin temsilcisi olacağız. Allah gücümüzü kuvvetimizi artırsın. Aziz kardeşlerim şu meydanı dolduran kardeşlerimize bir şey söylemek istiyorum. Bu cemaatin büyük kısmı ümmetin yetimi olan Kürtlerden oluşuyor, Türkler de var Araplar da var. Ama çoğunluğunun Kürt olduğunu zannediyorum. Ümmetin yetimleriydiler. Görmedikleri eziyet kalmadı. Yetimler yetimlerin derdinden daha iyi anlar.” Şeklinde konuştu.
HER FİRAVUNA BİR MUSA YETER. BİNLERCE MUSA BURADA
“Bütün zalimler buradan sesimizi duysun.” Diyen Yıldırım, “Her firavuna bir Musa yeter. Binlerce Musa burada. Musa`nın yolundan yürüyenler var. Bütün zalimlerin tahtları başlarına yıkılacak. En kısa zamanda mazlumlar gülecek, zalimler ağlayacak. Aziz kardeşlerim adalet adına birkaç cümle söyleyip sözlerimi bitirmek istiyorum. Adalet dediğimiz şey namaz gibi farz olan bir yükümlülüktür. Adaletin ikamesi her türlü aşırılıktan uzaklaşacak vasat ümmetin sorumluluğu ve gereğidir. Hakka ve hukuka kılı kırk yararcasına uyacağız. Sevdiğimiz insanların aleyhine bile olsa, Anne-Babamızın aleyhine bile olsa hak ve adalet neyi gerektiriyorsa onu yapmaktır. Eşitlik adalet değildir, olamaz, bazen farkında olmadan eşitlik adına zulüm etmiş oluruz. Adalet, aslana et, ineğe ot atmaktır, hakkaniyet bu olduğu için bunu yerine getirmektir. Son olarak adaletin ikamesi zor bir iştir. Hakkın ikamesi demek Batılın bitişidir. Her ne olursa olsun hakkın ikamesi için çalışan, gayret eden ve bu manada ortaya bir şey koyan, Allah`ın rızasını kazanır inşallah. Her daim hakkın yanında, zalimin karşısında yer alacağız. Zalimi asla sevemeyiz alkışlayamayız. Zalim bizdense biz bizden değiliz, Peygambere iman ettik ne dediyse kabul ettik ve dediklerini yerine getirmeye iman ettik. Sevdamız Muhammedi sevda olacak aşkımız Muhammedi aşk olacak. Son bir nefes dahi olsa onun yolunda vereceğiz.” İfadelerini kullandı.
KORKMAYAN YOL ALIR, YOL ALAN MENZİLE ULAŞIR.
Yıldırım son olarak şunları söyledi; “Korkmayan yol alır, yol alan menzile ulaşır. Allah`ın sattığı şey çok pahalıdır. Allah`ın sattığı şey cennettir. Allah mallarımız ve canlarımız karşısında bizi cennete davet ediyor. Mallarımızı ve canlarımızı feda etmemizi istiyor. Feda etmek ve feda olacakları yetiştirmek şiarımız olsun. Nasıl burada toplandıysak, Allah bize Resulünün sancağının altında toplanmayı nasip etsin.”
TARİHTEKİ ŞEREF SAYFALARINA BİR SAYFA DAHA EKLEDİN İSTANBUL
Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Göktaş 15 Temmuz`a değinerek, “Tarihteki şeref sayfalarına bir sayfa daha ekledin İstanbul. 29 Mayıs 1453`tü şimdi onun yanına muhteşem bir direnişin tarihi olan 15 Temmuz`u ekledin. Şehitler verdik mübarek olsun. İstanbul`un fethi kadar gerçekten önemli bir olaydır. Siyonistlerin, emperyalistlerin ihanet planları vardı. Eğer İstanbul direnmeseydi, Anadolu direnmeseydi, Diyarbakır sokaklara çıkmasaydı, Allah korusun şu anda bu ülke hainlerin maşalarının eliyle emperyalizme teslim edilmişti. Ve bundan dolayı gerçekten bir daha aziz İstanbul`u tebrik ediyoruz. İstanbul`un yeniden bir daha tarih yazdığına inanıyoruz ve bu tarih yazılırken Muhammedi sevdayla karışıp yazıldığına inanıyoruz. Biz inanıyoruz ki gecesi yurdun dört bir tarafında burada bir ay direniş cephesinde hepsi aynı zamanda Muhammed (as)`ın aşkıyla sevdasıyla yolu olan insanlardır. Onun için muhterem kardeşlerim bizler peygamber sevdalıları olarak Peygamberi camilerden evlerden caddelere çıkarmaya çalışarak hayatın ta orta yerine Muhammed (as) mührünü basmak için onun getirdiği hayat nizamını evlerimize okullarımıza kampüslerimize çarşılarımıza genel kurullarımıza Onun hayatını Onun ümmetine taşımak için çırpınıyoruz. Birileri bundan rahatsız oldular tekrar camiye sokmak istediler çünkü Muhammed (as) meydanlarda görmek istemiyorlar, çarşılarda görmek istemiyorlar, okullarda görmek istemiyorlar. Hayatın içinde görmek istemiyorlar ve onun için bahaneler arıyorlar. Muhammedi sevda öyle bir sevda ki gerçekten şunu gördük ki demek ki bu milletin bu ülkenin yegane çimentosu Muhammed (as)`dır. Bu milleti bu ülke bu coğrafyayı birbirine yapıştıran bir tek güç vardır o da Peygamber sevdasıdır. Peygamber sevdası örtülmüştü, evlerde saklanıyordu, camilerde saklanıyordu ama Allah`ın izni ile artık meydanlara indi. Sadece meydanlara değil okullara, kitaplara inecek, ekranlara inecek. İnecek te inecek. Hayatın her yerinde herkes Muhammed (as) ile karşılaşacak bunun önüne kimse geçemeyecek” dedi.
ZULME RIZA GÖSTERMEYEN BİR PEYGAMBERİN ÜMMETİYİZ
“Dünya kuruldu kuruları insanlık adalete böylesine muhtaç olmamıştı.” şeklinde konuşan Göktaş, “ Adalet beklentisi olan yedi milyar, dünya, gözünü kuvvetlilere dikmiş, güçlülere dikmiş adalet diye yalvarıyor adalete öylesine susamıştır. Onun için Allah Resulünün bu yönünü ortaya çıkarmak istiyoruz onun için bunu konuşuyoruz, bunu yazıyoruz. Çünkü hakkı ve adaleti alabilmek için haksızlık nedir zülüm nedir çarpıklık nedir bilen birisi olması lazım. Dikkat edin, Allah Teâla onu öyle söylemiş ki yani dünyaya adalet getirecek olan Peygamberi seçerken öyle seçerken yetim olacak öksüz olacak kuru ekmek yiyen biri olacak, dedesi olmayacak, annesine doymamış olacak ta çocukluktan beri tepeden tırnağa kadar yaşamış biri olacak anca böyle biri adaleti getirir öksüzleri O bilir yetimleri O bilir. Allah Ona ‘Biz seni yetim olarak seçmedik mi fakir olarak seçmedik mi o halde sakın ha yetimlere sert davranma garibanlara sahip çık` demiştir. Onun için Allah Teâla son peygamberini adalet ve hak peygamberini seçerken saraylardan seçebilirdi zenginlerden seçebilirdi ama onlar sizin halinizi anlayamazdı. Göbekliler, boynu kalınlar, açlık yokluk nedir bilmeyenler, öksüzlüğü bilmeyenler yeryüzüne adalet getirebilirler mi? Evet onun için Allah Teâla baştan böyle seçmişti ama Ona bir şey vermemişti hem de o ilk gün Ona bir şey demişti kella innel insana ayeti ey resulüm ey haksızlıklara dayanamayan resulüm zulme tahammül edemeyen resulüm bu dünyanın böyle zulmün böyle devam etmesinin sebebi nedir biliyor musun güç ve kuvvet imansızların insafsızların vicdansızların eline geçtiği an dünyada zulüm vardır onun için bu tersine çevrilmelidir.” İfadelerini kullandı.
AVRUPA ZULÜMDEN BAŞKA NE YAYDI
Göktaş, “Yani güç ve kuvvet merhametlilerin elinde olmalıdır imanlıların elinde olmalıdır. Bu bir formüldür. Dünyada güç ve kuvvet ne zaman imansızların eline geçti cehenneme döndü dünya. Güç ve kuvvet imansızlara insafsızlara verildiği zaman dünya şirazeden çıkıyor. Buradan Avrupa`ya bir sözüm var ama batı aynen böyle olmuştur kendisine verilen güç ve kuvvet ile insanlara adalet dağıtması gerekirken, zalimlik yaptılar. Firavunluk yaptılar nereye gittilerse anaları ağlattılar, Afrika`ya, Uzakdoğu`ya, Asya`ya kırbaçtan başka ne götürdün kâfir, zalim, vicdansız Avrupa söyle. Nereye ne götürdün, dünyanın neresine gittiysen zulümden başka ne götürdün. Rabbimiz bizden güçlü olmamızı istiyor niye çünkü adalet güçle verilir. Sadece merhamet varsa ağlamaktan başka bir şey yapamazsınız. Bir şey yapabilmeniz için gücünüz olması lazım. Bunu hiçbir zaman unutmayın. Adalet bugün gelmişse demir yumruktan gelmiştir.” Şeklinde konuştu.
DÜNYANIN DÖRT BİR YANINA ADALET DAĞITMAYA GAYRET EDİYORUZ
“Elhamdülillah yavaş yavaş Müslümanlar güçlenmeye başladı ve Allah`ın izni ile biz gösterdik dünyaya bak ey dünya eğer bu ülke biraz güçlü olursa ne yapacağımızı görüyorsunuz değil mi?” diye konuşan Göktaş, “ Afrika`ya, Asya`ya koşuyoruz dünyanın dört bir yanına adalet dağıtmak için koşuyoruz ve biz dünyanın bütün mazlumlarına adaleti götüreceğiz. Müşrikler istemese de kâfirler istemese de Allah nurunu tamamlayacak. Unutmayın bu da güç ve kuvvetle olur. Allah`ın size verdiği güç ve kuvveti tamamına erdirecektir ve Allah`ın izni ile bu ümmet yine dünyanın dört bir tarafına adalet yayacaktır. Ama özellikle bu ülkeye bir çift sözüm var madem dünyanın dört bir tarafına adalet götürmek için uğraşıyorsun bir çift sözüm var. Dışarı çıkarken evinin için de unutma, gözün arkada olmasın, kendi evinin içinde ezilenler varsa haksız yere Allah dedikleri için ömürleri zindanda geçenler var. Bu ülkedeki söz sahibi yöneticilere söylüyorum ama dışarı çıkmadan içeriye evinize bir bakın. Allah`ın Teâla Muhammedî sevdayı sadece senede bir gün değil en önemli kararların alındığı oturumlarda Muhammedî zihniyeti yerleştirmeyi nasip eylesin.” şeklinde konuştu.
Peygamber Sevdalıları Platformu Marmara Koordinatörü Cengiz Kurtaran
İSTANBUL BÜYÜK BİR FİNAL OLDU
Peygamber Sevdalıları Platformu Marmara Koordinatörü Cengiz Kurtaran ise “Peygamber Sevdalıları Platformunun aylarca süren çalışmalarının ve 300`den fazla yapmış oldukları Kutlu Doğum etkinliklerinin finalini İstanbul`da yapmış bulunmaktayız. Bugün burada aziz İstanbul, Peygamber Sevdasını, Resululah`a (Sav) sevgi ve özlemi salavatlarla haykırdı. Davetimize icabet eden herkese teşekkür ederiz.” dedi.