• DOLAR 34.655
  • EURO 36.429
  • ALTIN 2951.435
  • ...
Emperyalizmin taşeronları `Kutlu Doğum`u hazmedemedi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından Diyarbakır'da düzenlenen ve farklı illerden de katılımın olduğu Kutlu Doğum etkinliğinin yankıları devam ediyor.

Türkiye gündeminin ilk sıralarında yer edinen etkinlik sonrası sol-sosyalist basının hazımsızlığı da dikkatlerden kaçmadı.

Başta Suriye olmak üzere İslam coğrafyasında emperyalizmin başat aktörü olan ABD ve Avrupa'nın sahadaki tetikçiliğini yapan köhnemiş ideolojinin basın birimleri Kutlu Doğum üzerinden İslam düşmanlıklarını tekrar izhar ettikleri görüldü.

Sapkın programlar ve LGBTİ gibi oluşumlar eliyle toplumu, nesli ahlaki olarak çökerten malum ideolojinin kalemleri ve dilleri ile İslami olan programlara karşı tutundukları tavır, Müslüman Türkiye halkı tarafından da tepkiyle karşılandı. Yapılan yayınlarla ilgili özellikle sosyal medya kullanıcıları tepkilerini yazdıkları mesajlarla ifade ettiler. 

Diyarbakır'da düzenlenen "Hak ve Adalet Rehberi Hz. Muhammed" temalı Kutlu doğum etkinliğinde verilen mesajı görmeyip içlerindeki İslam ve Müslüman karşıtlığını dışa vuran sosyalist basın, tüm bileşenleriyle hep bir ağızdan "gerici miting" değerlendirmeleri yapmaları elbette ki bugüne has olan bir tutum da değil. Daha önceki yıllarda da Peygamber Sevdalıları Platformu başta olmak üzere farklı İslami kuruluşların toplu ihya ve ıslah çalışmalarını hedef almış, hakaretlerde bulunmuşlardı.  

Kalemleriyle antiemperyalist naralar atan, fiiliyatlarıyla sömürgecilere göbekten bağlı olduklarını gösterenlerin çelişkileri ortadayken, Diyarbakır'daki Kutlu Doğum etkinliğinde tüm insanlığa verilen mesajı görmeleri elbette ki beklenir bir durum değil.

Sol- sosyalist basın; "Zalimden hak ve adalet beklemenin zillet olduğu", "ihtilafların, parçalanmışlığın sebebi olduğu", "hiçbir ırk, mezhep ve meşrep farkı gözetmeksizin birlikteliğin sağlanması gerektiği", adaleti ikame etmek için zulme karşı 'çelikten bir duvar gibi' yekvücut olunması gerektiği", "silahın ve çatışmanın sulh ve barışı engellediği", "yalan, iftira ve yanlış haberlerin çatışma ve şiddetin önemli sebebi olduğu", "bir kavme olan düşmanlığın hiç kimseyi asla adaletsizliğe sevk etmemesi gerektiği", "yoksulluk, açlık ve fakirliğin tükenmişliğinden kurtulmanın, dayanışma ve yardımlaşma ruhunu canlandırmaktan geçtiği" mesajının verildiği ve yüzbinlerin katılım gösterdiği bir programı hakir görücü, hicvedici bir tutum sergilemesi, aslında kimlere angaje oldukları hususunda da ipuçları veriyor.

Türkiye'de, hele hele Kürdistan'da İslami hiçbir renge, nefese, söze tahammül göstermeyen ABD, Avrupa ve İsrail'in gösterdiği tavır ile söz konusu sol kliklerin takındığı İslam düşmanlığı arasında hiçbir fark görülmemesi de bugüne has olan bir durum değil.

Emperyalizm, sömürge ağını genişletmek için konvansiyonel silahlarla işgaller yaparken, onların taşeronluğunu yapan yerli işbirlikçilerin kendi topraklarındaki gençlerin zihinlerini çalarak işgalcilere hizmetkâr yaptıkları bilinen bir gerçekken; toplumu, aileyi, gençliği, nesli kurtarmak, öze dönüşlerini sağlamak adına yapılan çalışmaları hedef almaları da yine beklenmeyen bir tutum değil. (M. Salih Keskin – İLKHA)


 

Bu haberler de ilginizi çekebilir