• DOLAR 32.567
  • EURO 34.98
  • ALTIN 2448.287
  • ...
ŞİFANIN KAYNAĞI
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

ŞİFANIN KAYNAĞI

Osmanlı İstanbul'unda nefesinin kuvvetiyle meşhur bir Cerrâhî şeyhi varmış. Bir gece şeyh efendi bir akşam yemeğine davet edilmiş. Davetlilerden biri Osmanlı'nın Tababet Nâzırı (Sağlık Bakanı) imiş ve bu zat tıp eğitimini Paris'te almış.

Nâzır, kendi Batı eğilimli tahsiliyle pek iftihar eder ve şeyh efendi gibi “eski kafalı” Müslümanları hakir görürmüş.

O akşam davet sahibinin kızı sara nöbeti geçirmiş ve adamcağız şeyh efendiden kızını okumasını niyaz etmiş. Şeyh efendi kıza nefes edince kızda hemen rahatlama emareleri görülmüş.

Nâzır bu hale pek bozulmuş; “Bırakın efendim böyle bâtıl işleri! Modern Batı tıbbı var artık. Eski kafalardan çıkma böyle saçmalıklar bizi geri bırakıyor. Modern dünyada yaşıyoruz. Böyle üfürükçülükle birbirini iyileştirmek safsatası yerine artık doğru dürüst ilaçlar var…” gibilerinden çıkışmış. Şeyh efendi nâzıra dönerek, “Böyle anlayışsız davarları nâzır yaptıklarını bilmiyordum!” demiş.

Nâzırın rengi kül gibi atmış sonra da öfkeden kızarmış. Şeyh efendi devamla, “Böyle sefihlerin, ahmakların devlet-i âlîmize hizmet etmesine nasıl müsaade edilir!” demiş. Nâzırın öfkeden nefes alış veriş dengesi bozulmuş.

Tam o sırada şeyh efendi tavrını yüz seksen derece değiştirerek, “Evlâdım, nasıl da müteessir oldunuz hemen. Şöyle biraz istirahat buyurun da kendinize gelin. Böyle öfkelenmek sıhhatinize hiç iyi gelmez” demiş.

Nâzırın nutku tutulmuş. Efendi hazretleri devam etmiş. “Evlâdım gördünüz mü, ölümlü bir âdemin sözleri sizi nasıl etkiledi. Tansiyonunuz fırladı. Kalbinizde çarpıntı oldu. Bir beşerin birkaç kaba sözü sizi böylesine etkilediyse ölümsüz olan Allah'ın Ebedî Kelâm'ından ayetlerin etkisi nasıl olmaz?”

Bu haberler de ilginizi çekebilir