Kimyasal Vahşete TEPKİ VAR YAPTIRIM YOK
Baas rejiminin İdlib`e yönelik düzenlediği kimyasal saldırı sonrası Türkiye başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesi açıklamalarda bulunarak katliamı kınadı. Ancak kimyasal vahşet sonrası cılız açıklamalar tepki var, yaptırım yok` yorumlarına neden oldu. Kamuoyu, kimyasal kullanılarak çocukların, sivillerin katledildiğine dair bulguların tespit edilmesine rağmen Baas rejimine yönelik bir yaptırımın olmamasını hayret ve üzüntü içinde izliyor.
M. ERKAN YAVUZ- DOĞRUHABER
Önceki gün Baas rejimi tarafından İdlib`e yönelik gerçekleştirilen kimyasal saldırı sonrası çoğu çocuk ve kadın olmak üzere en az 100 kişi hayatını kaybetmiş, yayılan gazdan yaklaşık 500 kişi de olumsuz etkilenmişti. Tüm dünyada katliama tepkiler gelirken bu vahşete yönelik etkili bir yaptırımın olmaması da düşündürücü bulundu. Sınır bölgesinde bulunan yerel kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre yaralı olarak getirilenlerin kimyasaldan etkilendiği netlik kazandı.
RUSYA`DAN KÜSTAH AÇIKLAMA
Baas rejiminin sivillere yönelik kimyasal silah kullandığı gerçeğini; görüntüler, yerel kaynaklar, uluslararası kuruluş ve ülkelerin teyid etmesine karşılık Rus Savunma Bakanlığı`nın küstah açıklamaları bu kadar da olmaz dedirtti.
Rusya, İdlib`deki olayın muhaliflere ait kimyasal silah deposunun Suriye ordusuna ait uçaklar tarafından bombalanması sonucu gerçekleştiğini iddia etti. Muhaliflerin elinde hava aracının olmaması ve de bugüne kadar muhalifler tarafından böyle bir saldırının gerçekleştirilmemiş olması Rusya`nın yaptığı açıklamaların ne kadar yersiz ve mesnetsiz olduğunu da ortaya koyuyor. Bu açıklamayla da yetinmeyen Rusya tüm dünyaya küstah bir şekilde meydan okurcasına katil Esad`ın arkasında durmaya devam edeceğini de deklare etti.
DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ: İDLİB'DE SİNİR GAZI KULLANILDIĞINI GÖSTEREN BULGULAR VAR
Dünya Sağlık Örgütünden (DSÖ) yapılan yazılı açıklamada, Suriye'nin İdlib kentinde aralarında çocukların da bulunduğu 70'i aşkın kişinin ölmesine yol açan ve yüzlerce kişiyi etkileyen saldırıda yüksek düzeyde zehirli kimyasal kullanıldığına yönelik raporlar nedeniyle örgütün alarm durumunda oluğu bildirildi. DSÖ, bu son saldırının, 2013 yılında Suriye'nin Guta şehrindeki saldırıdan sonra en dehşet verici kimyasal saldırı olduğunu belirtti. Açıklamada, İdlib'de dün sabah da yüksek düzeyde kimyasal silah kullanıldığının rapor edildiği ve bölgedeki hastanelerin kapasitesinin sınırlı olduğu kaydedildi. Örgüt, hastanelerin saldırılar nedeniyle faaliyetlerine devam edemediğini ve hastaların Türkiye'ye gönderildiğini de açıkladı. İdlib'deki kimyasal silah saldırısı sonrasında yaşanan ölümleri akut solunum yetersizliğine bağlayan açıklamada, "Bazı vakaların, sinir gazı içeren organik fosfora maruz kaldığını gösteren bulgular var." ifadesi kullanıldı.
'KİMYASAL SALDIRI BULGULARI MEVCUT'
İdlib`deki saldırı hakkında Suriye rejimini suçlayan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, “Bir kimyasal saldırı olduğuna dair bizde bulgular mevcut. Bu bulguları dokümante ederek Dünya Sağlık Örgütüne de gönderiyoruz. İnsanlığın bu meseleye duyarsız kalmaması lazım” dedi. Suriye'de yaşananlara sessiz kalınmaması gerektiğini vurgulayan Sağlık Bakanı Akdağ, "Dünyanın bütün güçlü ülkelerinin artık bu gidişe bir 'dur' demesi gerekiyor. Zalim bir rejimin, zalimce çoluk çocuk demeden, genç yaşlı demeden, hamile hasta demeden insanların üstüne bombalar yağdırması, hele hele kimyasal bombalarla saldırması insanlık dışı bir vahşet. Bu vahşete sebep olanları şiddetle lanetliyorum. Mübarek aylardayız, Cenab-ı Hakk, onların cezasını versin" diye konuştu.
BAKAN AÇIKLADI: ASTANA SÜRECİ SONA EREBİLİR!
Başbakan Yardımcı Veysi Kaynak, Esed rejiminin kimyasal silah saldırısının Astana sürecini sona erdirebileceğini açıkladı. Başbakan Yardımcı Veysi Kaynak, Esed rejiminin kimyasal silah saldırısının, Suriye'de çözüme darbe vurduğunu vurgulayarak şunları söyledi; "Maalesef büyük devletlerin duyarsız kaldığı, çözüm için gayret sarf etmediği bir hadise. Tabii bunun en önemli olumsuz neticesi de şu olabilir: Astana'da başlayan, muhalefetle Suriye rejiminin dolaylı olarak bir masa etrafında olduğu ve orada kalıcı barışın, en azından ateşkesi kalıcı ve derinleştirici çalışmaların da maalesef sonunu getirebilir."
Öte yandan katliamla ilgili olarak Türkiye`nin diğer iki garantör ülke Rusya ve İran nezdinde ateşkesi koruma konusunda girişimler başlattığı belirtildi.
KİMYASAL VAHŞETE TEPKİ VAR, YAPTIRIM YOK
Bir önceki gün Esad rejiminin İdlib`e bağlı Han Şeyhun kasabasına yönelik saldırıya tepkiler gecikmedi, ancak gelen tepkiler doğrultusunda herhangi bir yaptırım için harekete geçilmemesi yine hayal kırıklığına sebep oldu.
İşte tepki verenler ve verdikleri mesajlar:
KATAR
Katar resmi haber ajansı QNA'da yer alan habere göre, İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, saldırının en sert şekilde kınandığı kaydedildi. Saldırıyla ilgili uluslararası soruşturma açılması talebinde bulunulan açıklamada, Suriye halkının korunması için acilen gereken tedbirlerin alınması istendi. Açıklamada, "Katar, Suriye'de insanlığa karşı suç işleyen tüm sorumluların adalete teslim edilmesini ve cezalarını muhakkak çekmelerini istiyor." ifadelerine yer verildi.
FİLİSTİN
Filistin Âlimler Birliği tarafından yapılan açıklamada da İdlib'de düzenlenen saldırı kınanarak, "Suriye'deki kardeş halkımıza yönelik devam eden suç zincirlerinden korkunç bir katliamla daha karşı karşıyayız." ifadelerine yer verildi. Açıklamada, "Suriye rejimi, uluslararası kılıf altında, Arap ve İslam dünyasının sessizliğinde bu katliamı yapıyor. Bu tüm insanlığın alnında kara bir lekedir." İfadesi kullanıldı.
HAMAS
Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, "İdlib'in Han Şeyhun beldesindeki katliam ve bölge sakinlerine yönelik kimyasal silah saldırısı başta olmak üzere Suriye halkını hedef alan toplu katliamı kınıyoruz." ifadesi kullanıldı.
İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI (İİT)
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), genel merkezinden yapılan ve Genel Sekreter Yusuf bin Useymi'nin imzasını taşıyan yazılı açıklamada, Suriye'nin İdlib kentinde düzenlenen kimyasal silah saldırısı şiddetle kınandı. Suriye halkının korunması ve akan kanın acilen durdurulması için uluslararası kamuoyuna çağrıda bulunulan açıklamada, "Masum sivil insanların, kitle imha silahları ve uluslararası kanunlarla yasaklanmış silahlarla öldürülmesi, yaşanan saldırıları savaş suçu düzeyine çıkardı" denildi.
ARAP BİRLİĞİ GENEL SEKRETERİ
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, yaptığı yazılı açıklamada, saldırıya ilişkin görüntüler ve haberler karşısında büyük bir üzüntü ve rahatsızlık duyduğunu bildirdi. Yasaklı yollarla sivillerin hedef alınmasının büyük bir suç ve barbarca bir eylem olduğuna dikkati çekerek bu faciaya neden olanların bedelini ödeyeceğini belirten Ebu Gayt, "Bunların cezasının uluslararası insan hakları hukuku ve uluslararası hukuk gereği, uluslararası toplum tarafından verilmesi gerekir." ifadesini kullandı.
BM: SURİYE'DE SAVAŞ SUÇLARI DEVAM EDİYOR
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, "Dehşet verici olaylar, ne yazık ki Suriye'de savaş suçlarının devam ettiğini ve uluslararası hukukun sık sık ihlal edildiğini gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu. Guterres, BM Güvenlik Konseyinin sorumluluklarını yerine getireceğinden emin olduğunu ifade etti.
AB DIŞ İLİŞKİLER TEMSİLCİSİ
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Suriye'deki kimyasal saldırıda asıl sorumluluğun Esed rejiminde olduğunu söyledi. Mogherini, gazetecilere yaptığı açıklamada, İdlib'deki rejim saldırısına ilişkin haberlerin korkunç olduğunu belirtti. Saldırının, herhangi bir savaştaki başlıca önceliğin çatışmaları durdurmak olduğunu dramatik bir şekilde yeniden hatırlattığını kaydeden Mogherini, "Açıkça, asıl sorumluluk rejimde. Çünkü rejimin sorumluluğu, kendi halkına saldırmak değil onları korumaktır." dedi.
ALMANYA
Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Almanya Başbakanı Merkel'in Suriye'de yapılan kimyasal silahlı saldırıya ilişkin ifadesini yayınladı. Açıklamada Almanya Şansölyesi, ''Açıkça belli olan kimyasal silahlı saldırıyı sert bir şekilde kınıyorum. Bu tür savaş suçları cezalandırılmalı'' ifadesini kullandı.
İSVEÇ
İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström, İsveç devlet radyosu SR'ye yaptığı açıklamada, korkunç saldırıyı kınadığını belirterek, ''Bize düşen sorumluluk, bu korkunç saldırının arkasındakilerini cezalandırmak. Şimdiye kadar sivil halka yapılan bu kimyasal saldırıların arkasında Esed rejimi çıktı. Bu saldırıda da oklar Esed rejimini gösteriyor. Bu konunun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) acil ele alınması lazım'' şeklinde konuştu.
İNGİLTERE
İngiltere Başbakanı Theresa May, Suriye'de yaşanan kimyasal saldırıyla ilgili İngiliz basınına açıklama yaptı."İdlib`in güneyindeki bir kasabada iddiaya göre Suriye rejimi tarafından kimyasal silah kullanıldığı haberleriyle dehşete düştüm." ifadesini kullanan May, "Kimyasal silah kullanımını her koşulda kınıyoruz. Eğer kanıtlanırsa bu Suriye rejiminin barbarlığının yeni bir kanıtı olacak." dedi.
FRANSA
Fransa Dışişleri Bakanı Jean Marc-Ayrault, RTL radyo kanalına yaptığı açıklamada, "Bu bir sınav. Bu yüzden Fransa, özellikle ABD`ye, tavrını açıklığa kavuşturması için yaptığı çağrıları artırıyor. "dedi. Yaptığı açıklamada doğrudan yeni ABD yönetimini hedef alan Ayrault, "Onlara bizim, ne tür tavır alacaklarını görmek istediğimizi söyledim. Alacakları tavrı bilmemiz için, Suriye`de seçimler ve Esed`in iktidardan ayrılışını da içerecek bir siyasi geçiş dönemini ve bu sürecin sonunu destekleyip desteklemedikleri sorusunu yöneltmek gerekiyordu. Bu sorulara ilişkin yanıtı, ABD Dışişleri Rex Tillerson`dan alamadım." ifadesini kullandı.
BOSNA HERSEK
Bosna'daki savaşta (1992-1995) çocuklarını kaybeden ebeveynlerin kurduğu Kuşatma Altındaki Saraybosna'da Öldürülen Çocukların Aileleri Derneği Başkanı Fikret Grabovica, Esed rejiminin İdlib'in Han Şeyhun beldesine bu sabah düzenlediği kimyasal saldırıya ilişkin, "Suriye'de yaşananlar, acılarımızı tazeliyor. Bunu kelimelerle anlatmak çok zor." dedi.
KAZAKİSTAN
Kazakistan Dışişleri Bakanı Kayrat Abdrahmanov, Esed rejiminin İdlib kentindeki kimyasal silah saldırısına tepki gösterdi. Kazakistan olarak bu saldırıları kınadıklarını bildiren Abdrahmanov, "Kazakistan sorumluluk ve ağırlığı hissediyor. Bu tür maddelerin kullanılması sonucunda nelerin beklendiğinin farkındayız." dedi.
KANADA
Kanada, Esed rejiminin İdlib'de gerçekleştirdiği kimyasal silah saldırısını kınadı. Kanada Dışişleri Bakanlığından, Bakan Chrystia Freeland adına yazılı bir açıklama yapıldı.
Suriye'de kimyasal saldırının ardından göç başladı
İDLİB - Suriye'nin İdlib ilinin Han Şeyhun beldesinde, Beşşar Esed rejiminin kimyasal silah saldırısının ardından belde merkezindeki halk bölgeden uzaklaşmaya çalışıyor.
On binlerce kişinin yaşadığı beldede, merkezde bulunan siviller, bölgenin kimyasal silah gazlarıyla kirlenmesi ve yeni zehirlenme tehlikesine karşı evlerini terk ediyor.
Aileler, ilk etapta Han Şeyhun'un çevresinde akrabalarının yaşadığı köylere yöneldi.
Diğer yandan çok sayıda aile muhaliflerin kontrolündeki İdlib'in daha güvenli ilçe ve beldelerine göç ediyor. Onlarca aile de Han Şeyhun'a yaklaşık 70 kilometre uzaklıkta, Suriye-Türkiye sınırındaki Atme kampına geldi.
Han Şeyhun Yerel Meclisi Başkan Yardımcısı Hişam Nicem 2014'te yaptıkları nüfus sayımına göre, beldede 37 bini merkezde olmak üzere toplam 51 bin kişinin yaşadığını belirtti.