• DOLAR 32.53
  • EURO 34.977
  • ALTIN 2436.363
  • ...
`İslam güçlendikçe Avrupa korkuyor`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri ve Avrupa Fetva ve Araştırma Konseyi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ali Muhyiddin Karadaği, geçtiğimiz hafta Bağcılar Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen İslam Alimleri Buluşması için İstanbul'daydı. Avrupa'da ve Amerika'da gün geçtikçe yükselen İslam düşmanlığı ve ırkçılık için Müslümanları birlik olmaya çağıran Karadaği, Batı değerlerini bırakıp gerçek İslam'a dönmemiz gerektiğini söylüyor. Türkiye'nin son 15 yılda İslami nesiller yetiştirme konusunda önemli bir yere geldiğini belirten Karadaği, "İslam'ın güçlenmesinden rahatsız olan odaklar, Türkiye'nin başarı elde etmesini istemiyor. Avrupa, bu yüzden Erdoğan'ı düşman ilan etti. Bölgemizin en iyi lideri Erdoğan. Bu yüzden Türklere tavsiyem Allah'a tevekkül edin ve sadece önünüze bakın. Bunları ancak bu şekilde yenebiliriz" diyor.

İlk olarak geçtiğimiz haftalarda Londra'da düzenlenen terör saldırısını Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri olarak siz de kınadınız ve bir mesaj paylaştınız. Avrupa'da hızla yayılan İslam düşmanlığı hakkında neler söylemek istersiniz?

Bizler tüm bu ırkçılığa ve İslam düşmanlığına karşı Müslüman haklarını, güvenliğini ve selametini daha çok savunmalıyız. Her iki görevimde de Avrupa'da büyüyen aşırı sağcılık hareketlerinin ne kadar tehlikeli olduğuna dair toplantılar düzenledik ve kınama açıklamaları yaptık. Fransa, Almanya ve Hollanda'ya hazırladığımız raporları gönderdik. Ben tüm bunların karşısında kendi mücadelemi vereceğim ve asla susmayacağım.

TÜM DÜNYA BEDEL ÖDÜYOR

Peki Avrupa ve Amerika'da yayılan bu ırkçılık ve İslam düşmanlığı sadece Müslümanlara mı zarar veriyor?

Hayır. Zaten hazırladığımız raporda tüm bunların hem Avrupa'ya hem de bize zarar vereceğinden bahsettik. Bu aşırı sağcılıktan dolayı özellikle artan faşizm ve Nazizim hareketleri sonucu dünya iki büyük savaşa sevk edildi. Bu savaşların bedelini ilk önce Avrupa ödedi. Onunla birlikte şu anda terörizm adıyla ve bahanesiyle sürdürülen ırkçılık sadece Avrupa'yı değil, tüm dünyayı yıkacak kadar tehlikeli bir hal aldı. Fakat tüm bunları iktidara ulaşmak için yapıyorlar. Vurgulamak istediğim bir şey var ki Avrupa, düne kadar insan haklarını savunan bir millet olduğunu iddia ederdi. Ama öyle olmadıkları artık açıkça ortada.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından hazırlanan 2016 yılı İslamofobi Raporu'na göre Avrupa ve Amerika'daki camilere haftada en az iki kez saldırı düzenleniyor. İslamofobik olayların en az yaşandığı Kanada'da bile geçtiğimiz Ocak ayında bir camiye yapılan saldırıda namaz kılan 6 kişi öldürülmüştü. Camilerin korunmasına yönelik bir çalışmanız olacak mı?

Üzülerek şunu ifade etmeliyim ki, bazı Avrupa ülkelerinde ve özellikle halkın bir kısmında aşırı sağcılık düşünceleri hakim. Bunlar ne yazık ki Müslümanlara karşı kin ve nefret duygusu barındırıyorlar. Bu nedenle pek çok camimizi, mescidimizi yakıp yıktılar. Camilerimiz hala hedefte. Biz Müslüman Alimler Birliği olarak ilgili ülkelerin devlet büyüklerine kınama mesajlarımızı ilettik ve gereğini yapmaya davet ettik. Ayrıca en son Avrupa Mahkemesi'nde başörtüsünü yasaklayan kararı da kabul etmeyeceğimizi söyledik ve Batı'nın kendi değerlerini çürüttüğünü dile getirdik.

BATIDAN BESLENDİĞİMİZ İÇİN BİRLİK OLAMIYORUZ

Müslümanlara yönelik oluşturulan 'terörist' algısı günümüzde hala devam ediyor. Bu algıyı nasıl yıkabiliriz?

11 Eylül'den sonra Müslümanlar çok zarar gördü. Kaldıkları ülkede bir türlü rahat yaşayamadı. Herkes Müslümanlardan korkmaya ve şüphelenmeye başladı. Dinimiz, terörizmle anıldı. Ama İslam adına insanları öldüren ve onlara zulm eden Daeş, El Kaide gibi terör örgütlerinin içinde yabancı istihbaratçılar olduğunu biliyoruz ve tüm bunlar onların işi. Daeş'in içindekiler insan değil ve yaptıklarının İslam'la alakası yok. Tek dertleri İslam'a zarar vermek. İslam, barış ve rahmet dinidir. Bunu tüm dünyaya duyurmamız lazım.

Geçmişten bugüne Müslümanların bir türlü birlikte hareket edemediği, ortak bir ses olamadığı yönünde eleştiriler yapılıyor. Gerçek anlamda bir Müslüman birliği neden sağlanamıyor?

Yüz elli sene önce yabancılar hem Arap hem de İslam dünyasında sömürgecilik haraketlerine başladılar ve ümmeti böldüler.Böylelikle Müslümanları kontrol altında tutmaya çalıştılar. Yani küçük lokmalara bölüp kolayca yemek istediler. Bu nedenle o günden bugüne İslam ülkelerinde eğitim, yaşam tarzı, yasalar ve kanunlar hep Batı kaynaklı oldu. Hayatımızın her alanına Batı nüfuz etti. Bu nedenle birliğimizi sağlayamadık.

KUR'AN VE SÜNNETE KULAK VERMEMİZ LAZIM

Peki nasıl sağlayabiliriz birliğimizi?

İslam`ı tam manasıyla yaşayabilirsek birlik olabiliriz. Bunun için Kur'an ve sünnete kulak vermemiz lazım. Kuran ve sünnet, Müslümanları birlik ve beraberliğe çağıran ayet ve hadislerle doludur. İslam, bu ümmetin birlik ümmeti olduğunu açıkça söylüyor.

Avrupa'da son zamanlarda ciddi bir Türkiye karşıtlığı söz konusu. Sizce Avrupa'nın bu tutumu sergilemesinde Erdoğan'ın sesi gür çıkan Müslüman bir lider olmasının etkisi var mıdır?

Elbette... Türkiye son yıllarda İslami nesiller ve alimleryetiştirmeye başladı ve son 15 seneden beri önemli bir yere geldi. Özellikle İslam'ın güçlenmesini istemeyen odaklar, Türkiye'nin başarı elde etmesini istemiyor. Avrupa, bu yüzden Erdoğan'ı hedef aldı ve Erdoğan'ı düşman ilan etti. Bölgemizdeki en iyi lider Erdoğan. Türklere tavsiyem Allah'a tevekkül edin ve sadece önünüze bakın. Bunları ancak bu şekilde yenebiliriz.

Gerçek İslam'a dönelim

Dünya Müslümanlarına bir çağrınız var mı?

Tüm Müslümanlara mesajım şudur; biz Müslümanlar olarak gerçek İslam'a dönmeliyiz. Fitne, fesat, aşırıcılık ve terörizmden kaçmalıyız. Özellikle gençler İslam'ın yıkıcı değil inşa edici bir din olduğunu bilmeli. Dinimizin "Oku" emrine itaat etmeli ve sadece Kur'an'ı değil gerçekleri, insanları ve hayatı da okumalıyız. Ümmet olarak zaferi hak etmeden muzaffer olamayız.

Müslümanların hakkını Türkiye savunuyor

Geçtiğimiz hafta İstanbul'da Müslüman alimler için düzenlenen bir toplantıya katıldınız. Neler konuşuldu bu toplantıda?

Toplantıda dünyadaki Müslümanların ekonomik, sosyal, siyasal ve toplumsal olmak üzere birçok alandaki sorunlarını görüştük. Ayrıca Müslüman bir alimin nasıl olması gerektiği, ne tür niteliklere sahip olması gerektiğinin de üzerinde durduk. İslam dünyasının gelişmesi ve ilerlemesi için alimlere düşen görevleri tartıştık. Türkiye'de de 7 tane hoca seçtik ve onlar alimlere eğitim verecek. Türkiye'nin bugün İslam dünyasında önemli bir rolü var. Alimlerin yetiştireceği genç nesillere ihtiyacımız var.

Müslüman alimler İslam dünyasının yaşadığı problemlere yeterince çözüm getirebiliyor mu?

Tarih boyunca İslam düşmanları, alimleri toplumlarından kopararak saldırılarda bulundu. Türkiye ve dünyadaki alimler bir arada ortak çalışmalar yürütebilmek için görüşmeler yapacak. Alimler Birliği'nin en önemli hedefi, İslam kimliğinin korunması ve Allah'ın emrettiği hayırlı ve itidalli ümmetlerin yetiştirilmesi olacak. Bir de her türlü şiddete karşı duracağız. Türkiye, mazlumlara ev sahipliği yapan, dünyanın her yerinde Müslümanların haklarını savunan bir ülke. Bu anlamda Türkiye halkına ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere hükümete de çok teşekkür ederim.

Yeni Şafak

Bu haberler de ilginizi çekebilir