• DOLAR 32.401
  • EURO 34.658
  • ALTIN 2393.559
  • ...
Hz. Âişe`nin (r.anha) Azadlısı Hz. Berire (r.anha) 2
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

... Hz. Berire`nin sevinci yarım kaldı. Hz. Âişe`nin (r.anha) bu sorunu çözeceğinden çok ümitli olmasına rağmen yine de büyük bir üzüntüye kapıldı. Onun üzüldüğünü gören Hz. Âişe (r.anha) annemiz, Hz. Berire`yi teselli ederek kendisini satın alacağı konusunda onu ümitlendirip efendisinin evine gönderdi. O sırada Allah Resulü (sav) namaza çıkmak üzereydi. Bunun için konuşmaları duyduğu halde müdahale etmemişti. Namazdan dönüp Hz. Âişe`nin (r.anha) yanına geldiğinde ona Hz. Berire Hatun`un işinin ne olduğunu sordu. Hz. Âişe (r.anha); “Ya Rasulullah! Ben Berire`yi satın alıp azat etmek istiyorum. Ancak efendileri bu satış için Berire`nin velayetinin kendilerinde kalmasını şart koşuyorlar. Ne yapalım?” dedi. Allah Resulü (sav) “Onu satın alıp azat et! Velayetini dert etme. Velayet, parayı verene, onu azat edene aittir. Onlar isterlerse yüz kere şart koşsunlar bu değişmez.” buyurdu. Hz. Âişe`nin (r.anha) yanından ayrılan Peygamber Efendimiz (sav) Mescidi Nebevî`ye gitti ve sahabelere bir konuşma yaparak konuyu gündeme getirdi. Buyurdular ki; “Bazılarına ne oluyor da Allah`ın kitabında olmayan şartlar koşuyorlar. Allah`ın kitabında olmayan şeyleri şart koşanların şartları geçersizdir. İsterlerse yüz kere şart koşsunlar değişmez, Allah`ın şartı hak ve geçerlidir.”

Hz. Berire, hürriyete kavuşmasının önündeki engelin kalkmasına çok sevindi. Ehli Beyt`e, Hz. Âişe`ye (r.anha), Allah (cc) ve Resûlü`ne (sav) olan sevgisi daha da derinleşti. Engel aşılınca Hz. Âişe (r.anha) ona verdiği sözü tutarak Hz. Berire`yi efendisinden satın alıp hürriyetine kavuşturdu. Hz. Âişe`ye (r.anha) müteşekkir olan Hz. Berire, onun kendisi için büyük bir nimet olduğunun bilincindeydi. Bunun için Ehli Beyt`in hizmetinden ayrılıp onlardan uzaklaşmak bir yana, kendisini Hz. Âişe`nin hizmetine adadı. Hz. Âişe ruhunu teslim edinceye kadar da bu hizmete devam etti.

Hz. Berire Hatun`un özgürlüğüne kavuşması, ona yeni bir kapı açmıştı. Ancak bu kapı onun için aynı zamanda yeni bir sorun demekti. Hürriyetine kavuşunca, Allah Resûlü (sav) onu yanına çağırarak; bu yeni durumun sosyal statüsünü değiştireceğini, kendisi ile eşi arasındaki ilişkilerine yeni bir boyut kazandıracağını bildirdi. Ona bundan sonra eşi ile evliliğine devam edip etmemekte serbest olduğunu söyledi. Tavsiye etmemekle birlikte eğer isterse eşinden ayrılabileceğini, ayrılmak isterse hür hanımlar gibi iddet beklemesi gerektiğini ifade buyurdu. Ama arzusunun, bu evliliğin devam etmesinden yana olduğunu bildirdi. Hz. Berire Hatun eşine bir türlü ısınamadığı için onunla evli kalmak istemiyor, ancak köle olduğu için bir şey yapamıyordu. Böyle bir hakka sahip olduğunu öğrenince bunu kullanmak istedi. Eşiyle evli kalmak istemiyordu. Kararının kesin olduğunu ifade etmek için; “Bana evliliğimizin devamı için şunları şunları verse bile yine de onun yanında kalmak istemem.” dedi. Allah Resûlü (sav) Hz. Berire`nin kararlı olduğunu görünce ısrar etmedi. Düşüncelerine müdahale etmeyip sessiz kaldı. Hz. Berire Hatun`u ölesiye seven eşi Muğis, olanları duyunca üzüntüsünden kahroldu. Evliliğinin devam etmesi için girişimlerde bulunduysa da bütün çabaları boşa çıktı.

Eşinden ümidini kesen Muğis, gözyaşlarına hâkim olamadı. Gözyaşları sel olup akarak sakalını ıslatıyor, gece gündüz ağlayarak bilinçsizce Medine sokaklarında geziyordu. Allah Resûlü (sav) onun bu halini görünce amcası Hz. Abbas`a; “Ey Amca! Sen de Muğis`in Berire`ye olan şu sevgisine karşılık, Berire`nin ona olan kinine şaşmıyor musun?” buyurdu. Muğis`in durumuna acıyan Allah Resûlü (sav), Hz. Berire`yi yanına çağırarak onunla yeniden konuştu. Ona eşinin durumunu anlatarak eşine dönmesini tavsiye etti. Hz. Berire; “Ya Rasûlallah! Bu benim için bir vecibe mi? Bunu yapmamı emir mi ediyorsunuz?” dedi. Allah Resûlü (sav); “Hayır, ben sadece aracılık yapıyorum.” buyurdu. Allah Resûlü`nün (sav) kendine eşine geri dönmesini emretmeyip sadece tavsiye ettiğini öğrenen Hz. Berire; “Bu evliliği istemiyorum.” diyerek her şeye rağmen eşine geri dönmeyeceğini bildirdi.

Hz. Berire Hatun konusuna çok önem veren âlimler, onun başından geçen bu olaydan hukuki ve ahlâkî meseleler tespit etmişlerdir. Hatta Taberî ve İbni Huzeyme bu konuda müstakil eserler kaleme almışlardır.

Bu altın tablo, İslâm`ın insana, fikre, hürriyete ne kadar değer verdiğini, ayrıca Allah Resûlü`nün (sav) çok özel şartlarda bile, eşinin azat ettiği bir cariyenin hayatına müdahale etmeyip onun kararına saygı gösterdiğini resmetmesi bakımından çok önemlidir. Yine bu tablo, ailenin sevgi ve saygı temelleri üzerinde yükselmesi, ona dıştan özellikle zorlayıcı baskılar yapılmaması gibi ve daha birçok noktada bize önemli mesajlar vermektedir. Allah Resûlü (sav) ona ve onun gibi geçmişte cariye ve köle olanlara, yalnızca bir kere değil her zaman değer verir, onları diğer insanlardan ayırmaz, onları muhatap alır, en hayatî konuda görüşlerini sorardı.

Uzun yıllar Hz. Âişe`ye (r.anha) hizmet eden Hz. Berire Hatun bu esnada çok şey öğrendi. Ehli Beyt`in ahlâkı ile ahlaklanarak Rabbi`nin katında pek çok mânevî mertebeleri kat etti. Hz. Âişe`nin (r.anha) yanında çok şey öğrenen Hz. Berire, onun vefatından sonra öğrendiklerini çevresindeki insanlarla paylaşmak için daha çok gayret gösterdi. Hz. Berire`nin vefatı hakkında kaynaklarda kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Allah ona rahmet etsin. Bizi de onun şefaatine nail eylesin.(Amin)

ŞÜHEDA ŞAYIK

Bu haberler de ilginizi çekebilir