Saat sabahın 6’sı. Bir kapı sesi var. Birileri sabah namazına mı uyandırıyor? Hayır, bu kapı sesi farklıydı. Bu ses pek mazlum bir ses değildi. Bu ses tağutun sesi, bu ses Firavunun sesi, bu ses Nemrutun sesi idi. Neydi bu tağutun sesi, neydi bu firavunun sesi, neydi bu nemrutun sesi. Neydi ona bu korkuyu veren. Acaba aramızda Musalar, İbrahimler mi var?
Evet. Evet var. İnsanlık var olduğundan günümüze olduğu gibi. Bugün ise zamanın İbrahimleri, Musaları vardı aramızda.
Kimdi bunlar, kimdi bu tağuta korku salanlar kimdi? Suçları neydi. Tağutu bu kadar korkutan suç neydi?
Onları korkutan neydi biliyor musunuz? Kur`an`dı! İslam`dı! Allaha Kulluklarıydı, Allah teslimiyetleriydi. Bunlar kimdi? Onları böyle korkutanlar kimlerdi? Söyleyeyim mi?
Söyleyeyim. Söyleyeyim Size; İzzeti, Erkan`ı, M. Emin`i Bunları teker teker anlatayım da korkmalarının nedenini anlayın.
İZZET;
Adı gibi kıymetli, adı gibi değerliydi. O İzzetli duruşu var ya korku salıyordu zalime. Belki bunlar değildi. Belki bir türlü yiyemediğimiz keledoştandı (Van yöresine özgü bir yemek). Bundan ötürü yediği bir şefkat tokadı idi. Allah adın gibi izzeti sana verdiği gibi zilletli de tağuta verecektir.
ERKAN;
Neyini anlatayım o asaletin imi, o büyüklü günümü, o rahatlığını mı yoksa İslam aşkını mı bilemiyorum.
M.EMİN;
Eminim o duruşunu mu anlatayım, o selam verişini mi yoksa şahadet aşkını mı bilemiyorum ne anlatayım da bir suç olsun bilmiyorum.
Anlattım işte büyük suçlarınızı. Anlattım ama bunların; bu güzellikleri, bu temizlikleri ve büyüklükleri. Onlar Allaha kul oldular Başkaları gibi Tağuta değil, Firavuna değil, Nemruta Değil Yalnız Allaha kulluklarını anlattım yoksa bu suç mu?....
Neden! Neden! Neden! Lütfen bana bir cevap verin. İslam! Kuran! Allaha kulluk suç mu?
Evet! Bunlar suç. Çünkü onlar İslam la, Kuranla; Tağuta, Firavuna, Nemruta Musalar gibi İbrahimler gibi baş kaldırdılar. Bundan da vazgeçmeyecekler.
Mevlana`nın dediği gibi
Aşkına dalmışım ben nasihat neye yarar
Zehir içmişim ben; şeker neye yarar
Benim için “Ayağına zincir vurunuz.” diyorlar
Divane olan gönlümdür; Ayağıma zincir vurmak neye yarar
Onları yıldıracaklarını sandılar. Bizleri korkutacaklarını sandılar. Yalnız onların planının yanında birde Allahın planı vardı.
Mevlana`nın dediği gibi;
Her yağmur damlası bir yeşillik içindir
Sanmasınlar yıldık, Sanmasınlar çöktük
Bir başka bahar için yaprak döktük.
Ve bugün ilkbahara girdik. Hem de öyle bir girdik ki Bizlerin yıllarca öğrenemediğimiz şeyleri Bir günde örgendik ve O söndürmeye çalıştıkları İman ateşine benzin döktüler.
Bu gün üç arkadaşımız, kardeşimiz haksız hukuksuz yere içeri alındılar. Onları böyle korkutacaklarını sandılar. Korkmadık bilakis yaprak döktük ve baharı sabırsızlıkla bekliyoruz.
Hani Nemrutun İbrahim`i ateşe attığı gibi; Arkadaşlarımızı kardeşlerimizi Ateşe attıklarını sandılar ya
Yalnız; ateş henüz sönmedi

Ömer Pekince / Kocaeli

Sevgili Genç Kardeşlerimiz!
Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.

Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.
Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfayı geçmesin. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.