Avrupa`dan hayır` gelmez!
Almanya`da Türkiye`nin evet` diyen siyasetçilerine her türlü engellemeler çıkartılırken, hayır` cephesi için çalışanlara da birçok platformda destek veriliyor. FETÖ elemanlarının sığındığı bir liman haline gelen ve PKK`nın rahatlıkla top koşturduğu Almanya`nın Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Türkiye`nin AB`ye tam üye olmasının gerçekçi olmadığını belirterek "Türkiye, AB üyeliğinden hiç olmadığı kadar uzak" ifadelerini kullandı. Kamuoyu Almanya`nın bu tavrını kınayarak yaşanan gelişmeleri Avrupa`dan Hayır` gelmez` şeklinde yorumluyor.
Şükrü Tontaş - Doğruhaber
Türkiye`de 16 Nisan`da gerçekleşecek referandum öncesi Almanya`nın Hayır Cephesini destekler tavrı dikkatlerden kaçmıyor. Evet yanlılarının referandum çalışmalarını sudan bahaneler ile engelleyen Almanya bir yandan PKK`yi desteklerken diğer yandan FETÖ`nün sığınma üssüne döndü.
Almanya referandum sürecine o kadar taraf oldu ki 8 ay önce FETÖ tarafından gerçekleştirilen darbe girişimini bile sulandırmaya çalışıyor. Alman Der Spiegel dergisine konuşan Almanya'nın dış istihbarat birimi Federal Haberalma Servisi'nin (BND) Başkanı Bruno Kahl, 15 Temmuz darbe girişiminden FETÖ`nün sorumlu olduğundan şüphe ettiğini söyledi. Bu iddiaya cevap ise Katıldığı bir TV kanalında konuyla ilgili soruları yanıtlayan Milli Savunma Bakanı Fikri Işık`tan geldi. Işık, 15 Temmuz'daki darbe girişiminin arkasında Gülen örgütünün bulunduğunu Türkiye'deki herkesin çok iyi bildiğini belirterek, şunları söyledi: "Bunu nasıl görememişler, anlamak mümkün değil. Tabii Sayın (Kemal) Kılıçdaroğlu'na sorsalardı, Sayın Kılıçdaroğlu, 'Evet, bu darbenin arkasında FETÖ var' derdi. Hatta hiç Kılıçdaroğlu'na bile gelmeden, yanlarında Can Dündar var, ona sorsalardı çok rahatlıkla 'Evet, bu işin arkasında FETÖ var' diye söylerdi. Bu biraz da fâili gizleme, örtbas etme, işi fâili meçhul bırakma anlayışının herhalde bir tezahürü. Bir de tabii 15 Temmuz'un başarısız olmasından dolayı aslında, bazı kişileri istisna tutarsak, Avrupa'da bazı merkezler özellikle bundan hoşnut olmadılar, memnuniyet duymadılar. Onlar böyle bir darbe girişiminin başarılı olmasını herhalde bekliyorlardı. Eğer Alman istihbaratının başındaki kişi, 'Biz burada FETÖ'yü göremedik' diyorsa ya bu adamın iki gözü birden kördür, iki kulağı birden sağırdır, ya da arzu ettikleri bir işin gerçekleşmemiş olmasından dolayı fâilleri gizleme ihtiyacı hissediyordur. Bunun başka izahı olmaz. Bu da herkesin aklına şu soruyu getirir: Acaba iş birliği mi yaptınız, siz bu işin neresindesiniz? "
'BU DARBENİN ARKASINDA ACABA ALMAN İSTİHBARATI VAR MI?'
Almanya'ya iltica başvurusu yapan çok sayıda Gülen örgütü üyesinin olduğunu hatırlatan Işık, "Almanya'nın istihbarat şefinin böyle bir açıklama yapması Almanya üzerindeki şüphelerin son derece artmasına ve 'Bu darbenin arkasında acaba Alman istihbaratı var mı?' sorusunun sorulmasına sebep olur. Bunu artık Alman halkının takdirine bırakmak durumundayız. Alman halkı ve Alman siyasetinin bu açıklamayı yapan kişiyi ciddi derecede sorguya çekip, 'Sen ne yapmak istiyorsun?' diye bir sorması gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta siyaset kurumunun, kurumları sorgulama hakkı var. Alman siyasetinin bunu mutlaka yapması lâzım yoksa bu 'darbenin arkasında Alman istihbaratının da olduğuna' yönelik Türkiye'deki kuşkular iyice artacak demektir. Bu çok talihsiz bir açıklama." İfadelerini kullandı.
ALMANYA'DAN ÇİFTE STANDART
Almanya'nın Frankfurt kentinde PKK yandaşları, Alman hükümetinin yasaklamasına rağmen PKK elebaşı Abdullah Öcalan`ın fotoğraflarının yer aldığı flama ve posterlerle yürüyüş yaptı. Frankfurt Polisinden yapılan açıklamada, kent merkezindeki 2 farklı noktada nevruz kutlaması gerekçesiyle gösteri için izin alındığı bildirildi. Açıklamada, gösterideki ana başlıkların katılımcılar tarafından “Nevruz”, “Öcalan için özgürlük”, “Kürdistan için özgürlük” olarak aktarıldığı ifade edildi. Türkiyeli yetkililerin toplantı ve miting yapmasını engelleyen Almanya'nın PKK'nın eylem ve mitinglerine ses çıkarmaması çifte standartı gözler önüne serdi.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NDAN ALMANYA'YA KINAMA
Almanya`nın çiftestandartçı tavrına Dışişleri Bakanlığı tepki gösterdi. Almanya'nın Frankfurt kentinde PKK yandaşlarının miting yapmasına ilişkin, "Terör örgütünün ülkemizde yapılacak referandumla ilgili sloganların da atıldığı gösterisine izin verilirken, Türkiye`nin milletvekillerinin Türkiye toplumuyla buluşmalarına her türlü zorluğun çıkartılması, çifte standartın en vahim örneğini oluşturmaktadır." değerlendirmesinde bulunulan yazılı açıklamada Frankfurt'ta PKK`nın sembollerinin ve PKK elebaşının resimlerinin kullanılarak gösteri yapılmasına Alman makamlarının izin vermiş olmasının ibret verici bir hadise olduğu vurgulandı.
ALMANYA DIŞİŞLERİ BAKANI: TÜRKİYE, AB ÜYELİĞİNDEN HİÇ OLMADIĞI KADAR UZAK
Referandum süreci öncesi Türkiye ile yakın ilişkileri olan ve Türkiye`nin Avrupa Birliği macerasına en büyük desteği veren Almanya süreçle beraber farklı bir karaktere büründü. Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Türkiye'nin AB`ye tam üye olmasının gerçekçi olmadığını belirterek "Türkiye, AB üyeliğinden hiç olmadığı kadar uzak" ifadelerini kullandı. Der Spiegel dergisine konuşan Dışişleri Bakanı, "Bu konuda her zaman tereddütlerim vardı ama Sosyal Demokrat Parti (SPD) içinde bu düşüncede olan azınlığın içinde yer alıyordum" dedi.
NAZİZM ÖLMEDİ
Sömürge valisi edası ile hızını alamayan Dışişleri Bakanı Gabriel, şayet Almanya'ya yönelik sarf edilen sözlere dikkat etmezlerse Türkiyeli siyasetçilerin Almanya'ya girişlerinin de yasaklanabileceğini söyledi. Onlarca yıldır Türkiye`ye demokrasi satan, özgürlüklerden bahseden Almanya`nın kendisine yönelik birkaç eleştiri sonrasında “Türkiyeli siyasetçilerin Almanya'ya girişlerinin de yasaklanabileceğini” ifade etmesi Nazizmin Almanya`da hala güçlü bir ideoloji olduğu yorumlarına neden oldu.
Türkiye`nin mevcut hukukuna saygı göstermeyen, FETO`nün sığınağı haline dönüşen, PKK`lıların gövde gösterileri düzenlemesine izin veren Alman bakanın sözleri bununla da sınırlı değil. Dışişleri Bakanı, "Ankara Almanya'nın hukuk düzenine riayet etmezse gerekli önlemleri her zaman alabiliriz ve de alacağız. Bu sınırları aşanlar, siyasi görüşlerinin propagandasını ülkemizde yapabileceklerini sanmasınlar" ifadelerini kullandı.