• DOLAR 32.493
  • EURO 34.798
  • ALTIN 2442.15
  • ...
Ve “Sabrın Sonu Selamet…” Ümmü Gülsüm (R.Anha) (2)
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Ve “Sabrın Sonu Selamet…” Ümmü Gülsüm (R.Anha) (2)

 Ve Medine`de Allah Resul`ü (sav)  mübarek yurdunda…

Ümmü Gülsüm`ün içini Allah Resul`üne (sav) kavuşma heyecanı oldukça sarmış, yerinde duramaz hale gelmişti. O sabır timsali Medine`ye gelince Müminlerin annesi Ümmü Seleme (r.anha) misafir oldu. O sırada Allah Resulü (sav) evde değildi. Lakin şimdi de Ümmü Gülsüm`ün içinde başka bir endişe vardı. O “ Ya Allah Resulü (sav) beni Mekke`ye iade ederse” diye düşünmeden edemiyordu. Bunu endişeli hali fark eden annemiz bu hali ondan gidermek için şöyle dedi. “ Ey Ümmü Gülsüm! Sen Allah`a ve Resulüne hicret ettin değil mi?” dedi. O da:

“Evet” dedi. Fakat Ümmü Gülsüm, endişe duyduğu şeyleri açıklamak için fırsat kolluyordu. Annemizin ona gösterdiği yakın ilgisinden cesaret alarak “ Ey Ümmü Seleme! Hudeybiye antlaşması gereğince Mekke`den kaçıp gelenler onlara geri iade ediliyor. Efendimizin beni geri çevirmesinden korkuyorum” dedi. Allah Resulü (sav) gelince Ümmü Gülsüm yaşadığı her şeyi ve endişelerini dile getirdi. Allah Resulü (sav) “Yüce Allah muhakkak kadınlar hakkındaki ahdi bozar, hükümsüz bırakır” dedi. İman sahibi fedakâr hanım rahatlamıştı. Rabbim `iz Habibinin isteğini gerçekleştirdi ve hanımların müşriklere verilmeyeceğini belirten bir ayet-i kerimeyi nazil buyurdu. Bu nazil olan ilahi müjde “imtihan edilen kadın” manasına gelen Mümtehine Suresinin onuncu ayetidir.

Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir….”

Sabr-ı cemille bekleyen Ümmü Gülsüm artık rahat bir nefes aldı. Allah`a hamd ediyor, gözyaşlarını tutamıyordu. Ama bu fani dünyanın sıkıntılarının biri biter biri başlardı. Ve sonunda baba Ukbe, kızının Medine`de olduğunu öğrendi. Oğullarını, kız kardeşlerini alıp getirmeleri için Allah Resulü`ne (sav) gönderdi. Efendimize gelip; “Aramızdaki antlaşmaya göre kız kardeşimizi bize teslim et!” dediler. Efendimiz (sav) onlara: “Allah Teâlâ o şartın hükmünü hanımlar hakkında bozdu.” buyurdu. Ve onlara Ümmü Gülsüm`ü teslim etmedi. Elleri boş bir şekilde Mekke`ye döndüler.

Ümmü Gülsüm henüz evlenmemişti. Sahabenin ileri gelenlerinden Zübeyr b. Avvam, Zeyd b. Harise ve Abdurrahman b. Avf, ona talip oldu. Ümmü Gülsüm durumu kardeşi Hz. Osman ile istişare etti. O da Efendimize (sav) sormayı tavsiye etti. Bu teklif Allah Resulü`ne (sav) soruldu. O da Ümmü Gülsüm`ün Zeyd b. Harise`yle evlenmesini uygun gördü. Kısa bir süre sonra eşi şehid oldu. Ümmü Gülsüm kaderine rıza gösteren metanetli bir hanımdı. İddeti bittikten sonra Zübeyr b. Avvam`la evlendi. Mutlu bir yuvayken aralarında geçimsiz olması sebebiyle kısa süre sonra boşandılar. Ve Abdurrahman b. Avf `tan gelen teklif üzere onunla evlendi. Eşinin vefatında sonra ömrünün sonuna kadar Amr b. As`la evli kaldı. Ümmü Gülsüm, Allah Resulü`nün (sav) sohbetlerinden istifade eden yaşantısıyla bunu gösteren bir hanımdı.  Rabbim bizlere de onun sabrından fedakârlığından ve onun yolunun takipçilerinden eylesin. Amin…                          

İREM GÜLTEKİN

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir