• DOLAR 32.47
  • EURO 34.724
  • ALTIN 2434.753
  • ...
Darbe gecesine dair iddianamede yeni detaylar ortaya çıktı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

İSTANBUL (AA) - FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminde Bağcılar'daki Doğan Medya Center'ı işgale giden şüphelilerin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CNN Türk'e bağlanarak, açıklama yapması üzerine, İstanbul'daki ana darbe davasının sanıklarından Albay Ahmet Zeki Gerehan'dan aldıkları talimat sonrasında Doğan Medya Center'ı işgal etmeye gittikleri aktarıldı.

Doğan Medya'yı işgal eden FETÖ'cülere müebbet istemi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca darbe girişimi gecesi Doğan Medya Center'ın işgali ve bir kişinin şehit edilmesine ilişkin hazırlanan iddianamede, şüphelilerin savunmaları ve delillerin değerlendirilmesi bölümünde, şüpheli yüzbaşılar Erdal Şeker, Süleyman Ahmet Kaya ve Mehmet Akif Aslan'ın eylemlerine yer verildi.

Darbe toplantısından alınan notlar defterde
Şüphelilerin Harp Akademileri Komutanlığında öğrenci subay oldukları belirtilen iddianamede, FETÖ'nün buradaki öğrenci subaylarla yakından ilgilendiği anlatıldı.

İddianamede, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında soruşturma yürütülen Harp Akademileri Komutanlığında öğretim görevlisi Kurmay Binbaşı Hamza Mermer'in üst aramasında elde edilen not defterinde yapılan incelemeye yer verildi.

Harp Akademileri Komutanlığında ve bazı yerlerde yapılan toplantılara ilişkin bilgilerin yer aldığı not defterinde "Yüksek inisiyatif, görev komutası... Ne gerekiyorsa yap!", "Ateş açmasa tereddüt yok, toparlanmalarına fırsat verme yok, kararsızlık yok!" "Law, vs deyip geri durma! Emir verilmeden görev mahalli terk edilmeyecek...", "Telefon kullanımı (önce ve sonra ) dikkat!", "Kontrol altına alınan yerdeki bilgi ve evrak güvenliği'' şeklinde yazıların dikkati çektiği belirtilen iddianamede, defterde ayrıca emrinde görevlendirilen öğrenci subaylar ile darbe girişiminde işgal edilen AKOM, TRT, Lojistik Destek Üssü gibi mekanların yer aldığı kaydedildi.

Erdoğan'ın CNN Türk'e bağlanması üzerine Doğan Medya Center'ın yayını engellendi
"Yazılı ve görsel basının yayınlarının kesilmesinin hiçbir olağan askeri faaliyetle bağdaşmayacağı açıktır." denilen iddianamede, şüpheli yüzbaşıların, darbe girişimi gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CNN Türk'te açıklama yapması üzerine İstanbul'daki ana darbe davası sanıklarından Albay Ahmet Zeki Gerehan'ın emri ile Doğan Medya Center'ı boşaltmaya ve yayını kesmeye gittiklerinin tespit edildiği anlatıldı.

Şüpheli yüzbaşıların da bindikleri helikopterde şüpheli erlere üzerilerine gelen olursa ateş etmeleri konusunda emir verdikleri, olay yerine gittikten sonra güvenlik görevlilerini tehdit ederek, personeli zorla dışarı çıkarttıkları aktarılan iddianamede, şüphelilerin hem Hürriyet'in hem Kanal D'nin hem de CNN TÜRK'ün yayınını hukuka aykırı şekilde engelledikleri belirtildi.

İddianamede, şüphelilerin amaca ulaşmak için silah kullanmaktan da çekinmedikleri anlatılarak, şu değerlendirmelere yer verildi:

''Şüpheli Süleyman Ahmet Kaya yaptığı atışlar sonucunda Vedat Bağcerci'nin ölümüne neden olmuş, müşteki polis memurlarını da öldürmeye teşebbüs etmiştir. Kaya, aynı şekilde yaralanana kadar silah kullanmaya devam etmiştir. Şüpheli Erdal Şeker de CNN TÜRK içerisinde ateş etmiştir. Şüpheli 'teslim ol' çağrıları üzerine silahlarını teslim etmeyeceklerini, kendilerine takviye geleceğini belirterek polis memurlarının binayı terk etmelerini söylemiştir. Aynı şekilde teslim olmamak için de son ana kadar direnmiştir. Tüm bu hususlar ve Doğan Medya Center ile İstanbul genelinde işgal edilen diğer kritik noktalara ilişkin aktarılan gelişmeler, verilen talimatlar dikkate alındığında akademide öğretim görevlisi olan şüphelilerin savunmalarına itibar edilmemiştir."

Yüzbaşı Kaya'nın yaptığı atışlarla şehit olan vatandaş
İddianamede, Bağcılar Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memurları müştekiler Emre Bahadır Kara, İbrahim Selen, Murat Ülgü, Mustafa Kırık, Mustafa Uçar, Şener Avcı ve Zeki Eser'in, Doğan Medya Center'da askerlerin bulunduğunu öğrenmeleri üzerine Hürriyet binasına yöneldikleri belirtilerek, "Aynı şekilde vatandaşlarımız da darbe girişimini engellemek için Doğan Medya Center`a gelmeye başlamışlardır. Müşteki polis memurlarının ve vatandaşlarımızın geldiğini gören şüpheli Yüzbaşı Süleyman Ahmet Kaya, şüpheli erlere, 'bina personelini üst kata çıkararak serbest bırakmaları' emrini vermek zorunda kalmıştır. Bina personeli serbest bırakıldıktan sonra Kaya, 6 eri Hürriyet binasının giriş kapısında çalılık alanda, üçerli olarak mevzilendirmiştir." denildi.

Şüpheli Yüzbaşı Kaya'nın müşteki polis memurlarına, "mühimmatımız var çatışırız" şeklinde bağırdığı ve polislerin megafonla yaptıkları "teslim olun" çağrılarına, toplanarak tepki gösteren vatandaşlara ateş etmek suretiyle karşılık verdiği anlatılan iddianamede, "Süleyman Ahmet Kaya'nın yaptığı atışlar sonucunda Vedat Bağcerci isimli vatandaşımız yaşamını yitirmiştir. Kaya, ileri doğru sürünmeye başlamış, şüpheli erlere de 'ileri doğru sürünmeleri ve ateş etmeleri' yönünde emir vermiştir. Nitekim bu emri üzerine de şüpheli er Abdullah Akar, müşteki polis memurlarına ve vatandaşlarımıza doğru 2-3 el ateş etmiştir." ifadesi kullanıldı.

İddianamede, müşteki polis memurlarıyla çatışırken sıkışan şüpheliler Erdal Şeker, Süleyman Ahmet Kaya ve Mehmet Akif Aslan'ın talebi üzerine, Topkule kışlasından Binbaşı Mehmet Türk'ün komutasında subay ve astsubay öğrencilerden oluşan 17 kişinin, saat 04.00 sıralarında destek amacıyla helikopter ile Doğan Medya Center`a intikal ettiği de belirtilerek, "Bu şekilde intikal eden helikopterin içerisinde bulunan şahıslar Doğan Medya Center üzerinde iniş için alçalmaya çalıştıkları sırada müşteki polis memurlarını ve vatandaşlarımızı piyade tüfekleri ile yoğun ateş altına almışlardır. Helikopterin paleti çatıya değmiş, ancak müşteki polis memurlarının fedakarca mücadelesi sonucu 2 öğrenci subayın da yaralanmasını dikkate alarak Topkule kışlasına dönüş yapmışlardır. Bu hususta Binbaşı Mehmet Türk tarafından 'Yurtta Sulh' isimli WhatsApp grubunda, 'CNN son yaklaşmada yoğun atış aldık, vurulanlar var, 66'da hemen araç sağlık ekibi' şeklindeki mesajlardan anlaşılmaktadır." denildi.

"Çalışanlar, haber merkezi girişine set çekti"
İddianamede, olaya müdahale etmeye çalışan CNN Türk çalışanı tanık Hadiye Hülya Vural'ın da şüphelilerce uzaklaştırıldığı ve çıkan tartışma sırasında şüpheli Erdal Şeker'in elini tabancasına atarak müşteki Süleyman Sarılar'a "vururum seni" diyerek tehditte bulunduğu belirtilerek, "Yapılan tehditler sonucunda müşteki Ahmet Akpolat hafıza kartını Şeker'e vermek zorunda kalmıştır. Akabinde şüpheliler Kanal D Haber Merkezi ve CNN Türk stüdyosunun bulunduğu üçüncü kata çıkmışlardır." denildi.

Şüphelilerin sürekli "yayını kesin" şeklinde bağırdıkları ve Erdal Şeker'in de müşteki Süleyman Sarılar'dan elektriği kesmesini isteği anlatılan iddianamede, "Diğer şüpheliler de elektriği kesmeleri, yayını durdurmaları ve stüdyoyu boşaltmaları talimatını vermiştir. Şunu belirtmek gerekir ki Kanal D darbe girişimi bilgisi üzerine saat 02.30 sıralarında kendi yayınını keserek CNN Türk ile ortak yayına başlamıştır. Kanal D katına şüphelilerin geldiği hususu ve 'binayı boşaltın' şeklindeki konuşmaları Kanal D'de yayın yönetmeni olarak çalışan müşteki Ümit Özkan ve aynı yerde yayın operatörü olarak çalışan müşteki Mürsel Ercüment Başlıcan tarafından duyulmuştur. Bu sırada ismi geçen müştekiler CNN Türk ortak yayınından çıkıp Kanal D haberi yayına koymuşlardır. Şüpheli er Vakkas İlker Söyler, yayının verildiği odaya girerek müştekilere, 'yayını kesin ve binayı terk edin' şeklinde bağırmıştır. Müştekiler de müdürlerine danışarak bu söylem üzerine haber yayınını keserek saat 03:55'de dizi yayınına başlamışlardır." değerlendirmesi yapıldı.

"Şener'in askerlere direnişi"
Yaşanan tartışmalar sırasında şüpheli Mehmet Akif Aslan'ın tabancası ile bir el havaya ateş açtığı, CNN Türk canlı yayınının yapıldığı üçüncü kata çıkan şüphelilere, kanal çalışanlarının haber merkezi girişine set çekerek engel olmaya çalıştıkları, bu sırada CNN Türk Genel Müdürü müşteki Erdoğan Aktaş'ın spiker tanık Başak Şengül'e canlı yayına devam etmesini bildirdiği ve canlı yayının yapıldığı odanın kilitlendiği dile getirilen iddianamede, "Bu sırada müşteki Nedim Şener şüphelilerin üzerine yürüyerek, 'Çıkın buradan, burası bizim evimiz, şerefsizler' şeklinde tepki göstermiştir. Bunun üzerine şüpheli Mehmet Akif Aslan, Şener'e silah doğrultarak, 'çık buradan vururuz seni' diyerek tehditte bulunmuştur. Ayrıca şüpheli er Ferdi Irmak da Şener'i 'aşağı in vururuz' diyerek tehdit etmiştir." ifadesi kullanıldı.

Şener'in tartışma sonucunda binadakiler tarafından sakinleştirildikten sonra giriş kata indiği ve giriş kapısını açarak darbe girişimini engellemeye gelen ancak içeri giremediği için dışarıda beklemek zorunda kalan vatandaşların binaya giriş yapmasını sağladığı anlatılan iddianamede, "Şüphelileri karşılayan müşteki Erdoğan Aktaş'a silah doğrultulmuştur. Aktaş şüphelilere, 'hiçbir şekilde yayını kesmeyeceklerini, yaptıklarının kanunsuz olduğunu, bunun kendileri için ciddi sonuçları olacağını' bildirmiştir. Şüpheliler ise 'emir aldıklarını ve bu emri uygulamak zorunda olduklarını' bildirmişlerdir. Aynı şekilde CNN Türk'te editör olarak çalışan tanık Arif Alpaslan Akkuş şüpheli erlere, 'kalkışmanın başarısız olduğunu, yaptıklarının hukuksuz olduğunu' bildirmesine rağmen şüpheli erler emir aldıklarını ve yayını kapatmak zorunda olduklarını bildirerek, eylemlerine devam etmişlerdir." denildi.

"Yayın sabit kamera ve telsiz mikrofonlarla devam etti"
Müşteki Erdoğan Aktaş'ın şüphelilere, "kanunsuz emri uygulamama haklarının olduğunu, normalde binayı terk etmeyeceğini ancak ellerinde silah olması ve savunmasız olmaları nedeni ile mecburen binayı terk edeceklerini" bildirdiği vurgulanan iddianamede, Aktaş'ın kendi personeline de "katı boşaltarak binayı terk etmeleri, binayı en son kendisinin terk edeceği" bilgisini verdiği ve bu sırada içlerinde şüpheli er Feyyaz Okan Ak'ın da bulunduğu şüphelilerin rejiye gelerek yönetmen olarak görev yapan tanık Tunca Pak'a, "rejiyi boşaltmalarını ve binayı terk etmelerini" söyledikleri dile getirildi.

Tanık Tunca Pak'ın rejiyi boşaltırken canlı yayında olan tanık Başak Şengül'e, "askerlerin rejide olduğunu ve rejiyi boşalttıklarını" kulaklıkla bildirdiği anlatılan iddianamede, "Spiker Başak Şengül canlı yayında askerlerin geldiğini bildirerek yayına devam etmiştir. Bu sırada stüdyoya şüpheli er Ferdi Irmak girerek, Şengül'den, oradan ayrılmasını istemiştir. Şengül de canlı yayını terk etmek zorunda kalmıştır. Tunca Pak ayrılmadan önce Erdoğan Aktaş'a telsiz mikrofonu vermiş, yayının devam etmesi adına aktif olan tüm mikrofonların sesini açarak, stüdyoyu gören genel kamerayı da çıkışa vererek canlı yayın görüntüsünü bu noktada sabitleyip rejiyi terk etmiştir. Bunun üzerine şüpheliler canlı yayının kesildiği kanaatine varmışlardır. Erdoğan Aktaş ise telsiz mikrofon aracılığı ile yayına devam etmiştir." ifadesi kullanıldı.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir