İyi Huylu Hoca ile Zenginin Hikayesi
İyi Huylu Hoca ile Zenginin Hikayesi
Horasan`ın büyüklerinden mübarek bir zat… Güzel ahlakı, iyi huyluluğu ile ahali içinde şöhret sahibi olmuş. Herkes tarafından ahlakı methedilirmiş. Onu tanımayan zengin bir adam bu zatı denemek istemiş. Bir namaz vaktinden sonra bu zatı evine çağırmış:
“Efendim buyurun, akşam yemeğini bizde yiyelim!” demiş. Bu zat kalkmış, onunla beraber davete icabet sünnettir diye gitmiş. Kapıya geldiği zaman:
“Hocam, bir dakika bekleyin…” demiş. İçeri girmiş, çıkmış:
“Hocam kusura bakmayın ben sizi çağırmıştım ama, şimdi eve girdim baktım, ev müsait değilmiş. Kusura bakma hocam.” Hoca:
“Peki evladım…” demiş, camiye dönüvermiş.
Sonra tekrar camiye gitmiş adam:
“Hocam! Ben ev müsait değil dedim ama, şimdi müsait oldu. Buyurun gidelim. Akşam çorbasını beraber içeriz.” demiş.
Hoca yine:
“Neyse, peki evladım” deyip, gelmiş. Tekrar kapıdan içeri girmiş adam, hemen de dışarı çıkmış:
“Efendim, kusura bakmayın. Ben hazır dedim ama, hazır değilmiş. Kusura bakmayın kabul edemeyeceğim sizi…” demiş.
“Peki evladım…” demiş hoca ve tekrar gitmiş.
Adam tekrar arkasından camiye gitmiş, yine çağırmış. Tekrar evinde hayır demiş, müsait değil demiş. Adam her seferinde gidip çağırdığı zaman, “Artık ben sana gelmem” dememiş. Kızmamış, söylenmemiş. Her seferinde, “Peki evladım…” demiş. Adam hocanın bu hâli karşısında hayran kalmış. Sonunda hocanın eline ayağına sarılmış:
“Hocam, beni affet! Ben senin methedilen ahlakını denemek için böyle yaptım. Seni çok methediyorlardı; haksız metihler değilmiş. Başta inanmadığım şeyi, gözlerimle gördüm. Elini, ayağını öpeyim müsade et!” demiş.