• DOLAR 34.554
  • EURO 36.186
  • ALTIN 2964.313
  • ...
Bakan Bayraktar: `Kentsel Dönüşüm Rüyalarıma Giriyor`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Bir televizyon programında soruları yanıtlayan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, kentsel dönüşümün rüyalarına girdiğini söyledi.
 
Kentsel dönüşüm projesinde vatandaşları nasıl ikna edeceğini düşündüğünü ifade eden Bakan Bayraktar sözlerini şöyle sürdürdü: "Buradaki vatandaşın on tane dairesi var, on tane dairesini ona tekrar nasıl vereceğim. Burada imalat işi yaparsak sıkıntı olur mu? Biz bunları yerinde dönüşüm yapmamız lazım, hiçbir tarafa taşımamamız lazım. Burada bir rant temin etme olabilir mi? Çevre ve Şehircilik Bakanı olmuşum buradan birisine rant temin etmeyi ben hazmedebilir miyim?
 
Böyle bir şey olabilir mi? Tek derdimiz var, bu ülkeyi salaş yapılardan kaçak yapılardan, depreme dayanıksız yapılardan kurtarmak, şehirlerimizi güzelleştirmek yani bu ideal içerisinde olan bir insan ne demek yani bu, birilerine peşkeş çekecekler rant sağlayacaklar diyorlar. Diyecek bir laf bulamıyorum. Bu işe biz kalbimizi, elimizi kellemizi koyduk. Bu işi mutlaka yapmamız lazım diyoruz…
 
Bir dönüşüm olacak burada, bir takım eksiklikler bir takım yanlışlıklar, işin doğası gereği olabilir. Mühim olan iyi niyettir. Mühim olan hakikaten, işi vatan eksenli millet eksenli, üretim eksenli iyi niyetli yapılıyor mu zaten, bu niyetle bu işi yapacağız. Şu anda 163 noktada kentsel dönüşüm çalışması var. Aşağı yukarı yetmiş yerde 30 bin konut üretildi. Kentsel dönüşümü mahalli idare ayağı olmadan yapamayız, vatandaş ayağı olmadan yapamayız.
 
Halka rağmen yapılamaz, demokrasi ile idare edilen bir ülkede halka rağmen bir şey yapamazsınız, ama devlete rağmen de bir şey yapamazsınız. Bu devlet-millet kaynaşması, bu halkta var, bu desteği görüyoruz. Biz bu işi alıp götüreceğiz."
 
Bu İşin Üç Önemli Ayağı Var 
 
Kentsel dönüşümün üç önemli ayağının olduğunu söyleyen Bakan Bayraktar, kentsel dönüşümün süreci hakkında ise şu bilgileri verdi: "Riskli binaları ne pahasına olursa olsun yıkmamız gerekiyor. Vatandaşa diyeceğiz ki sizin binanız risklidir ya da vatandaş diyecek ki benim binam risklidir. Bu teknik heyet tarafından raporlanacak. Bunun için biz kendisine yardım edeceğiz. Eğer vatandaş yıkmazsa riskli binayı Valiliklere, Belediyelere, TOKİ`ye veya Bakanlık olarak biz bunu ne pahasına olursa olsun yıkacağız. Bir program dahilinde nüfusun, ekonominin, konut stokunun yoğun olduğu binaları vatandaşa siz yıkın diyeceğiz.
 
Yıkarken bir sürü yardımlarımız olacak, bir sürü kolaylaştırmalarımız olacak: imar hakkı transferi gibi, menkullerin likit hale getirilmesi gibi. Yine orada kiracı olup da maddi durumu iyi olmayanlara kira yardımı olan var. Ev sahibi olanlara evini yapana kadar yine aynı yerde kira yardımı var. Ben başka yerden ev almak istiyorum diyenlere konut kredisi yardımı var. Vatandaş eğer evlerini kendisi yıkarsa bu yardımları yapacağız ama kendisi yıkmazda biz yıkarsak o zaman bu yardımları yapmayacağız. Biz vatandaşa "evini kendin yık, kendin yap" diyeceğiz. 

Biz yıktıktan sonra vatandaşın yerini devlet olarak yapmak niyetinde değiliz, kendisi yapacak. Kendisi satmak mı istiyor, satsın. Yapmak mı istiyor yapsın. Kat karşılığı mı vermek istiyorsa versin. Her türlü tasarruf hakkı oradaki parsel sahiplerinin. Burada ikinci önemli husus: binada hissedarların tamamının muvafakatını aramıyoruz. Burada nitelikli çoğunluk yani üçte iki çoğunluk karar verdiği zaman diğer üçte bire diyoruz ki sizde bu karara uymak zorundasın.
 
Buradaki toplumun menfaati, çoğunluğun menfaati ne ise sen de uyacaksın ama senin mülkiyetine biz dokunmuyoruz. Bu arkadaşlar değerlendirsinler senin yerini, yapsınlar, satsınlar sen de paranı al. Ama yok ona da katılmıyorsa o kabul etmeyen kişinin hissesinin SPK`ya kayıtlı ekspertiz tarafından değerini tespit edeceğiz ve açık artırma ile anlaşma sağlayan diğer hissedarlara açık artırmaya satışa çıkaracağız.
 
Eğer üçte ikilik çoğunluk, bu üçte biri almazsa veya alamazsa o zaman biz devlet olarak, onun ekspertiz değeri üzerinden parasını yatırıp, resen hazine adına tescil edeceğiz ve o üçte iki çoğunluğun yapmış olduğu anlaşmaya uyacağız. Diyeceğiz ki `biz aldık ama sahibi sizsiniz. Bizim yerimizi de satın, bizim yerimizi de yapın, bizim yerimize değerlendirin, biz de paramızı alalım diyeceğiz` ve orada razı olmayan vatandaşın parasını da vereceğiz tabi."
 
Kentsel dönüşümün üçüncü ayağının yürütmeyi durdurma kararının alınmaması olduğunu ifade eden Bakan Bayraktar, " Can güvenliği, can emniyeti daha önemli. İnsanımızın canı çok daha kıymetlidir. Bir deprem olduğu zaman evi yıkılacak, malı gidecek, canı gidecek. Can emniyetini öne aldığımız için sadece deprem riski olan alanlarda, sadece afet riski altında olan alanlarda yaptığımız bu işlemlere karşı yürütmeyi durdurma kararı alınmasın diyoruz" şeklinde konuştu.
 
Van`da Tersine Göç Başlayacak 
 
Van depremi sonrasında yapılan çalışmalara ilişkin de açıklamalarda bulunan Bakan Erdoğan Bayraktar, Van`da mart-nisan ayları gibi tersine göçün başlayacağını belirtti.
 
Bakan Bayraktar şunları söyledi: "Van depremi parçalı bir deprem oldu. Marmara depremi kadar büyük bir deprem değildi ama iki tane üst üste deprem oldu. Başta 20 bin konteynıra sahiptik, talep 30 bine çıktı. Konteynırlar hemen hemen yüzde 95 tamamlandı ve 15 bin kalıcı konutun ihalesi bitmek üzere, 10 bin konutun ise ihalesi bitti. Bu hafta içi de 5 bin bitecek zannediyorum. Sayın Başbakanımız bana talimat verdi: `Bundan sonra Van`daki genel konsepti sen organize edeceksin` diye. Şimdi biz Van`ın tamamını planlıyoruz. Şehrin merkezini korumak suretiyle, çok modern bir hale getireceğiz. Belediyeyle de beraber çalışıyoruz. Van`ın marka değerini artıracak yeni bir yapı olacak. Van`dan göç eden vatandaşlarımızın mart-nisan gibi bu geri dönüşlerinin olacağını görüyoruz. Van`da ciddi bir canlılık hareket olacak. Ekonomi canlanacak. İnşallah bu yaraları saracağız. Van`ı örnek bir şehir haline getirmek için çok ciddi planlarımız var."
 
İLKHA
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir