Riyad Makaev - Doğruhaber/Analiz

Yaklaşık otuz sene bekledikten sonra Ortadoğu`ya müthiş bir dönüş yapan Rusya bugün elde ettiği durumunu kaybetmek istemeyecektir. Rusya ilk Afganistan`da başlayarak Ortadoğuda`ki varlığını yavaş yavaş yitirmişti. ABD, Sovyetler Birliği dağıtmakla kalmadı turuncu darbelerle post Sovyet bölgelerinde bile Batı destekli hükümetleri işbaşına getirdi. Son olarak Arap Baharıyla başlatılan operasyonlarla zamanında Moskova`dan ve özellikle KGB`nin desteğiyle ayakta duran Irak, Cezayir, Yemen, Mısır, Libya gibi devletlerden bile Rusya ile çok iyi ilişkilerde olan totariter rejimleri devirerek bölgeye “demokrasi rejimleri!” getirdi. Son olarak Washington, Rusya`nın son kalesi olan Suriye`yi de yıkmıştı. Rusya ise sessiz Batı ile ilişkilerini güçlendirmeye bakarak kenarda durmaya çalıştı. Bu durum Batı Ukrayna`yı ve Kafkasya`yı kendi ekonomik çıkarları içine katana kadar devam etti.

Rusya birden Batı`nın ilerleyişine dur demeyi karar aldı ve karşı atağa başladı. İlk Kuzey-Kafkasya`daki ayaklanmayı durduran Rusya, Gürcistan`da Batı`nın yerleşmesini durdurdu. Ardından uzun beklemeden Ukrayna`daki Batı`nın oyunlara Kırım`ı ilhak ederek ciddi olduğunu gösterdi. Son olarak ABD`nin dünya ekonomisine müdahale ederken kullandığı en büyük kozu olan “terörü” bahane ederek Suriye`ye girdi. Düşmek üzere olan Esed rejimi yeniden ayağa kaldırdı. Kuzey-Kafkasya`da ciddi bir tecrübe elde eden Rusya Suriye`de devam eden iç savaşın seyrini lehine döndürmek için stratejik önemine sahip olan Halep`i de kontrol altına aldı. Batı`nın tüm koalisyon güçleriyle ve Arap müttefikleriyle elde edemediğini Rusya, Türkiye ve İran ile bir senede yaptı. 

Rusya son iki-üç yıl içinde Batı tarafından yapılan ekonomik yaptırımlara ve siyasi baskılara rağmen Ortadoğu üzerine yönelttiği pusuyu bir türlü geri çeviremedi. Rusya, Mısır ile askeri tatbikat gerçekleştirdi. Arabistan`la ciddi ilişkiler kurdu. ABD`nin Ortadoğu`daki en güvenli müttefiki olan İsrail ile ilişkilerini çok iyi yürüttü. Obama`nın “ben dünya lideriyim!” siyasetine karşın Rusya Ortadoğu`da eşit partnerler gibi davranmaya çalıştı. İsrail ve Filistin sorununu çözmek için arabuluculuk teklif etti. Mısır`da darbe ile işbaşına gelen Sisi ile siyasi ve ticari ilişkiler kurdu. En önemlisi NATO üyesi olan ve ezeli düşmanı olan Türkiye ile çok dostane ilişkiler kurabildi. Rusya bunu yaparken ABD ve müttefiki olan AB Ortadoğu`da her gün kan kaybetti. Özellikle Obama dönemi ABD`nin Ortadoğu`daki hâkimiyetini kaybettirdi. Yeni Trump dönemi pek Obama döneminden farklı görünmüyor.

Rusya Başkanı Putin, terörü kullanarak işbaşına gelen bir lider olduğunu Batı galiba unutmuş gibi görünüyor. Şimdi Rusya aynı taktiği kullanarak Ortadoğu`da ciddi bir oyuncu olmaya çalışıyor. Şimdilik Rusya başarılı. Suriye`yi de Rusya hâkimiyetini aldı. ABD`nin Suriye`de gösterebilecek her hangi bir başarı söz konusu değil. Şimdi Rusya`nın yanında bölgenin en büyük gücü olan Türkiye ve İran bulunuyor. Yarın Trump`ın agresif söylemlerden artık sabrı kalmayan diğer Ortadoğu ülkeleri Rusya`nın koluna girerse şaşırmamak lazım. Çünkü eski KGB`nin başardığını yeni FSB daha kolay yapabilir. Ayrıca bugüne kadar ABD`nin Ortadoğu`da hiç rakibi yoktu. İstediği gibi at koşturuyordu. Şimdi Rusya artık “ben varım” diyor. Rusya, ABD`nin prestijine bir darbe indirdi. ABD eski prestijini elde etmek için Rusya`yı Ortadoğu`dan tamamen çıkarmak zorunda.

Aksi halde Ortadoğu`nun elinde iki alternatif olacak - ABD ve Rusya. Dolayısıyla Rusya ve ABD arasında Ortadoğu`da büyük çatışmalar beklenir. Bunu yaparken Türkiye için çarpışacaklar. Türkiye ikisi için çok önemli. 15 Temmuz`dan ve Halep`in düşmesinden sonra Türkiye ABD konusunda çok hassas davranacaktır. Rusya ile yakınlaşmasından sonra Türkiye, Suriye konusunda ciddi ilerledi. ABD`nin pasif davranışları ve PKK ve PYD sorunları Ankara`yı düşündürüyor. Bundan sonra Türkiye`nin önemi daha da artacak. Bakalım Allah ne gösterecek. İnşallah güzel şeyler olur. Allah ne eylerse güzel eyler!