Fas`ta demokratik geçiş ihtimali
Biz kendimizi hiçbir zaman sosyal ve siyasi rejimlere karşı devrimci ve darbeci olarak sunmadık.
Fas seçimlerini boykot etmeye çağıran bazı radikal kesimler, bize karşı büyük bir zafer kazanmışçasına ellerini ovuşturarak şöyle diyorlar: “ Size demedik mi? Diktatör rejimin gölgesi altında seçimlere girmeniz doğru bir yol değildir. Diktatörün 2011`te yaptıkları reformlar da birer oyundur. Tabi siz onlara kanıp destek verdiniz. Durumları düzelince de parantezi kapatıp sizi dip nota attılar.”
Biz bunlara şöyle diyoruz: Biz kendimizi hiçbir zaman sosyal ve siyasi rejimlere karşı devrimci ve darbeci olarak sunmadık. Biz kendimizi vatandaş olarak sunduk. Yolumuz ıslah yoludur. Bu yolun uzun ve engellerle dolu olduğunu biliyoruz. Yine bu yolda yükselmeler, inişler, tümsekler ve zor süreçlerle karşılaşacağımızın farkındayız. Bundan dolayı biz de sosyal değişimciler ve felsefecilerin dediği gibi, ıslah projelerinin sadece doğrudan yükselmelerin değil, girinti ve çıkıntılarla olabileceğini düşünüyoruz.
Islah yolu ilerlemeler ve çekilmelerle toplumun bilinçlendirilmesine ihtiyaç duyar. Topluma siyasi şuuru kazandırıp demokrasiyle mücadele bilincini yaymak ve bazılarının istediği siyaset meydanındaki kutuplaşmaların nedenini ortaya çıkarıp, karışıklığı yok etmekle gerçekleşebileceğini biliyoruz. Bazıları bunu rejime karşı mücadele olarak görüyorlar. Fas`taysa krala karşı durup, mücadele etmek olarak görüyorlar. Ya da modern ideolojiler ile İslam düşüncesinin veya muhafazakârlar ile diğerleri arasında yapılan mücadele olarak da görülebilir.
Islah etmek ümitsizliğe, tahriklere ve tuzaklara karşı durup her yönüyle olumlu bir duruşla, halkla beraber, sabırlı bir şekilde beklemektir. Ayrıca daha önceki sıkıntılardan dersler ve ibretler çıkarma zorunluluğu vardır.
Bu beraberliğe kabul edilip, yer tutunmak tek bir darbeyle bitirilecek bir savaş değildir. Adım adım sporcu ruhuyla çalışmakla olur. Sporcu ruhla kültürel ve siyasi olarak parti kararlarını ön plana çıkarmaksızın kontrol ve bağımlılık kalıntıları üzerinde inşa edilir.
Başta birkaç taviz verilse bile sonuçta zafer, tedbirli ve olaylara karşı nasıl hareket edeceğini bilenlere nasip olacaktır. Bazı zamanlarda kazanımları savunma yoluna gidilebilir. Bazen de, görüşmelerin tıkandığı durumlarda vurulmak istenilen öldürücü darbeyi önlemek için adımlar atılır. Bu şekilde ya zafer veya beraberlik sağlanmış olur.
Demokratik geçiş savaşında önemli olan hedeflerin açık ve belirli olmasıdır. Yoksa verilen tepkilere kapılıp kanunların izin vermediği sert oyun sonunda kırmızı kartla mağlup olursun. Tecrübeyle sabittir ki, şiddet hareketlerine yol açıldığında siyasi ve toplumsal istikrar sarsılıp daha şiddetli felaketlere sebep olur.
Garip olan siyasal çalışmaları kabul etmeyen marjinal tutum sergileyenler, yeri geldiğinde farkına varmadan siyasi kapışmalara kapılıp daha önce “kazanılan tabloyu silip” yeni baştan başlıyorlar.
Yaklaşık 40 yıldır katılım ve ilerleme ilkesine inanıyoruz. Bu ilkeyi biz Resulullah (sav)`in, “insanlara karışıp, eziyetlerine sabreden mümin, insanlara karışmayıp eziyetlerine sabretmeyen müminden daha hayırlıdır” hadisinden çıkarıyoruz.
Biz bugün başarısızlıklar ve yapılan darbelerden sonra kararlı demokratik deneyimlere bakarak ona göre tavır sergiliyoruz. Daha önce parmakla işaret edilen ve örnek gösterilen ülkelerin hepsinden farklı bir durumdayız. Görmek isteyenler varsa Tunus tecrübesinde büyük hikmetler vardır.
Muhammed Yetim
Tercüme: Mücahid Temel