"Şehitlik Âdem`den beri ilahî ve İslamî bir kavramdır"
"Şehitlik" kavramının Hz. Âdem`den günümüze kadar ilahi bir kavram olarak kullanıldığını belirten Şehitler Kervanı Platformu Başkanı Ömer Çelik, bu kavramın farklı ideolojilerle birlikte kullanılamayacak kadar yüce olduğuna dikkat çekti.
"Şehadet ayı" olarak bilinen Şubat ayıyla ilgili İLKHA'ya konuşan Şehitler Kervanı Platformu Başkanı Ömer Çelik, "Şehitlik" kavramının günümüzde farklı ideolojilerin önüne getirilerek değersizleştirilmeye çalışıldığını belirtirek, şehitliğin İslamî bir olgu olduğuna vurgu yaptı.
Şehitlerin özelliklerine ve şehadetin mertebelerine değinen Çelik, şehadete değer verilen her çağda Allah`ın, Müslümanları daima aziz kıldığını ifade etti.
Çelik, Şubat ayında, dünyanın değişik coğrafyalarında İslam ümmetine yön veren ve ümmetin kurtuluşu için mücadele eden Hasan El-Benna, İskilipli Atıf Hoca, Şeyh Zeki Atak, Abbas Musavi, Şeyh Ragıp Harp, Metin Yüksel gibi şahsiyetlerin şehit olduğunu hatırlattı.
"Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler` demeyiniz. Bilâkis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız." ile "Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler; Allah`ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar." ayetlerine işaret eden Çelik, "Şehitlerin, bizim idrakimiz dışında anlayışımız dışında hayat tabakaları vardır. Allah, onlara ölü dememizi yasaklıyor. Hadis-i şeriflerde, şehitlerin ruhlarının cennette yeşil kuşların kursağında olduğu, onların özgürce dolaştığı ortaya konuyor." dedi.
Çelik, "Şehitler, cehennem azabından muaftırlar ve en güzel, en büyük kurtuluş olan ve her kim cennetten kurtulmuş ve cennete girmeyi hak etmişse işte gerçek kurtuluş budur. Şehitlerin uhrevi kazançlarının en büyüğü gerçek kurtuluştur. İnsanlar bir dava için canını verebiliyor ve kanını akıtabiliyorsa, içten verdiği o can ve o kan, davanın daim ve kaim olmasını sağlar." diye konuştu.
"Şehitlik, Adem`den beri ilahi ve İslami bir kavramdır"
İslami ve gayri İslami toplumlarda herkesin kavramlara yüklediği anlamların farklı olduğunu ifade eden Çelik, günümüzde şehadet kavramını farklı ideolojilerle birlikte kullanma yanlışına girildiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bugün Hristiyanlar, Yahudiler de kendi ölen askeri polisi için veya davası için ölenlere aynı ismi verebiliyorlar. Ya da komünistler, Allah`a inanmayan, ahiret inancı olmayanlar bu kavramı kullanabiliyor. 'Basın şehidi', 'demokrasi şehidi', 'kominizim şehidi' 'özgürlük şehidi' diyebiliyorlar. Fakat bu kavram, Hz. Âdem`den günümüze kadar ilahî, İslamî ve dini bir kavramdır. Bu kavram, ancak dini emirle, vahiyle anlaşılabilir. Eğer Müslümansa ve öldürülme sebebi Allah yolunda olursa bu, şehittir. Rengi, ırkı ne olursa olsun önemli değildir. İnsanların, kendi ideolojileri uğruna öldürülen insanlara 'şehit' demesi bu gerçeği ters yüz etmez."
"Öldüren de ölen de ateştedir"
Günümüzde, mezheplerin adeta din haline geldiğini, ulus/devlet çıkarlarının din olarak telakki edilmesiyle birlikte maalesef Müslümanların kendi aralarında çekişmeye girdiğine vurgu yapan Çelik, Hz. Muhammed'in, "İnsanlar öyle günler görecek ki, katil niçin öldürdüğünü, maktul de niçin öldürüldüğünü bilemeyecek." "Bu nasıl olur?" diye soruldu. Şu cevabı verdi: "Herçtir! Öldüren de ölen de ateştedir." hadisini hatırlattı ve şöyle devam etti:
"Müslümanların, birbirini öldürmesiyle 'şahadet' olmaz. İstedikleri kadar davalarının hak olduğunu söylesinler. Allah yolunda, İslam düşmanlarına karşı savaşanlar şehit olurlar. Yoksa mezhep ve ulusal çıkarların din haline getirilmesiyle birlikte yapılan savaşın sonunda ölenlerin hem dünya hem de ahirette hüsran olacağına inanıyoruz."
Çelik konuşmasının sonunda, "Tarih boyunca İslamî toplumlar ne zaman şehadete değer vermişlerse, şehit olmak için yanıp tutuşmuşlarsa Allah (celle celaluhu) onları aziz kılmıştır. Onları muzaffer kılmış ve asla zillet elbisesi giydirmemiştir. Bugün de zillet elbisesinden kurtulmanın yegâne yolu şehadet elbisesini giymektir." ifadelerini kullandı. (M. Sıddık Bilge, Emrah Deniz- İLKHA)