İslami Evlilik
Biraz maziye daldım ve 95 veya 2000`li yıllarda kurulan evlilikleri ve o zaman evli olan kardeşleri düşünmeye başladım.
Biraz maziye daldım ve 95 veya 2000’li yıllarda kurulan evlilikleri ve o zaman evli olan kardeşleri düşünmeye başladım. Erkek olsun bayan olsun, tüm kardeşler ihlas ile kuşanmış ve dünyalık bir dertleri yoktu. Bayanlar erkekler gibi vızır vızır çalışıyor, şu faaliyet bu çalışma, camide ders vb etkinlikler derken, gündüz yoğun bir mesai, yorucu ama müthiş bir manevi depo, beyinsel olarak yarına odaklanmış bir bilinç ve azim, bir şeyler yapmanın verdiği lezzet ve manevi huzurla evine varıp, eşine hazırlık yapıyordu...
Eşi de kendisine dünyalık namına hiçbir sıkıntı çıkarmayan böyle bir eşi verdiği için Allah’a şükreder, böyle bir bilinçle bayanları yetiştiren kardeşlerine sevgi ve samimiyetle, gönlünü ve yüreğini açardı... Hatta evlendiğinde, eşinden mehir olarak sadece Fizilal takımını isteyen kardeşleri bilirim veya eşinin çilekeş olmasını ve İslam için sıkıntılar çeken biri olmasını isteyen nice bayan kardeşlerimiz de vardı! Erkekler, güzellik değil takvayı esas alırlardı...
Onlar bozulmamış anlayışlarını farklı ölçülerle kirletmemek için fedakar ve cefakar eş adayları isterlerdi. Çünkü günleri ve geceleri diziler ve magazinle yoğrulmazdı, cihad ve şehadet ile yoğrulanların ideali elbette Fatımalar, Asiyeler, Meryemler olurdu. Saf ve halistiler. Falan kesin evi şöyle, hanımı böyle, kolunda şu kadar bilezik var, evindeki perdeler, odasındaki kanepeler gibi muhabbetleri yoktu. İşte bunlar evlenince yuvaları da huzur ve neşe ile çalkalanırdı. 1400 yıl öncesinden de bahsetmiyorum, şahidi olduğum ve şahidleri çok olan 15 yıl öncesinden bahsediyorum...
Şimdi ise çift taraflı büyük bir değişim var. Erkekte İslami bir anlayış ve derdi kalmayınca, zikri ve fikri maddi ölçüler, ev, araba vb. ihtiyaçlara takılınca, evde ne cihad özlemi ne mücadele aşkı nede halis bir iman anlayışı kalmaz elbette ki. Hanımı da çağa ayak uydurmuş ve sözde gerekçelerle değişimine kılıf bulup kocasına ayak uydurmaktadır. Çünkü bayanda artık dizileri görüp oradaki yaşantıya ve lükse özenmekte birde çevresinde eski arkadaşlarının da dünyalık yarışına girdiğini görünce kendisi de geride kalmamak için hızlıca bir yükselme ve zenginlik havasına girmektedir.. Aslında her ikisi de biliyor yanlış yaptığını, ama bir kere kendilerini bu çirkef çarka teslim ettikleri için ve eskiye mazi derler mantığıyla baktıkları için dönüp kendilerini ciddi bir sorgulamadan bile geçirmemektedirler... Erkek manken mücahide, bayan ise, hem mücahid, hem yakışıklı, hem de zengin bir eş istiyor.
Kısacası evlenmeden önce kendimizi sorgulayalım, kendimizi ihlasla donatalım. Umulur ki; Rabbim bize en az bizim fikrimizde bizim gibi ve bizden de daha hayırlı bir eş nasip eder. Aksi halde, bizde olmayanı başkasından isteyemeyiz. Buna hakkımız yok! Öyleyse, tam anlamıyla Zeynep’lerimiz, Zeynep’leşsin.. Hüseyin’lerimizde, Hüseyin’leşsin..
HAFTANIN YAZISI
Şehide Meryem Koca / Diyarbakır - Yaş: 26