`Türkiye`de 100 bin öğretmene ihtiyaç var`
2016-2017 eğitim-öğretim yılının ilk döneminin sona ermesiyle önemli açıklamalarda bulunan Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı, Türkiye`nin 100 bin öğretmene ihtiyacı olduğunu söyledi.
Öğretmen istihdamı başta olmak üzere, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra eğitimdeki durum, kılık-kıyafet yönetmeliği, karma eğitim dayatması gibi birçok konuda önemli açıklamalarda bulunan Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı İbrahim Coşkun, yeni eğitim-öğretim müfredatının zamana uygun yapılması gerektiğini söyledi.
Türkiye genelinde 100 bin öğretmen Şanlıurfa`da da 7 bin öğretmen açığı olduğunu söyleyen Coşkun, eğitim ve öğretimin kalitesinin artırılması ancak istihdamla olacağını ifade etti.
Öğretmen ihtiyacının sözleşmeli öğretmenlerle gidermenin verimli olmadığına dikkat çeken Coşkun, “İhtiyaç kadrolu öğretmenlerle karşılanmalı, mülakat ve sözleşmeli istihdamdan vazgeçmelidir. Türkiye genelinde 100 bin Şanlıurfa`da ise yaklaşık 7 bin öğretmene ihtiyaç vardır. Öğretmen açığı tabi ki ücretli öğretmenlikle gideriliyor ama bu ne kadar verimli olur tartışılacak bir konudur. O yüzden sınıfların boş kalmasını istemiyorsak, her sınıfa bir öğretmen verilmeli mutlaka kadrolu öğretmenin alımı yapılmalıdır. Yaklaşık 300 bin ataması yapılmayan öğretmen var. Bunların bir an önce istihdam alanı oluşturulup kadroya alınarak derslere verilmesi gerekir. Eğitim ve öğretimin kalitesini artırmak istiyorsak bundan başka çaremiz yoktur.” dedi.
“İyi bir gelecek için yeni bir müfredata ihtiyacı var”
15 Temmuz ABD destekli darbe girişiminden sonra yaşanan operasyonlarla açığa alınan öğretmenler ile ilgili konuşan Coşkun, “İyi bir gelecek için yeni bir müfredata ihtiyacı var. Eğitim çalışanlarımızın birçok olumsuzluğa rağmen özveriyle çalıştıkları, darbe girişimi sonrası yaşanan kritik bir sürecin ardından sona ermiş bulunmaktadır. FETÖ`nün hain planlarının icra edildiği bir zaman diliminde ve bunun artçı sarsıntılarının gölgesinde açılan eğitim-öğretim yılında, ihanet şebekesine mensup kişilerin kamudan tasfiye edilmesine yönelik tedbirlerin alınması nedeniyle, bazı olumsuzluklar yaşanmıştır. İhraçlar, açığa almalar, özellikle valilikler ve kaymakamlıklar tarafından açığa alınanların durumlarının netleştirilmesinin gecikmesi eğitim-öğretimi etkilemiştir. Masum ve hainlerin ayrıştırılması noktasında illere göre farklılıkların olması art niyetlilere kapı aralamış, hainlerin gizlenmesine, masumların ise itibarsızlaştırılmasına zemin hazırlamıştır.” ifadelerini kullandı.
“Eğitim müfredatı zamanın ruhuna uygun olmalı”
Eğitim müfredatının tamamen özgürlükçü, evrensel değerleri esas alan, zamanın ruhuna uygun bir eğitim modelinin inşa edilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Coşkun, şöyle devam etti: “Çok sayıda öğretmenin açıkta bekletilmesinin, birçoğu hakkında hâlâ bir içleme-soruşturma yapılmamış olmasının mesleki ve sosyal yansımaları göz önüne alınarak, suçu tespit edilenlerin cezalandırılması, masum olanların ise bir an önce görevlerine iade edilmesi gerekmektedir. Özellikle iller arasında veya kurumlar arasında farklı usullerin uygulanması, gereksiz yere ve uzun süreli görevden uzaklaştırma tedbiri uygulanması, haklarında herhangi bir adil ve idari işlem yapılmayanların görevlerine döndürülmesi, eğitim çalışanlarını huzursuz etmekte, eğitim-öğretimi de olumsuz etkilemektedir. Eğitim müfredatımızın tamamen özgürlükçü, eğitimde fırsat eşitliğini sağlayan, eleştirel ve evrensel değerleri esas alan, zamanın ruhuna uygun bir eğitim modelinin inşa etme vaktinin geldiğini düşünüyoruz.”
“Karma eğitim dayatmasından vazgeçilmeli, öğrencilere seçme hakkı verilmelidir”
Doğru ve Güneydoğu Anadolu illerinde öğretmenlerin görevde kalma sürelerinin kısıtlı olmasından dolayı eğitimde istikrar sorununa neden olduğuna vurgu yapan Coşkun, “İstihdamda güçlük çekilen bölgelerde görev yapan eğitimcilere ek tazminat verilmelidir. Söz konusu yerlerde, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde öğretmenlerin görevde kalma süresi ortalama bir buçuk yıldır. Bu da eğitim ve öğretimde istikrar sorununa neden olmaktadır. Bundan dolayı bu tür yerlere tazminat verilmesi lazımdır. Ek ders ücretlerindeki çarpıklıklar giderilmeli, hakkaniyete uygun bir iyileştirme mutlaka yapılmalıdır. Okullara bütçe verilmesi kararı hayata geçirilmelidir. Kamu görevlilerine kılık ve kıyafet dayatması yapılmamalı, darbe ürünü yönetmenlik derhâl kaldırılmalıdır. Kariyer basamaklarının sorununa çözüm bulunmalıdır. Öğretmenlere mutlaka alan değişikliği hakkı tanınmalı ve karma eğitim dayatmasından vazgeçilmeli, öğrencilere seçme hakkı verilmelidir. Rotasyon ve performans değerlendirmesi gibi iş barışını ve çalışma motivasyonunu bozacak girişimlerden uzak durulması gerektiğini düşünüyoruz.” şeklinde konuştu. (Ramazan Casuk-İLKHA)