Düşündük mü?
Bedenimizin ne kadar büyük bir nimet olduğunu hiç düşündük mü acaba?
Bedenimizin ne kadar büyük bir nimet olduğunu hiç düşündük mü acaba? Elimizin, ayağımızın, aklımızın, gözümüzün... Eminim birçoğumuz bu nimetlerin farkında bile değil. Hiç, kendimizi bir engellinin yerine koyduk mu? O zorluğu yaşamak nasıl diye kendimizi sorguladık mı? Ve... Bize verdiği sağlık için Allah’a defalarca şükür ettik mi?
Sağlıklı olarak dünyaya gelmeyi biz tercih etmedik; onlar da engelli olmayı tercih etmediler. Elimizi kullanamamak... Kolay olduğunu düşünüyorsak bir elimize bir gün tatil izni verelim, elimizi kullanmayalım. Tek elle idare edebileceğimizi düşünüyorsak iki elimize tatil izni verelim ve görelim ki ellerimiz ne kadar da büyük nimetler.
Ellerimizi, kollarımızı kullanamadan kapıyı açamaz, su içemez bir kitap sayfası bile çeviremeyiz. Bunlar için bi el yeterli diyorsanız rica ederim bir elinize ve kolunuza tatil izni verin! Peki, yürümek sizce nedir? Sadece bütün gün koştur koştur sonrası yorgunluk veren bir monotonluk mudur? Fakat yürüyemeyenlerin hayalidir yürümek. Özgürce adım atabilmektir. Ama biz yürümenin verdiği yorgunluktan isyan bile ediyoruz. Yani yorgunluk da bir nimettir aslında. Ya bir gün sabah kalktığımızda yataktan çıkamasak diye düşündük mü?
Akıl... En büyük nimetlerden biri değil mi? Zihinsel engelli olmamayı siz mi tercih ettiniz? Bilmek; bilmenin ne olduğunun farkına varabilmek. Bilmemenin bile ne olduğunu bilmemek. Kendimizi hiç sorguya çekip de bir engelli olsaydım, diye düşündük mü? Aslında hepimiz bir engelli adayıyız.
Rabbim tüm hastalara Şafi ismiyle tecelli etsin, bizi de sağlığımızdan mahrum bırakmayıp O`na şükredenlerden eylesin.