"Genç nesiller fethin, gönülleri fethetmek olduğunu bilmeli"
Diyarbakır'da Anadolu Gençlik Derneği tarafından Mekke'nin fethi münasebetiyle bir program düzenlendi.
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Diyarbakır Şubesi, Mekke’nin fethinin 1385. yıldönümü münasebetiyle ‘Mekke’nin Fethi’ konulu program düzenledi. Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Merkezi’nde gerçekleşen etkinlik, Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Programın açılış ve selamlama konuşmasını Anadolu Gençlik Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Abdurrahman Ergin yaptı.
Genç nesillerin fethin kavramını anlaması gerektiğini söyleyen Ergin, “Tüm Müslümanların kıblesi olan Kabe’nin bulunduğu, şehirlerin anası Mekke şehrinin fethini özellikle genç nesle her yıl tekrar tekrar hatırlatmanın önemine inanıyoruz. Her akşam ana haber bültenlerinde patlayan bombalara, çatışmalara, savaşlara dair haberler duymak canımızı yakıyor. Her akşam ana haber bültenlerinde yaşamını yitirmiş insanlar görmek, kolu, bacağı kopmuş insanlar görmek, yetim kalmış çocuklar, dul kalmış kadınlar, gözü yaşlı anneler görmek canımızı yakıyor. Bütün bu olup bitenler üzerimizdeki sorumluluğu daha da artırıyor. Genç nesiller mutlaka fetih kavramını anlamalı, fetih ve işgal arasındaki farkı bilmeli, fethin asıl gönülleri fethetmek olduğunu bilmeli ve fetih aşkıyla yaşamalıdır.” dedi.
Ergin’in konuşmasının ardından Mekke'nin fethini anlatan sinevizyon gösterimi yapıldı.
Programa konuşmacı olarak katılan Din Görevlileri Birliği Derneği Genel Başkanı Muhittin Yıldırım, İslam coğrafyasında yaşananların çözümünün ittifak etmek olduğunu belirtti.
İslam’ın üstünde hiç bir kavramın temel kimlik olamayacağını söyleyen Din Bir Der Genel Başkanı Yıldırım, “İslam ahlakı Müslümanları birbirine asla nefret ettirmez, birbirinizi sevdirir. Bizim zanlarımız bizi birbirinden uzaklaştırıyor. Allah’a sığınıp dua etmenin ardından kalplerin ısınması için birbirlerimize koşmamız gerekiyor. Önce manevi kılıçları çekip ardından maddi görevleri de yerine getireceğiz ki kaynaşmalar olsun, birleşmeler olsun. Hem zahiri hem de batıni tedbirleri Müslümanlar olarak almak zorundayız. Çıkış yolumuz budur. Yoksa Amerika’ya giderek, Rusya’ya giderek şuraya-buraya giderek, yalpalayarak çıkış yolu bulamayız. Biz, biz olursak kendimize güvenip Allah’a dayanırsak, o zaman olur. Bizi birbirimizden ayıran hastalıklar nelerdir? Bunlar ihtilaf, cidal ve tefrikadır. Bu üçüne ittifak ilaçtır. Şeytan önce bizi ihtilafa düşürür. ‘Benim görüşüm esastır’ demenin veya onda ısrarcı olmanın ittifaka faydası yoktur.” şeklinde konuştu.
“İttifak ahlakını kazanamazsak Mekke’nin fethi sadece bir zikriyattan ibaret kalır”
Müslümanların ittifak etmesi ile fetihlerin geleceğine vurgu yapan Yıldırım, “Müslümanlar ittifak ederse Mekke’de feth edilir, İstanbul da, Diyarbakır da Efendimizin belirttiği Roma da feth edilir. Ama yok, ittifak ahlakını kazanamazsak Mekke’nin fethi sadece bir zikriyattan ibaret kalır. İttifak ahlakını anlamadan, kavrayıp bifiil amelimize geçirmeden biz bu fitneden bu bozulmuşluktan kurtulamayız.” İfadelerini kullandı.
“İslam dini haktır, mükemmeldir, ona bir şey eklenemez, ondan bir şey de çıkarılamaz.” diyen Yıldırım sözlerine şöyle devam etti:
“Kim İslam’a bir şey eklerse İslam oradan çıkar gider. Irkçılık, mezhepçilik, particilik, cemaatçilik Müslümanlıkta yoktur. Irk var, mezhep var, parti var, cemaat de var ama bir tarağın uçları gibi var. Üstünlük takvadadır, bunu çok iyi kavramamız lazım. İslam’a bir şey ekleyen ifrata, çıkaran ise tefrite gider, soluğu ya kapitalizmde ya da sosyalizm de yer alır. Müslümanlık orta yoldur. İslam dini bir bütündür.”
Program tiyatro gösteriminin ardından sona erdi. (M. Hüseyin Temel, M. Sıddık Bilge – İLKHA)