• DOLAR 34.566
  • EURO 36.633
  • ALTIN 2921.789
  • ...
Başka Rana Teyze`ler Bu Acıyı Yaşamasın
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Emrah Tel / Doğruhaber
Cezaevinde yatmakta olan ağır hastalar… Raporlu ve felçli mahkûmlar… Mahkûmlara uygulanan ancak aileleri mahkûm eden sürgün niteliğindeki sevkler… Evlatlarını son kez olsun görmek isteyen Rana Teyzeler… Türkiye yıllarca cezaevlerinde yaşanan mağduriyet ve haksızlıkları konuştu, tartıştı… Ama ne Hükümet’ten ne de yetkililerden bu konuda hiçbir açıklama gelmedi. Ta ki Ergenekon sanığı Haberal’ın annesi gündeme gelinceye kadar. Başbakan Erdoğan’a geçirdiği “ameliyat”tan dolayı “geçmiş olsun” ziyaretinde bulunan CHP eski Başkanı Deniz Baykal, ziyarette Ergenekon sanığı Mehmet Haberal’ın, cezaevinden izinle çıkarılıp 92 yaşındaki hasta annesini ziyaret edebilmesi için ricada bulundu. Rica sonrası Başbakan Erdoğan, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e talimat vererek gereğinin yapılmasını istedi.
 
Böylece, ‘Haberal yasası’ olarak anılan yasa tasarısı gündeme geldi ve Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, yasa teklifini görüşerek “Genel uygunluk” görüşü verdi. Sonuç olarak tutuklulara hasta yakınlarını ziyaret etme imkânı getiren yasa teklifi Adalet Komisyonu’ndan da geçti. Ancak yasanın kimleri kapsayacağı ve ne zaman Bakanlar Kurulundan geçeceği hala belirsiz.

İKİ ELİM YAKALARINDA OLACAK
Yine aynı günlerde 77 yaşında kanser hastası Rana Baran’ın feryadı çınladı kulaklarda. Rana Teyze, 2010 Ağustos’ta Diyarbakır’dan Bayburt’a sevk edilen ve 7 ay boyunca hiç göremediği İhsan’ını son bir kez olsun görmek için yetkililere seslendi. Ama yine sesini duyan olmadı. Rana Teyze, İhsan’ını son bir kez göremeden hayata gözlerini yumdu. Vefatından hemen önce yeniden hükümete seslenen Rana Teyze, “Ya oğlumu tekrar Diyarbakır’a göndersinler ya da kendisine izin verip görüşmemizi sağlasınlar” diyerek isteğini yineledi. Rana Teyze, son konuşmasında sözlerini şöyle sürdürdü; ‘Oğlum Adıyaman cezaevinde olduğu için beş yıl boyunca Adıyaman`a, yedi yıl Bingöl`e, üç yıl Elazığ`a gereksiz yere gidip geldim.
Tam on sekiz yıl boyunca bu halimle cezaevlerine gidip geldim. Artık ihtiyarım, hastayım hiç mi vicdan yok bunlarda, bu hasta halimle artık yapamıyorum. Hiç mi Allah`tan korkmuyorlar. Ahirette her iki elim Erdoğan ve Abdullah Gül`ün yakasında olacak. Kim bu işten sorumlu ise ahirette hepsinden davacı olacağım. Oğlum hırsızlık yapmamış, esrar kullanmamış, alıp satmamış, oğlumun tek hatası var, o da Peygamberinin izinde gitmesidir, namaz kılmasıdır, Kur`an-ı Kerim okumasıdır. Şimdiye kadar oğlumdan hiç kimse ve hiçbir çevre rahatsız olmuş değil. Hiç yoktan ehli iman olan oğlumu cezaevine atmışlar. Bu halimle bu hasta halimle beni şehir şehir dolaştırıyorlar.

SEVK ZULMÜ AİLELERİ MAHKÛM ETTİ
2011 yılında Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan yaklaşık 120 kişiyi aşkın mahkûm, memleketlerinden uzak illere sürgün edildi. Aileleri Diyarbakır, Batman, Siirt gibi yakın illerde oturan bu mahkûmlar, Sivas, Giresun, Rize, Gümüşhane, Bayburt, Erzurum gibi uzak illere sevk edilerek adeta aileleri cezalandırıldı. Bu mahkûmlar arasında hasta olup tedavisi devam edenler, ailesi hasta olan mahkûmlar da vardı. Sanıklar, aileler ve sanık avukatlarının tüm çabaları boşa çıkarılarak, raporlara rağmen sevkler gerçekleştirildi.
 
Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Adalet Bakanlığı, Ceza İnfaz Kurumlarına gönderilen raporlarda sevklerin aileleri mağdur edeceği ifade edildiyse de sonuç alınamadı. Sevklere tepki gösteren mahkûm aileleri, yetkililere seslenerek, kendileri ve yakınları olan mahkûmlar için zulme dönüşen sevk furyasının durdurulmasını istediyse de yetkililerden hiçbir açıklama gelmedi. Sanık avukatları ise; mahkûmların, ailelerinden yüzlerce kilometre uzak cezaevlerine sevk edilmek istenmesinin “zulüm” olduğuna dikkat çekerek “Bu sevkler onların taşkınlık yapmamalarının cezası oldu. Bunlardan bir kısmı hasta ve burada tedavi görüyor, bir kısmı da okul okuyor.
 
Bu insanlar bile bile sevk zulmüne tabi tutulacaklar. Bu mahkûmları ve ailelerini bilinçli bir şekilde mağdur etmektir” açıklamalarında bulundu. Sonuç olarak, Rana Teyze durumunda olan onlarca aile, cezaevi sürgününe maruz kalan yakınlarını göremedi.
 
Çeşitli zorluklarla yakınlarını görmeye gidenler ise maddi manevi sıkıntılar yaşayarak yüzlerce kilometre yol kat etmek zorunda bırakıldı.

HASTA MAHKÛMLARIN DURUMU NE OLACAK
Haklarında Cumhurbaşkanlığına defalarca dilekçe sunulan hasta mahkumların durumu ise içler acısı. 18 yıldır sandalyeye mahkûm olan felçli ve bakıma muhtaç olduğu, iş gücünü yüzde 90-95 oranında kaybettiği halde hala cezaevinde tutulan Fikret Bayram ve arkadaşları Cumhurbaşkanlığına defalarca af dilekçesi verdi ama hiçbir sonuç alınamadı.

Yasin Demir, cezaevinde Hepatit hastalığına yakalandı. Zamanla, Demir’in hastalığı tedavi edilemediği için ilerledi ve kronikleşti. Adli Tıp Kurumu’ndan aldığı raporla kronikleşmiş hepatit B ve delta süper enfeksiyonu hastalığı olduğu belgelenen Demir için yapılan başvurular reddedildi. Yasin Demir için adaletin ne zaman tecelli edeceği merak konusu.

1998 yılında Hizbullah davasından tutuklanan ve 2008’de müebbet hapis cezasına çarptırılan Hamit Çöklü, kaldığı Siirt cezaevinde kalp krizi geçirdi. Cezaevinde ilk müdahalesi yapılan Çöklü’nün hayati tehlikesi olmasına rağmen 23 saat boyunca hastaneye götürülmemiş daha sonraki girişimler sonucunda tedavi altına alınabilmişti. Yaşayan hasta mahkumlar adalet beklerken, bazı mahkumlar da bürokrasinin kurbanı oldular ve göz göre göre ölüme terk edildiler.
 
Hatırlanacağı üzere Cahit Durmaz, bağırsak kanserine yakalanmış fakat bir türlü rapor alamadığı için hastalığı ilerlemiş ve sonunda cezaevinde hayatını kaybetmişti. Uzun adli tıp süreci ve raporun Cumhurbaşkanına ulaştırılmasının engellenmesi Cahit Durmaz’ın hayatına mal oldu.
 
Cahit Durmaz, sonuç alınamayan girişimler sonucu hayatını kaybetmişti. Yine Hizbullah davasından yargılanan, Turan Arı, Musa Özer sair hastalıklardan dolayı cezaevinde hayatlarını kaybetti.

Oysa Cumhurbaşkanı Gül, daha önce Güler Zere’yi son olarak da Muhittin Taş, Kısmet Genç ve Erol Bozsüt isimli mahkumları affetti. Bu durum, söz konusu İslami davadan dolayı mahkum olanlar olunca hassasiyetler erteleniyor mu, sorusunu akıllara getirdi. Son aflar ile beraber Cumhurbaşkanı Abdullah Gül görev süresince toplam 23 mahkum için özel af yetkisini kullandı.

BAŞKA RANA TEYZELER BUNU YAŞAMASIN
Rana Teyze, İhsan’ını göremeden gitti. ‘İki elim yakalarında olacak’ dediği yetkililerin ise geride kalan Rana Teyzelerin durumları ile ilgilenip ilgilenmeyeceği ise merak konusu oldu. Sevk zulmüne maruz kalan birçok mahkûm yakını Rana Teyze’nin durumunda ya yatalak hasta ya da yolculuk yapamaz raporuna sahip. Kilometrelerce uzağa sürgün edilen mahkumların anne babaları, çocuklarını görebilme umudu taşıyor.

Fikri Boylu: 15 yıldır cezaevinde Sivas E Tipi’ne sevk edildi. Oğlu yüzde 90 özürlü ve yatalak. Annesinin sırtında görüşe gelip gidiyor.

Abdulgafur Batmaz: 18 yıldır cezaevinde... Erzurum H Tipi’ne sevk edildi. Annesi ağır hasta ve birilerinin yardımıyla görüşe gelip-gidiyor.

Kasım Azarkan: 10 yıldır cezaevinde... Gümüşhane E Tipi’ne sevk edildi. Eşi hasta ve özürlü maaşı alıyor.

Mehmet Fidancı: 11 yıldır cezaevinde... Anne ve babası yüzde 80 özürlü. Babası yatalak... Abisi Batman E Tipi’nde yatıyor. Sivas E Tipi’ne sevk edildi.

Mehmet Çiçek: 9 yıldır cezaevinde... Giresun E Tipi’ne sevk edildi. Anne, baba ve eşinin “yolculuk yapamaz” derecede hastalık raporları mevcuttur.

Servet Yoldaş: 10 yıldır cezaevinde... Giresun E Tipi’ne sevk edildi... Kardeşi İsmet Yoldaş Batman Cezaevi’nde kalıyor.
Ramazan Kalkan: 12 yıldır cezaevinde... Bayburt M Tipi cezaevine sevk edildi Annesi yok... Babası yurtdışında. Görüşçüsü, sadece 80 yaşındaki hasta babaannesidir.

Ayetullah Uluışık: 3 yıldır cezaevinde... Giresun E Tipi’ne sevk edildi. Annesi ileri derecede kemik erimesi yüzünden uzun yolculuk yapamaz, raporu mevcuttur.

Mahsun Nazlı: 18 yıldır cezaevinde... Giresun E Tipi’ne sevk edildi. Anne-babası hasta, raporlu.

Hayrettin Şayık: 12 yıldır cezaevinde... Giresun E Tipi’ne sevk edildi. Ailesi Nusaybin ve Şırnak’ta ikamet ediyor. Bir kısım ailesi de İstanbul’da kalıyor.

Ferit Filitoğlu: 8 yıldır cezaevinde... Giresun E Tipi’ne sevk edildi. 83 yaşındaki annesi yatalak düzeyine yakın hasta, raporlu. “Uzun yolculuk yapamaz” raporu var..

Mehmet Aksa: 16 yıldır cezaevinde... Bayburt M Tipi’ne sevk edildi. Cezaevinde iken annesi vefat etti. Babası kalp hastası raporlu.

Hayrettin Demir: 17 yıldır cezaevinde... Sivas E Tipi’ne sevk edildi. Daha önce kalp hastalığı nedeniyle Siirt cezaevinden D.Bakır D Tipi’ne sevk edilmişti.

Ramazan Elaltuntaş: 18 yıldır cezaevinde... Bayburt Cezaevi’ne sevk edildi. Yaşlı annesi hasta ve raporludur.

İhsan Baran: 18 yıldır cezaevinde... Bayburt Cezaevi’ne sevk edildi. Babası vefat etmiş. Annesi de İhsan’ını son kez göremeden vefat etti.
 
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir