• DOLAR 32.386
  • EURO 35.096
  • ALTIN 2326.86
  • ...
 `Laiklik Rejimi İslam Alemine  Model Olamaz`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Mehmet Özcan / Doğruhaber
Bir süre önce Türkiye’nin de aralarında bulunduğu ülkelere bir dizi ziyaret gerçekleştiren Filistin Başbakanı İsmail Heniyye şimdi de başka Arap ülkelerinde resmi temaslarda bulunuyor. israil işgali altında bulunan Gazze’den beş yıl gibi bir aradan sonra bu tür ziyaretlerin gerçekleştirilebilmesi elbette Arap dünyasındaki direnişlerin sonucu olduğu bir hakikat.
Filistin Başbakanı Heniyye’nin dış ülkelere olan ziyaretlerini Hamas’ın Gazze’de bulunan önemli liderlerinden Dr. Mahmud Zahar’a sorduk.
 
Yaptığımız özel görüşmede Dr. Zahar, gelişmelerin kendileri için bir açılım fırsatı doğurduğunu ve bunu değerlendirdiklerini söyledi. Hamas lideri Dr. Zahar’la ayrıca Arap Baharı’nın Filistin’e yansımaları, Refah sınırının son durumu, Hamas’ın Suriye’deki karargâhı, Meşal’in Ürdün ziyareti, ‘Türkiye’nin Hamas’a 300 milyon dolar verdi’ haberlerini ve Filistin iç barış müzakerelerini konuştuk. Türkiye’nin yerinin Avrupa değil İslam âlemi olduğunu ifade eden Dr. Zahar, “Türkiye laiklikle değil İslam’la aziz bir ülke oluyor. Türkiye’deki laik rejimi İslam âlemine model olarak kabul etmek mümkün değildir” diye belirtti. İşte tüm bu konular hakkında gazetemize önemli açıklamalarda bulunan Zahar’ın sorularımıza verdiği cevaplar;

BAŞBAKAN HENİYYE’NİN DIŞ GEZİLERİ…
Başbakan Heniyye geçtiğimiz ay Sudan, Mısır, Türkiye ve Tunus’u ziyaret etmişti. Şimdi de Katar’a gitti, İran ve daha başka Arap ülkelerine ziyaretlerde bulunacak. Bu ziyaretler ne ifade ediyor ve Gazze’ye, Filistin’e ne gibi faydalar sağlayacak?
Aslında bu ziyaretler, 2006 yılında yapılan ve HAMAS’ın büyük başarı elde ederek Filistin halkının temsilcisi olduğunu tescil eden 2006 parlamento seçimlerinin hemen ardından yapılması gereken dış ziyaretler olmalıydı. 2005 yılında yapılan yerel seçimlerde önemli bir başarı elde eden HAMAS 2006’da milletvekili seçimlerinde bunu perçinlemiş ve böylece Filistin halkını temsil eden meşru bir güç haline gelmiştir. Ancak bu dönemde bazı Arap ülkelerinin özellikle de Mısır’ın bize zorluklar çıkarması hükümet üyelerinin ve HAMAS temsilcilerinin dışarıya çıkmalarını engellemesi o zaman bu tür ziyaretlerin yapılmasını engellemiştir. Mısır’da meydana gelen gelişmeler bizim için bir açılım fırsatını doğurmuştur. Biz de bu fırsatı değerlendirerek, bu tür ziyaretlerde bulunarak geç de olsa bu ülkelerle ilişkilerimizi doğal mecrasına oturtmak ve geliştirmek istiyoruz. Bu ziyaretlerin amaç ve hedefi budur.

ARAP BAHARI, İSRAİL’LE BARIŞI DEĞİL DİRENİŞİN DOĞRULUĞUNU KANITLAMIŞTIR
Arap baharının Gazze’ye yansıması ne oldu, ne tür faydalar sağladı, bize anlatır mısınız?
Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki, Arap Baharı, HAMAS’ın planını ve siyasetinin doğruluğunu kanıtlamıştır. HAMAS’ın düşüncesinin son derece mantıklı ve çekici olduğunu ortaya koymuştur. siyonist işgalcilerle hiçbir müzakerede bulunmayan, siyonist israil’i tanımayan HAMAS’ın duruşunun doğruluğu bu şekilde kanıtlanmıştır. Çünkü bunun Mısır halkı üzerinde büyük bir tesiri olmuştur. Nitekim halkın Tahrir Meydanına inmesini sağlayan en önemli etkenlerden birisi budur. Mısır halkının israil’i bir ortak olarak görmemesi ve bu duyguyla Kahire’deki israil elçiliğini basması direnişe dayalı düşüncesinin ve bu doğrultudaki duruşunun sonucudur.

Bu bir, ikincisi; Arap Baharı israil’le barış görüşmeleri yapılması gerektiğini savunan planın çöküşünü, HAMAS’ın silahlı direnişe dayalı planının doğruluğunu tescil etmiştir. Çünkü geçen süre en son Ürdün’de yapılan sözde barış görüşmeleri göstermiştir ki; israil bu usulle yola gelmez. Bu yöntemle israil kimseye bir şey vermez. Arap halkı Arap Baharı denen hareketlerle israil’le barış görüşmelerini onaylamadığını göstermiştir. Boşu boşuna bu görüşmelerle 20 yıl heba edilmiştir. En son Ürdün’de yapılan görüşmelerde bu görüşmelerin fayda sağlamadığı ilan edilmiştir.

KUŞATMA YAVAŞ YAVAŞ KALKIYOR
Üçüncüsü; Gazze’nin fiilen, Batı Şeria’nın kısmen yaşadığı kuşatmanın yavaş yavaş aşıldığını görüyoruz. Mısır’da hükümetin kurulmasıyla birlikte bu sürecin hızlanacağını umuyoruz. Çünkü Mısır’da hükümetin kurulmasıyla birlikte Gazze’yle Mısır arasındaki ticari, sosyal ve kültürel ilişkiler çok daha ileri bir seviyeye taşınacaktır. Çünkü Mısır önemli ve merkez bir ülkedir.

HAMAS, ARAP DEĞİL İSLAMİ KİMLİĞİNİ ESAS ALIR
Dördüncüsü; HAMAS Arap kimliğini değil İslami kimliğini esas alır. HAMAS bu nedenle İslam ülkesi olarak Türkiye ve İran’la ilişkilerini geliştirmek istiyor. Bunu Uzak Doğu ve Afrika İslam ülkelerine kadar yaymak istiyor. Biz, İslam medeniyetinin gücüne inanıyoruz. Bu bizim ilkemizdir. Şu anda İslam âleminde gözlemlediğimiz gelişmeler bu medeniyetin yeniden tesisi yönünde bize güç ve umut veriyor.

REFAH’IN, TİCARİ MALLAR İÇİN DE AÇILMASINI BEKLİYORUZ
Refah sınır kapısı şu an tamamıyla açık mı yoksa zorunlu durumlara mı açık?
Refah sınır kapısı, Cuma günü ve resmi bayramlar hariç her gün saat 9.00 ile 18.00 arasında açık durumdadır. Ancak Refah kapısı sadece insanların geçişi için açıktır. Kapının ticari mallar için de açılmasını bekliyoruz.

HAMAS’IN ÜÇ KARARGÂHI VAR
Hamas’ın Suriye’deki merkezini Katar, Mısır veya Türkiye gibi bir ülkeye taşıyacağı söylemleri var. Bu söylemler doğru mu?
Öncelikle şunu ifade edeyim; HAMAS’ın üç karargâhı var. Batı Şeria Karargâhı, Gazze Karargâhı ve dışarıdaki karargâhı, dışarıdaki karargâh Suriye’de bulunuyor. Şu an bu karargâhın başka yere taşınması hususunda alınmış bir kararımız yok. Suriye makamlarınca ya da karargâhın personeli böyle bir talepte bulunmadıkça bu konuda tavır değiştireceğimizi beklemiyorum. Suriye makamları bize çıkın, derlerse çıkarız. Şahsi olarak Suriye’den ayrılıp başka yere gitmek isteyen personeli engellemiyoruz. Ancak şu ana kadar karargâhın Suriye’den taşınması hususunda alınmış bir kararımız yok.

HAMAS ÜRDÜN’DEN 1999’DA ÇIKMAK ZORUNDA KALMIŞTI
Halid Meşal liderliğindeki HAMAS heyeti, Ürdün’e 11 yıl aradan sonra bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaretle ne amaçlanıyor?
Aslında ziyaretlerin olması değil, olmaması anormaldir; mantıksızdır. Bizim bütün Araplarla iyi ilişkilere sahip olmamız gerekir. Fakat bizden kaynaklanmayan sebeplerle, Ürdün’ün kendi şartlarda dolayı bu tür ilişkiler askıya alındı. 1999’da HAMAS Ürdün’den çıkmak zorunda kaldı. Siyasi olarak veya güvenlik açısından hiçbir Arap ülkesine ve rejimine bir yük veya tehdit değildir. Böyleyken bizim yakın ve uzak bütün Arap ülkeleriyle sağlam ilişkilere sahip olmamız son derece doğaldır. Olması gereken de budur.

‘300 MİLYON DOLAR’ HABERİ, TÜRKİYE’YE BASKI İÇİNDİR
israil basınının haberine göre Türkiye hükümetinin Hamas’a 300 milyon dolar yardımda bulunduğu belirtiliyor. Gerçi Türkiye yalanladı bu haberi, siz ne diyorsunuz bu haber için?
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Bütün İslam ülkelerinin HAMAS’a yardım etmesi gerekir. Çünkü HAMAS terör örgütü değildir. siyonist israil HAMAS için böyle bir propaganda yapsa da HAMAS terörist bir örgüt değildir. HAMAS, topraklarının ve insanlarının özgürlüğü için mücadele eden bir yapılanmadır. HAMAS ile özgürlük için mücadele eden diğer örgütler arasında ne gibi bir fark var. Onlar terörist olmuyor da neden HAMAS haklı taleplerine rağmen terörist oluyor.

Bu sadece israil’in ve ikiyüzlü Batı’nın tutumudur. Bunun herhangi bir inandırıcılığı yoktur. Yardım konusuna gelince, şu ana kadar Türkiye’nin bahsi geçen yardımı yaptığına dair bir delil yok. Ancak Türkiye sürekli bize insani yardımlarda bulunuyor. Örneğin sağlık, gıda ve buna benzer alanlarda yardımda bulunuyor. Bu yardımları çok görmüş olmalıdırlar ki Türkiye’ye baskı yapmak için bu haberleri bilinçli olarak yayıyorlar. Biz Türkiye Dışişleri Bakanlığının açıklamalarına saygı duyuyoruz. Ayrıca Türkiye’ye güveniyoruz.

RAMALLAH’TAKİ ORTAĞIMIZ İKİLİ OYNUYOR
Filistin’deki iç barışla ilgili devam eden müzakerelerden umutlu musunuz?
Doğrusunu söylemek gerekirse bu konuda ciddi şekilde düşüncelerimiz var. Bu konuda ihtiyatlıyız. Çünkü bu meselede kötü hatıralarımız var. Ramallah’taki ortağımız ikili oynuyor. Bir taraftan bizimle görüşürken öbür taraftan israille görüşmeler yapıyor. Ama ne olursa olsun Ebu Mazen (Mahmut Abbas) iç barış konusunda samimiyse biz buna hazırız. Değilse zaten biz kendi sahamızda mücadele ediyoruz. İç barışın olmaması bizim mücadelemizi etkilemez. Biz bu ayrılığı istemediğimiz için bu tür girişimleri önemsiyoruz. Yoksa fiilen bunun bizim üzerimizde olumsuz bir etkisi yoktur
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir